Ankara’daki Suriye zirvesinde kritik mesajlar! Askeri seçenek masada mı? Uzmanlar A Haber'de yorumladı
Dışişleri Bakanı Fidan, Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani ile Ankara'da ortak basın toplantısı düzenledi. Bakan Fidan, Suriye'nin kuzeyindeki terör örgütü YPG'nin sisteme entegre olmak istemediğini vurguladı. Bakan Fidan, Suriye'deki karanlık tablonun en büyük aktörlerinden birinin İsrail olduğunu belirtti. Gelişmeleri A Haber canlı yayınına katılan terör ve güvenlik uzmanı Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe ile uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. Hasan Oktay değerlendirdi.
Suriye Dışişleri Bakanı Hasan Esad Şeybani, Savunma Bakanı Murhef Ebu Kasra ve İstihbarat Başkanı Hüseyin es Seleme, Türkiye'ye ziyaret gerçekleştiriyor. Suriyeli bakanlar, Ankara'da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'la bir araya geldi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriyeli mevkidaşı Esad Hasan Şeybani ile ortak basın açıklaması gerçekleştirdi. Bakan Fidan, YPG'nin bölgede oyun bozucu bir rol üstlendiğini belirterek, "Sisteme entegre olmuyor, olumlu havayı bozuyor" dedi.
Bölgedeki en karanlık aktörün İsrail olduğunu vurgulayan Fidan, İsrail'in önceliğinin Suriye'de kaotik bir ortam yaratmak olduğunu ifade etti. Gelişmeleri A Haber canlı yayınına katılan terör ve güvenlik uzmanı Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe ile uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. Hasan Oktay değerlendirdi.
YPG'YE VERİLEN SON MESAJDIR
Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe: İki bakanın birlikte yapmış olduğu açıklamalar YPG terör örgütüne verilen son mesajlar. Bunu bu şekilde görmek lazım. Artık bundan sonrası yok. Bu artık yani bugüne kadar size verilen süre yani 10 Mart'taki anlaşmanın gereği yapılmıyor ve size verilen sürenin de artık doldu anlamındadır. Bundan sonrasında farklı metotlar uygulanır. Yani artık diplomasiden uzaklaşılır. Hatırlayınız Suriye'deki olaylar geçen yıl başladığında, yani bu işte Esad'ın devrilme sürecinde Türkiye'de Tedrifat bölgesi ve Münbiç bölgesine askeri harekatı yaptıktan sonra geri kalan bölgede diplomasiyi uygulamıştı. Çeşitli şekillerde diplomasinin ön plana çıkmasını istemişti. Ama bakın bir yıla yaklaşıyoruz.
Ekran görüntüsü / A Haber
ÖZERLİK HAYALİ PEŞİNDELER ANCAK TÜRKİYE İZN VERMEZ
10 Mart'ta bu adamların imzalamış olduğu bir metin var, bir anlaşma var Suriye hükümetiyle. Terörsüz Türkiye var. Bakan Fidan çok güzel söyledi. Yani bu sadece Suriye'yle yapmış oldukları anlaşma değil Türkiye'nin terörsüz Türkiye projesi kapsamında PKK'dan, PKK'nın silah bırakmasının ardından kendi bu SDG yetkililerini yapmış olduğu açıklamalarda halen daha direnmeleri, ellerindeki mevcut kuvveti korumaya çalışmaları, mevcut gücü korumaya çalışmaları ve bununla ilgili açıklamalar var. Yani adamlar açıkça net bir şekilde söylüyorlar. Biz neden Suriye ordusuyla bütünleşelim? Çünkü amaçları farklı.
