Kudüs'te tarihi ve siyasi mücadele! Başkan Erdoğan'dan dikkat çeken hamle
İsrail Başbakanı Netanyahu, ABD Dışişleri Bakanı Rubio ile katıldığı bir etkinlikte Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan söylemlerde bulundu. Netanyahu, Osmanlı Devleti döneminde Kudüs'te bulunan Siloam Yazıtı’nı almak için uğraştığını, ancak bunun Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın İBB Başkanı olduğu dönemde artan hassasiyetlerden ötürü gerçekleşemediğini söyledi. Sabah Gazetesi yazarı Okan Müderrisoğlu, katil Bibi’nin kuyruk acısını, Silaom Tableti’nin önemini ve Başkan Erdoğan’ın talimatıyla geçmiş yıllarda uzman ekibin Kudüs’te yaptığı incelemeyi köşesine taşıdı. İşte detaylar…
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte gittiği Mescid-i Aksa yakınlarındaki tünellerde arkeolojik kazıların yapıldığı bir alanda konuşma yaptı.
Netanyahu, Osmanlı döneminde Doğu Kudüs'te bulunarak İstanbul Arkeoloji Müzesi'ne getirilen Silvan Yazıtı'nı Türkiye'den istediğini, fakat Recep Tayyip Erdoğan ve seçmen tabanı nedeniyle yazıtı alamadığını iddia etti.
Silaom Tableti
Yazıtın Yahudi tarihi açısından çok önemli olduğunu ileri süren Netanyahu, talebinin dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı olan Başkan Erdoğan'ın öncülüğünde büyüyen seçmen kitlesinin tepki göstereceği korkusuyla reddedildiğini savundu.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan
Sabah Gazetesi yazarı Okan Müderrisoğlu, katil Bibi'nin açıklamaları, Silaom Tableti, Kudüs ve Mescid-i Aksa'daki kazı çalışmalarıyla ilgili çarpıcı bir yazıyı köşesine taşıdı. İşte Müderrisoğlu'nun 18 Eylül 2025 tarihli "Kudüs... Abdülhamit Han ve Erdoğan..." başlıklı yazısı:
Kudüs bahsi her açıldığında yakın tarihte hep rastlanan ismin Recep Tayyip Erdoğan olması tesadüf değil. Konu, bugünlerde İsrail'in soykırımcı Başbakanı Netanyahu'nun bir beyanatıyla yeniden gündeme geldi. Eli kanlı Netanyahu, "Burası, sizin değil, bizim şehrimiz Sayın Erdoğan. Her zaman bizim şehrimiz olacak. Bir daha bölünmeyecek" dedi.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan
Peki ama buna neden gerek duydu?
Açık kaynaklara göre Netanyahu canisi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın bir konuşmasına atıfla o açıklamayı yaptı.
Tarih, 1 Ekim 2020... Yer, TBMM. Erdoğan, yeni yasama yılının açılışında Kudüs bağlamında, şu mesajı verdi:
"... Kudüs bizim şehrimizdir, bizden bir şehirdir. İlk kıblemiz Kudüs'teki El Aksa ve Kubbet'üs Sahra da inancımızın sembol mescitleridir. Ayrıca bu şehir, Hristiyanlığın ve Museviliğin kutsal mekânlarına da ev sahipliği yapıyor. Kudüs'ün ve bölgenin binlerce yıllık sakinleri olan Filistin halkının topraklarının işgal edilmiş, hak ve hukuklarının çiğnenmiş olması da bu meseleyle yakından ilgilenmemizi gerektiriyor."

Yani... Erdoğan dün ne söyledi ise bugün de o çizgide ilerliyor.
İşin daha ilginç yanı ise 1998'e dayanıyor...
İsrail'in, her türlü ağır sıfatı hak eden Başbakanı, 27 yıl önceki bir talebini önceki gün yine dillendirdi. Dönemin Başbakanı (merhum) Mesut Yılmaz'dan ne istediğini ve aldığı cevabı paylaştı. Esasen, talebinin reddedilmesinde, o tarihte İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Tayyip Erdoğan'ın siyasal duruşunun ve halkta bulduğu karşılığın ne kadar etkili olduğu da gözler önüne serildi.
Malûm şahıs, İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde sergilenen Silaom Tabletini istediğini, karşılığında İsrail'deki tüm Osmanlı eserlerini vermeye hazır olduklarını ancak Erdoğan faktörü nedeniyle amacına ulaşamadığını itiraf etti.

Bahse konu tablet, arkeoloji açısından Yahudi tarihinin en eski yazılı belgelerinden biri kabul ediliyor. MÖ. 8. yüzyıla tarihlenen, Kudüs'teki Siloam Tüneli içinde bulunan İbranice yazıtta, Kudüs'ün su ihtiyacını karşılamak için açılan tünelin inşası tasvir ediliyor. Ama asıl kurgu, Kudüs'teki tüm inanç dokusunu silme ve kenti sadece Yahudilere aitmiş gibi gösterme sinsiliğinde düğümleniyor.
Bu veriler ışığında siyasi hafızamız bizi ister istemez 2007 yılına götürüyor.
Mescid-i Aksa
Öngörüleceği üzere devrede yine Erdoğan var. 2007'de Başbakan olan Erdoğan'ın talimatıyla 8 kişilik uzman ekip Kudüs'e gidiyor. Mescid-i Aksa çevresindeki kazıları yerinde inceleyip rapor yazıyor.
Katil Netanyahu, daha birkaç gün önce Mescid-'i Aksa'nın altını oyan o tünellerde ABD Dışişleri Bakanı Rubio ile fotoğraf verirken, asli niyetini de gizlemiyor.
Neden?
Çünkü 18 yıl öncesindeki Türkiye Cumhuriyeti damgalı raporda, Mescid-i Aksa çevresindeki tünel kazılarının hem tarihi katmanlar hem de yapıların temel stabilitesi açısından risk oluşturduğu belirtiliyor. Kazıların, Aksa'nın hemen altına ulaşma ihtimali bulunduğu, yeraltındaki boşlukların yapının çökmesine yol açabileceği uyarısına yer veriliyor!
Lakin Siyonist ideoloji, "Yahudilerin ata yurdu!" olarak Kudüs'ü ve özellikle Tapınak Tepesi'ni sembol olarak kabul ediyor. O nedenle Süleyman Mabedi'nin kalıntılarını bulacağı iddiasıyla Harem-i Şerifi temelinden kaldırmayı amaçlıyor.
Ve benim şahsi kanaatime göre...

Abdülhamit Han, Kudüs'ü ve ilk kıblemizi koruma pahasına ne kadar bedel ödedi ise Erdoğan'ın dün ödediği, bugün de ödetilmek istenen bedellerin odağında vaat edilmiş topraklar hezeyanını içeren planlara karşı çıkışı, küresel adalet arayışı ve bölgemizdeki mazlum/mağdur halklara ilham kaynağı olması yatıyor!
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN



