Numan bin Beşir der ki; Hz. Peygamber (s.a.v.) Müslümanların birbirine bakışını şöyle özetledi; "Birbirini sevmekte, birbirine acımakta ve birbirini görüp gözetmekte müminler, tek bir vücut gibidir. O vücudun bir organı rahatsız olunca öteki organların tamamı uykusuzluk ve derin bir rahatsızlık hisseder. Hasta olan organın ıstırabını daima paylaşırlar. (Buhari, Edeb, 27; Müslim, Birr, 66)
Bu hadis Müslüman'ın din kardeşine bakışını özetliyor;
1- Müslümanlar birbirlerini sevecekler.
2- Birbirlerine acıyacaklar.
3- Birbirlerini görüp-gözetecekler.
4- Birbirleriyle kenetlenip tek vücut olacaklar.
5- Biri hasta oldu mu, tümü aynı hastalığın acısını duyacak gibi bir olacak.
Hz. Resul (s.a.v.) Efendimiz bizi çok net şekilde uyardı: 'Müslümanların derdi ile dertlenmeyen onlardan değildir.'
O halde din kardeşliği; menfaat, dünya hesabı, mevki, makam ve gelecek endişe ve hesabı yapmadan kucaklaşmayı emrediyor.
Bana yaradığı ve menfaat sağladığı kadar bana yar olur demeyeceğiz. Benim dinimi iyi ve temiz yaşadığı kadar bana yar olur diyeceğiz.
HAC BİR ŞUURDUR, ZİKİRDİR, UYANIŞTIR
Soru: Bakara 200. Ayeti nasıl anlayalım?
Cevap: Ayetin mealine bakalım; "Hac ibadetinizi yerine getirince, babalarınızı andığınız gibi. Hatta ondan daha kuvvetli şekilde Allah'ı anın. İnsanlardan öyleleri var ki; Ey Rabbimiz! Bize dünyada ver' derler. Böyle kimselerin ahiretten hiçbir nasibi yoktur."
Bu ayeti kerime; hac ibadetini bitirenleri Allah'ı zikretmeye, tam bir teslimiyetle O'na bağlanmaya yönlendiriyor.
Bu ayette geçen 'Babalarınızı andığınız gibi" önemlidir. Bu cümleyi farklı anlayanlar olmuştur. Bu görüşleri şöyle özetleyebiliriz:
1- Buradaki babalardan maksat vahiy önderleri olan Hz. İbrahim gibi manevi büyüklerdir. Yani Kâbe'nin - haccın- orada, babanız olan Hz. İbrahim ve oğlu İsmail gibi doğrulukla Allah'ı anınız.
2- Veya anlam şöyledir: Hac bitince nasıl akrabalarınızı, babanızı arıyor, özlüyor ve anıyorsanız Allah'ı işte böyle daha büyük bir özlemle anın.
3- Veya şöyle anlaşılır. Eskiden cahiliye Arapları hac yapınca Mina'dan dua eder ve atalarını övüp dururlardı. Ayet bu cahili övünmek yerine şöyle buyuruyor; Hac bitince -Mina'dan- Allah'ı zikredin. Atalarınızı övmek yerine Allah'ı takdis edin. Boş övünmekten uzak durun. Cahiliye döneminin hatasına düşmeyin.
4- Veya şöyle anlaşılır; Hac sadece Arafat- Müzdelife- Mina- Say ve tavaf değildir. Bir de en önemli olanı sağlam bir kalple Allah'a dönmektir. Haccın şartları olan hususları bitirince, Allah'a yönelin. Ve onu babanıza duyduğunuzdan da daha büyük bir aşkla anın. Haccın manası budur.
5- Veya şöyle anlaşılır; Hac hayatınızı değiştirmelidir. Hac bir şuurdur. Zikirdir. Uyanıştır. Mina'dan eve döneceksiniz. Geldiğiniz gibi dönmeyin. Tam bir sadakat ve imanla dönün. Teslimiyetle dönün. Artık hayatınıza yön veren; Babanız, anneniz, çevreniz değil, Rabbiniz olmalıdır.
Ayetin sonunda sadece dünyayı isteyene ahirette bir pay olmadığı belirtilir. Doğru olan yol ise 201. Ayetteki yoldur. Rabbimiz bize hem dünya ve hem de ahirette güzellik ver demek doğru olanıdır.