Bunların amaçları tamamen bölgede mevcut yapılarını koruyabilmek, özerklik alabilmek, daha sonra da bağımsızlığa giden yolun ilk basamaklarını atlamaktır. Bunu düşünüyorlar ve Türkiye'de Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan'ın "Biz enayi değiliz" sözü çok önemlidir. Bunların hepsini herkes görüyor ve herkes biliyor. Tüm gelişmeleri okuyabiliyor. Devlet aklı var. Türk devlet geleneği Türk devlet aklı öyle 100 yıllık, 200 yıllık değil. Yani 2 bin yıllık bir devlet aklı ve geleneği var. Şimdi siz bunu göz ardı edip de öyle küçük projeler peşinde koşup da burada Türk devletini, izlediği politikayı yok sayamazsınız ve tehdit edemezsiniz.
Ekran görüntüsü / A Haber
BUNDAN SONRA HANGİ ADIM ATILACAK?
Eğer buna kulak asmazlarsa, bundan sonraki olay sahada askeri seçenekler devreye girer. Türkiye Cumhuriyeti, Türk Ordusu bunu yapmaktan çekinmez. Bu net bir şey. Daha önce de yaptı. Fırat Kalkanı operasyonu ile başlayan o Türkiye'nin yeni stratejisinde öncelerini açık hatırlayınız harekatlar başlamadan önce mesela 24 Ağustos 2016 tarihinden önceki açıklamalara bakın Cumhurbaşkanımızın açıklamalarına, o dönemki Dışişleri Bakanlarımızın açıklamalarına hepsinde taraflara silah bırakmaları ya da bölgeyi terk etmeleri konusunda çağrı var. Cumhurbaşkanımızın defaaten "Bir gün ansızın gelebiliriz, bir gece ansızın gelebiliriz" açıklamaları var ve bunlar boşa yapılmıyordu. Yani şunu söyleniyordu; Ayağınızı denk alın. Bölgeyi terk edin. Yani o bölgelerdeki o dönemki teröristlere. Ama uymadıkları takdirde de eğer uymazsanız da bu çağrılara kulak asmazsanız da biz de bir gece ansızın geliriz. Bu, bu manadadır.
"ASKERİ SEÇENEK MASADADIR"
İki bakanın aynı anda toplanması, Suriye Savunma Bakanı'nın da gelmesi, bu toplantıya katılması, bu açıklamanın yapılması ve benzer vurguların, benzer açıklamaların vurgulanması bundan sonraki aşamada askeri seçeneğin sahada olduğunu, olacağını net mesajıdır. O süreyi bilemiyorum yani bu mesajın ardından ne kadar beklenir? O tabii ki siyasi iradenin vereceği bir karardır ama şu andan itibaren net mesaj olarak bunu değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum.
Ekran görüntüsü / A Haber
OLASI OPERASYON NASIL GERÇEKLEŞİR?
Bana göre bu özellikle Şam'ın kendi kuvvetleri ile olur. Çünkü anlaşma yani 10 Mart Mutabakatı Şam yönetimiyle SDG arasında yapılan bir anlaşma. Ben bunun Suriye ordusuyla SDG güçleri arasında olabileceğini düşünüyorum. Yani Suriye hükümetinin bu konuda ilk başta muharebe sahasında gözükmesi muhtemeldir. Ama tabii Türkiye destekli olacaktır. Türk askerinin o bölgede olduğunu biliyoruz belki ateş destek vasıtalarıyla, istihbarat bilgisiyle, işte hava desteği verilebilir, sağlanabilir ama ilk başlarda ben Suriye ordusunun inisiyatif alarak sahaya ineceğini ve SDG'ye karşı bir harekat düzenleyeceğini düşünüyorum.
Ekran görüntüsü / A Haber
TÜRKİYE HAREKATI NASIL DESTEKLER?
