MELİH ALTINOK

Meral Akşener Gezi'yi 1908 darbesine zemin hazırlayan "ruha" benzettiği için sahipleniyormuş.
Benzetmekte kısmen haklı...
Padişah Abdülhamit'i devirmesi için askeri darbeye zemin hazırlayanlar "Türkler de" Avrupa devletlerinin elçileriyle içli dışlıydılar... Avrupa'da bastıkları gazetelerini bile, Osmanlı'nın monarşiyle yönetilmesinden rahatsız olan 'Krallıkların' elçilikleri aracılığıyla dağıtıyorlardı.
Askerin durumdan vazife çıkartmasını sağlayacak 31 Mart tezgahını devreye sokup 1908 darbesiyle istediklerini aldılar. Parlamentoyu açmadığı için eleştirdikleri Abdülhamit'i devirip, yerine generallerin gündüz vakti Babıali'yi bastığı bir polit büro diktatörlüğü kurdular. Millet, basın, aydınlar, azınlıklar sansür neymiş, istibdat nasıl olurmuş gördü.
Uzatmayacağım, sonrasını biliyorsunuz zaten...



Ülkeyi, "Alman ilim irfanının" yanında savaşa sokup onun bunun emperyalizmine taşeron yaptılar. Padişahın iyi yönetmediğini söyledikleri topraklarımızın büyük kısmını kaybettiler. Ruslar, ta Yeşilköy'e kadar geldi.
Abdülhamit'in iyi kötü 33 yıl bir arada tuttuğu ülkeyi, üç beş yılda zemberiği boşalmış gibi dağıttılar.
Sonra da 1918'de savaşı kaybedince paşa paşa Arnavutköy'den bir Alman denizaltısına atlayıp işgal altındaki İstanbul'dan kaçtılar. Devleti kaderiyle baş başa bıraktılar.
Tabii yanlış politikalarıyla, hayalperestlikleriyle, batı hayranlıklarıyla perişan ettikleri Türk halkının Anadolu'dan başka gidecek yeri yoktu.
Mustafa Kemal gibi yurt sever Osmanlı subaylarının önderliğinde direndiler... Kurtuluş Savaşı'nı kazanıp Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdular.
Ama darbeci kafa Cumhuriyet boyunca hep var oldu.
Ve mekaniği de hiç değişmedi.
Önce 31 Mart türü provakasyonlarla halk sokakta karşı karşıya getiriliyor... Ardından ABD'de eğitilen zamane paşaları yönetime el koyuyordu.
Celal Bayar gibi Kuvayi Milliye liderlerini bile asmaya kalktılar, hapislerde çürüttüler.
15 Temmuz'da Türk halkı sivil lideri Erdoğan'ın öncülüğünde, Akşener'in 1908 ruhunu gördüğü Gezi'yle tekrar döndürülmeye çalışılan bu çarkı kırdı attı.
Siz söyleyin, tekerrür eden bu tarihi süreçte Akşener'e düşen rol ibretlik değil mi?
Düne kadar sivil sivil "Yeter söz milletindir" diye bağırıyordu, şimdi CHP'nin bile arkaik bulduğu ittihatçıların darbeci sloganlarını atıyor.
Akşener ya tarih bilmiyor ya ağzından çıkanı kulakları duymuyor...
Ya da sadece "seküler takılan" milliyetçi seçmenin kafasını karıştırmaya gönüllü olmuş kullanışlı bir aktör, o kadar.

***

PR'I ABARTTILAR SAVAŞ MI ÇIKIYOR?
Yunan Başbakanı Miçotakis ABD Kongresi'nde Türkiye'ye karsı düşmanca ifadeler kullandı.
Türkiye'yi Ege'deki ve Kıbrıs'taki hukuki varlığına karşı tehditler savurdu.
Kamala Haris dahil tüm Kongre Yunan Başbakanın bu saldırganlığını ayakta alkışladı.
Ama ne tezahürat, izlemelisiniz...



Acaba Yunanistan ABD'deki lobi çalışmalarını abarttı mı?
Yoksa Büyük Birader, Türkiye'nin İsveç'in NATO'ya girişine itiraz etmesine karşı Yunanistan piyonunu oynamaya mı kararlı?
Zira "Müttefikimiz" olan bir ülkenin kongresindeki bu coşku gerçekten izaha muhtaç.
Baksanıza, Miçotakis bile "Yunanistan'da bu kadar alkış almadım" diye espri yapıyor.