Washington, İsrail'in "tehdit" gerekçesiyle Suriye'de askerî operasyonlarını sürdürmesine yeşil ışık yaktığına göre, diplomasi literatürü yeni bir "tagline" kazanacak anlaşılan:
"Sen vur, ben açıklarım."
Yok hayır,
İsrail'in binlerce Gazzeli çocuğu öldürmesini, "kendini savunma hakkı" tesmiye etmelerini kastetmiyorum.
Şunu diyorum: Soykırımcı İsrail bomba yağdıracak, Washington da bunu "diplomatik süreç" diye ambalajlayacak. Adına da "güvenlik mekanizması" denilecek!..
Gerekçe mi?
Dünden hazır,
DEAŞ saldırıları artıyormuş. Malumunuz, DEAŞ deyince akan sular durur; kararlar "acil" alınır, sınırlar esnekleşir, mevziler "geçici" olur.
Dikkat isterim: "Geçici" kelimesi bu bölgede kalıcı durumun "politik ve diplomatik" karşılığıdır.
***
ABD ve İsrail'in önceliği, "direniş ekseninin" bir daha dirilmeyecek şekilde yok edilmesidir. Bunu tartışamayız.
Barrack'ın İsrail-Ankara arasındaki temaslarına bakınca, Suriye ile Gazze'yi aynı terazide tartmak istedikleri anlaşılıyor.
Fakat Türkiye'nin tavrı gayet net: Suriye'nin toprak bütünlüğü korunsun; ne IŞİD ne SGD/YPG fırsat bulsun, merkezi otorite oluşsun...
İsrail, Türkiye'nin tam aksine, Suriye'nin güneyini "kalıcı işgal" etmek için "tampon alan/serbest hareket" istiyor. Ardından da Türkiye'yi paramparça edecek etnik temelli
"garnizon devlet" kurmayı hedeflediğini herkes biliyor.
ABD işte bu iki zıt vizyonu
"ortak düşman" başlığında birbirine ulamaya
çalışıyor.
Soru şudur: İsrail ile Türkiye hangi ortak düşman karşısında birleşecek?
DEAŞ derseniz, zaten kendilerinin kurduğu ve yönettiği bir örgüt olduğunu
Trump bile söylemişti.
İran derseniz, 1639 Kasr-ı Şirin Antlaşması'ndan beri barış içinde yaşadığımız bir ülkeyle, Gazze soykırımcısı İsrail'le bir olup neden düşman olalım?
***
"Yeni güvenlik mimarisinin" akıldânelerinin demesine bakacak olursak, ABD himayesinde Türkiye sahada, Körfez finansmanda, İsrail de vurucu güç olmalı.
Suriye'yi tastamam
"yönetilebilir risk alanı"na çevirmek isteyince işte
böyle, arzular şelale olur.
Şu kavramlaştırmanın şıklığına bakar mısınız: Yönetilebilir risk. Yani risk var ama yönetimi onlarda.
Sahada mevzi büyüyorsa, kelimeler masada küçülür. "Geçici" denir, "mekanizma" denir, "koordinasyon" denir...
Ne ki haritalar bu kelimelere gülüp geçer.
Çünkü bu bölgede en gerçekçi belge, imzalı metinler değil; tutulan tepelerdir.