Müştereken de yapılır bu da bir alternatiftir ki müştereken yapılan bir toplantı var. İki bakanın açıklaması var ve müşterek bir harekatla yani Suriye ordusuyla Türk ordusunun birlikte kuzeyden ve güneybatıdan yapılacak bir harekatla, batıdan yapılacak bir harekat şeklinde de bir harekat görmek mümkün diyebilirim. Ama dediğim gibi tamamen planlamalara bağlı. Savunma Bakanı burada. Mutlaka Suriye Savunma Bakanı da Milli Savunma Bakanlığı yetkilileriyle görüşmüştür. Diğer askeri heyetler de mutlaka vardır diye düşünüyoruz bu heyetin içerisinde. Dolayısıyla planlar hazırdır ama hangisi uygulanacak, hangisi daha itibar görecek, muhtemel bir başarıya kısa sürede başarıyı elde edecek bir harekattır, o askeri seçenekler değerlendirilir. Her ikisi de olabilir. Ama eğer sadece Suriye ordusu bu harekatı başlatacaksa Türkiye'de istihbarat desteği, elektronik harp desteği, vasıta desteği ve diğer ateş destek vasıtalarıyla da destek vererek harekatı destekleyecektir diye düşünüyorum.
Ekran görüntüsü / A Haber
TÜRKİYE TUZAK KURMA PLANI
Prof. Dr. Hasan Oktay: Gerçekten önemli dakikalardan geçiyoruz. Gerçekten her bir dakikanın kendi içinde ciddi zorluklar taşıdığı bir süreçle karşı karşıyayız. İsrail'in Hizbullah'a karşı yapmış olduğu operasyonda bizim de PYD'ye PKK'ya karşı bir operasyon yapma seçeneğimiz söz konusu idi. İlk yapmış olduğumuz operasyonlardan bahsetti ama biz Suriye'de İsrail'in Hizbullah'a yapmış olduğu operasyon gibi büyük bir operasyon yapma seçeneğini elimizde caydırıcı bir unsur olarak bulundurduk ama operasyon gerçekleştirmedik. Çünkü biz teröre karşı vermiş olduğumuz mücadelede dünya kamuoyunun önünde terör ayrı, Kürt unsur ayrı ayrımı yapılsın diye biz bu süreçte bu operasyonu gerçekleştirmedik. Çünkü Suriye'de yapılmaya çalışılan bir Türk-Kürt çatışması oluşturup bura üzerinden İsrail'in ve İsrail'le birlikte hareket eden mekanizmanın uluslararası, Birleşmiş Milletler'i devreye koyarak bölgede büyük bir sorunla Türkiye'yi karşı karşıya bırakmak istiyor.
Ekran görüntüsü / A Haber
HEDEFLERİ TÜRK-KÜRT ÇATIŞMASI
Türkiye onun için YPG'yle, PKK'yla diplomatik nezaket ve diplomatik soğukkanlılık içerisinde süreci yürütmeye çalışırken ama İsrail tabiri caizse bizim nasırımıza basarak bizim yol yürüyüşümüzü şaşırtmaya çalışıyor. Ama aynı İsrail kendi güvenliğini gerekçe göstererek etrafındaki 5 devlete saldırma cesaretini gösterdi ve etrafındaki bütün örgütlere karşı olağanüstü güçle operasyonlar gerçekleştirdi ama Türkiye'nin bu konuyla ilgili yapacağı itirazlara sanki bir Türk-Kürt ayrışması, bir Türk-Kürt çatışması imiş gibi psikolojik üstünlük, propaganda üstünlüğüyle alanda, alan kontrol etmeye çalışıyor.
Ama bugün Hakan Fidan'la Suriyeli Bakan'ının birlikte yapmış oldukları basın toplantısında ortaya konan kelimeler son derece önemli. Yani Türkiye askeri operasyon seçeneğini her zaman elinde bir caydırıcı unsur olarak bulunduruyor. Fakat özellikle Türkiye'de Terörsüz Türkiye ve Mecliste oluşan kardeşlik platformunun komisyonunun çalışmalarıyla bu meseleyi biz suhuletle ve usuletle, herhangi bir toplumsal ve büyük bir çatışmaya dönüşmeden süreci kontrol altına alıp Suriye'de de insan hakları, hukukun üstünlüğüne dayalı merkezi bir devletin kurulması konusunda Türkiye elinden geleni fazlasıyla yapmaya devam edecek.
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN
