ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve dahi Suriye özel temsilcisi
Tom Barrack için görev tanımını aşmış bir diplomat diyemeyiz.
Zira diplomat gibi değil. Klasik büyükelçi tanımına da hiç uymuyor.
Tavrı, dili, sahadaki dolaşımı gayet cevval. Lakin bana paradoksal biçimde vestiyerde unutulmuş eski bir paltoyu çağrıştırıyor.
Dijital çağda klasik sömürge valisi edalarının bu çağrışımda etkisi var mıdır bilemiyorum.
Benim bildiğim şudur: Nasıl ki bir zamanlar
Kemal Derviş'i ekonomimizi dizayn etsin diye biz getirmiştik, ABD de Tom Barrack'ı tüm bölgeyi dizayn etsin diye göndermiş besbelli.
Tom Barrack'ın "21. yüzyıl mandacılığına" gayet uygun hâlleri, mesela, jeopolitik mühendislik ile diplomatik protokol arasındaki çizgiyi bilinçli olarak silme mahareti, gayet kompakt ve tutarlı bir zihniyet örgüsüne sahip olduğunun göstergesidir.
***
Barrack efendi eline verdikleri yol haritasına veya stratejik oyun planına göre kaptırıp gidiyor.
O kadar ki Türkiye'nin güvenlik kaygılarını hiç umursamadığı gibi
Suriye'de terörist tesmiye ettiklerine de müttefik muamelesi yapıyor.
Sonra da (bir soru üzerine) "Heybeliada Ruhban Okulu 2026'da açılacak" diyebiliyor.
Diplomatik nezaket gereği de olsa, "Buna Türkiye karar verir" demeye gerek duymuyor.
Aynı şekilde...
"Kıbrıs'ta barış olacak" diyor. Fakat, İsrail'in Rum kesimini silahlandırmasına herhangi bir itirazı yok.
"Barış" dediği de sonuç itibarıyla KKTC'nin tarihe karışmasından ibarettir.
Bunda da şaşacak bir şey yok. İsrail ve müttefiklerinin adanın tümüne hâkim olması için KKTC'nin ortadan kalkması gerekiyor.
Anlaşılan o ki, Türkiye'nin 51 yıl önce Kıbrıs Türklerini kurtarmak için gerçekleştirdiği harekâtla Kıbrıs'ta kurduğu denge sorun ama İsrail'in daha dün
Suriye topraklarını işgal etmesinde hiçbir sorun yok.
Zaten hiçbir sorun olmadığından
Netanyahu gündüz gözüyle "Suriye'den çıkmayacağım" diyor.
***
Sahibinin sesi Barrack'a göre, Türkiye "S-400'leri depoda çürüteceğim, hatta ileride saksı yapacağım" dese de problem.
Bir müttefik, diğer müttefikinin hava savunma sistemini neden bu denli kendine dert eder?
Neymiş efendim, S-400'ler F-35'in gizlilik özelliklerini riske atıyormuş.
Türkiye F-35 savaş uçağı geliştirme programından çıkartılıp Türk savunma sanayii şirketlerine CAATSA yaptırımları uygulandı, dert niye bitmedi peki?
Çünkü dert başka. Türkiye'nin hava saldırılarına açık olması isteniyor. Barrack efendi de "Türkiye ve İsrail savaşmayacak..." diyerek aklınca güvence veriyor.
Halbuki, bölge ülkeleri içinde nükleer güç sahibi soykırımcı İsrail'den ve İsrail'in kışkırttığından başka hiçbir ülkenin Türkiye'ye saldıracak durumu yok.