MEHMET BARLAS

Dün Polonya'ya düşen füze, "dünya savaşı" korkusu yarattı. Bilindiği gibi Polonya, NATO üyesi. NATO'nun 4. ve 5. maddesine göre bir NATO ülkesine saldırı yapıldığı zaman buna bütün üyeler cevap veriyor. Ancak bu füzenin Ukrayna'ya ait S-300 füzesi olduğu anlaşıldı.
İşin ilginç yanı, bunu ilk defa duyuran da Amerikan Başkanı Biden oldu. Yani 3. Dünya Savaşı ihtimalinden, akli melekeleri pek yerinde olmayan Biden'ın bile rahatsız olacağı bir konumdayız.
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg de füzenin Rusya'ya ait olduğu yönünde bir kanıt bulunmadığını açıkladı. Bu açıklamalarla dünya rahat bir nefes almış oldu. Bu tür krizler, "enerji, enflasyon ve tedarik krizleri" ile baş etmeye çalışan dünya ekonomilerine büyük zarar veriyor. Ama ABD'nin umurunda bile değil.
ABD derin devleti, kontrolden çıkmış bir şekilde dünyanın her yerinde savaş kışkırtıyor. Savaş çıkaramadığı yerleri de terörle kana buluyor. FETÖ ve PKK'yı açıkça himaye eden ABD, Türkiye'yi de sürekli olarak karıştırmayı hedefliyor. Erdoğan bunu en üst perdeden her konuşmasında yüzlerine vuruyor.
ABD'nin terör ve savaşı desteklemesi sadece dünyanın gündemi değil, ABD'nin iç siyasetinde de konuşulan bir konu. Eski Başkan Trump'ın 2024 seçimleri için başkanlık adaylığını açıklamasıyla birlikte Amerika'daki seçim süreci başlamış oldu. Seçime 7 ay kala hâlâ adayını açıklayamayan 6'lı masa ise herhalde Trump'ın adaylığını erken açıkladığını ve yıpranacağını düşünüyordur.
Avrupa'nın tek korkusu 3. Dünya Savaşı değil. Rus petrolünün Avrupa'ya taşınmasında ana hat olan Druzhba boru hattında, Ukrayna üzerinden Macaristan'a giden petrol sevkiyatının durması, Avrupa'da enerji tedarikine dair endişeleri artırıyor. Ukrayna-Rusya Savaşı ile birlikte Putin'i devirmeyi hedefleyen Batı'da bütün liderlerin koltuğu sallantıda görünüyor. Bu kış Avrupa'da birçok hükümet istifa edebilir, birçok lider koltuğundan olabilir. Savaşın hasar tespit raporunun sonuçları tahminimizin çok üstünde çıkacak gibi görünüyor.