Batı neden cumhurbaşkanlığı sistemine bu denli sert bir muhalefet sergiledi?
Agit neden terör örgütü Pkk sempatizanı olduğu ayan beyan ortada olan isimleri 16 Nisan'da Türkiye'ye gözlemci olarak gönderdi?
O gözlemcilerin hazırladığı taraflı raporla neden halk oylaması itibarsızlaştırılmak istendi?
Aslında bu soruların perde arkası o kadar berrak ve net ki!
Görebilene ve görmek isteyene tabii ki…
Batı'nın Türkiye'ye yönelik politikaları içinde bulunduğumuz bölgeden bağımsız düşünülemez.
O yüzden cevaplar için önce bölgedeki gelişmeleri hatırlayalım.
Suriye ve Irak kaos bitmek bilmiyor.
Çünkü bitmesini istemeyen güçler var.
Türkiye dahil bölgedeki tüm sınırlar yeniden çizilmek isteniyor.
Bunun için bölge ülkelerinin karşı koyamayacak hale getirilmesi lazım.
En başta da Türkiye'nin.
Kaosun Türkiye'ye yayılması çok istendi.
Ancak bu başarılamadı.
Aksine işte tam da bu noktada Ankara tarihi bir hamle yaptı.
Fırat Kalkanı harekatıyla masadaki yerini aldı.
Tüm planları bozdu.
Ancak daha yürünecek çok yol var.
Bundan sonra önemli olan Türkiye'nin istikrarlı bir şekilde yoluna devam etmesi.
16 Nisan'daki referandumda oylanan işte buydu.
Cumhurbaşkanlığı sistemi kabul edildi.
Koalisyon hükümeti ve zayıf bir yönetim riski sonsuza dek ortadan kalktı.
Şu andaki mevcut yönetimin eli de çok güçlendi.
Oysa ki Batı'nın planı 2019 seçimlerinde Türkiye'de bir koalisyon kurulmasıydı.
Böylece Ankara, Suriye ve Irak'taki gelişmeler konusunda kolayca pasifleştirilecekti.
Kurtlar sofrasından kalkmak zorunda bırakılacaktı.
Her türlü dış etkiye karşı zayıf olacaktı.
Batı'nın cumhurbaşkanlığı sistemine bu denli karşı olmasının nedeni işte bu.
Bu yüzden Agit gözlemcileri referandumu itibarsızlaştırmayı amaçlayan bir rapor hazırladı.
Şimdi gezi süreci benzeri provokasyonlarla sokaklar karıştırılmak isteniyor.
Amaç milleti birbirine kırdırmak.
Cumhurbaşkanlığı sisteminin gelişini engellemek.
Şimdi oynanan oyunu görme ve her zamankinden daha uyanık olma zamanı!