Gazze'yi dünyaya duyurdular! A Haber'de çarpıcı analiz: Demir Kubbe'den sonra deniz kubbe de aşıldı
Katil İsrail işgal güçlerinin Gazze’yi abluka altına alarak sürdürdüğü insanlık krizine dur demek için yola çıkan vicdan hareketine küresel destek sürüyor. Katil İsrail’in uluslararası sularda yasa dışı bir şekilde alıkoyduğu aktivistlerden 137’si İstanbul’a geldi. Vatandaşlar, aktivistlerin gelişiyle birlikte Sumud’a destek için sokaklara döküldü. Konuya ilişkin A Haber canlı yayınına katılan duayen isimler, önemli açıklamalarda bulundu. Gazeteci Bercan Tutar, Sumud’un Gazze yolundan alıkonulmasının ardından yeni filoların da harekete geçtiğini söyleyerek, İsrail'in aşılmaz denilen deniz kubbesi de aşıldı” dedi.
Gazze'ye insani yardım ulaştırmak ve katil ordunun ablukasını kırmak için yola çıkan Küresel Sumud Filosu geçtiğimiz günlerde saldırıya uğramıştı. Olay dünya kamuoyunda tepkiyle karşılanırken yasa dışı şekilde uluslararası sularda alıkonulan Türk aktivistler için Bakanlıkça harekete geçti. Siyonistler tarafından alıkonulan aktivistlerden 137'si bugün İstanbul'a geldi. Peki vicdan hareketiyle birlikte Gazze sürecinde neler yaşandı? Duayen isimler A Haber ekranlarında açıkladı.
Gazeteci Ekrem Kızıltaş: Yani Sumut Filosu hedefine vardı mı varmadı mı tartışmasının abes olduğu bir dönemde, elhamdülillah. Yani İsrail açısından ve belki bütün dünya açısından ezber bozan girişimlerden biriydi. 46 ülkeden 497 kişi, bilebildiğim kadarıyla 40 küsur tekneyle oldukça çetin bir yolculuktan sonra İsrail'in açık denizlerde, uluslararası sularda engellemesiyle karşılaşmalarına rağmen bazıları Gazze karasularına da girebildi. Belki niyetledikleri şeyi tam olarak başaramadılar ama İsrail'in aşılmazlığı, yenilmezliği, İsrail'in dokunulmazlığı gibi şeylerin bir efsane olduğunu açık ve net olarak ortaya koydular ve bence muhteşem bir cesaret örneği.
(fotoğraf - ahaber.com.tr - ekran görüntüsü)
"TÜRKİYE BU İŞİN HER TARAFINDA VAR"
Sadece Filistinlilerin, Gazze'nin, Filistin'in, sadece oradaki insanların, sadece Arapların, sadece Müslümanların meselesi olmayıp bütün insanlığın meselesi olduğunu ortaya koyan bir tablo bu. Çünkü 46 değişik ülkeden 497 kişi tam bir vicdan hareketi, tam bir insanlık hareketi. Dolayısıyla muhteşem bir şey. Bugünkü tablonun güzel tarafı da şu: Türkiye'nin bu tür işlerin neresinde olduğu hep düşünülürdü. Başından beri hatırlayın, "Niye Türkiye'den gitmediler?" falan gibi değişik sorular soruldu. Ama Sumut Filosu harekete geçtikten bugüne kadar Türkiye'nin bir şekilde bu işin kıyısında, köşesinde, yukarısında, orasında, burasında olduğunu ve bugün itibarıyla da ilk kafile olarak getirilen 137 kişiyi Türk Hava Yolları'nın getirmesi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin gönderdiği uçakla getirilmesi... Bunlardan 36'sının Türk, 101 tanesinin değişik ülkelerden olması da gösteriyor ki Türkiye bu işin hemen her tarafında var. Ama bazen bazı şeyleri açıktan yapmak gerekirken, bazı şeyleri de bu tür yapmak gerekmiyor. Umulur ki geriye kalan 360 civarında hakikaten insanlığın şeref, belki şeref sebebi olacak o diğer arkadaşlarımız, diğer kardeşlerimiz de en kısa sürede hürriyetlerine kavuşurlar.
Bu arada inşallah yeni yola çıkan galiba 11 gemilik bir benzer bir filo var. Umulur ki o, daha iyisini başarır. Ve onun hemen ardından büyük ihtimalle dünyanın değişik yerlerinden katılımcılarla bir başka filo daha yola çıkmak üzere şu anda hazırlanıyor, yürüyor. Dolayısıyla açıkça söylemek gerekirse İsrail'i pek de hoşlanmayacağı günler bekliyor. Bu yüzden Sumut Filosu'na katılan herkesten Allah razı olsun. Özellikle Türkiye'den gidenlere teşekkür etmemiz gerekiyor ama bunun bir insanlık meselesi olduğunu ortaya koyan bütün ülkelerden katılımcılara da bence teşekkür etmemiz gerekiyor.
(fotoğraf - ahaber.com.tr - ekran görüntüsü)
"İSRAİL'İN DENİZ KUBBESİ DE AŞILDI"
Gazeteci Bercan Tutar: Aslında çok büyük bir aşılmaz denilen eşiğin de aşıldığının büyük bir ispatı, öyle değil mi? Yani "Demir Kubbe'den sonra işte Deniz Kubbe de delindi" diyorlar.
Yani İsrail'in işte aşılmaz denilen deniz kubbesi de aşıldı. Yeni filolar yolda. Zaten bu filo da şeydi, yani altı yedi bağımsız, kendi başına mesela hazırlık yapan, gitmeye çalışanlar, tesadüfen bir araya gelmişlerdi. Yani Tunus'ta, işte Avrupa'dan, diyelim işte Malezya'dan, Güney Asya Müslümanlarından bir araya gelmeleri, güçlerini birleştirmeleri, işte İspanya'dan harekete çıktılar, sonra Tunus'ta birleştiler. İsrail'e yönelik, İsrail'e doğru, Gazze'ye doğru gitmeleri... Tabii yani İsrail bu sefer çekingen davrandı. 2010'daki Mavi Marmara'yı hatırlarsak, 10 vatandaşımızı şehit etmişlerdi.
(fotoğraf - ahaber.com.tr - ekran görüntüsü)
"KATİL DEVLETE ULUSLARARSI BASKI HAT SAFHADA"
Onların mesela elektroşoklarla, silahlarla darbetmişlerdi, aşağılamışlardı. İşte gözaltına aldıktan sonra çok işkencelere tabi tutmuşlardı bazılarını. Ama bu sefer çok temkinli davrandılar. Yani uluslararası baskının hat safhada olduğunun bilincindeydiler. Biraz çekingen davrandılar. Yoksa İsrail böyle davranmaz. Gidenler de gene onlar da yumuşak davrandı. Yani aktivistler de mesela İsrail askerleri yanaşınca mesela anons yapınca hemen motorları durdurmuşlar. Aslında motorları durdurmayıp devam etseler mümkün değil yani yakalayamazlar.
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN