MAHMUT ÖVÜR

CHP'li Gürsel Tekin'in "HDP'ye bakanlık verilebilir" sözü ve eski CHP Milletvekili Barış Yarkadaş'ın belediyeler üzerinden İyi Parti'yi suçlaması masada deprem etkisi yarattı.
Şimdilik olan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığına olmuş gibi görünüyor. Ama bu daha masacıların iyi günleri...
Kavga yeni başlıyor.
Önümüzdeki günlerde çok farklı şeyler görebiliriz. Bunu fırsata dönüştürmek isteyenler de var. Ekrem İmamoğlu ve çevresi gibi... Ama en hızlı davranan, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve yardımcıları oldu... Onlar işin nereye varacağından çok "Nasıl yararlanacağız?" hesabı yaptılar. Hemen Kılıçdaroğlu'nun adaylığını engellemek için harekete geçtiler ve "susan devi" uyandırdılar.
Şimdi bir süre dosya savaşlarını izleyeceğiz. Bütün belediyelerde, özellikle de İstanbul ve Ankara'da İyi Parti'nin kurduğu "iyi" ilişkiler tek tek ortaya dökülecek. Hatta dökülmeye başladı bile...
Barış Yarkadaş, önce "Beni söyletmesinler, konuşturmasınlar" dedi, sonra da ilk dosyayı açtı:
"Bir milletvekili, partisinin ittifak ortağı olduğu bir belediyeden ihale almamalı... İyi Parti'de Koray Aydın ve Yavuz Ağıralioğlu'na yakınlığıyla bilinen Samsun Milletvekili Bedri Yaşar, 2021 yılının mart ayında sahibi olduğu Oğuz Ata Mimarlık Mühendislik firması aracılığıyla Ankara Büyükşehir Belediyesi'nden 107 milyon liralık ihale alıyor."
Bu daha başlangıç... Bırakın İstanbul, Ankara ve Antalya belediyelerini, İzmir Belediyesi'nde bile çok etkili pozisyonlarda İyi Partililer var. Bu durumdan CHP'liler uzun zamandır rahatsızdı ama kimse sesini çıkaramıyordu. Tıpkı Tekin'in dediği gibi: "Süreç sağlıklı gitsin diye susuyoruz ama koyun değiliz."
Demek ki susmasalar ortalık savaş alanına dönecek.
İşin ilginç yanı, dün yazdım, aynı günlerde 6'lı masanın en küçüğü Gültekin Uysal da Ankara'da içinde muhalefet partililerin de olduğu bir "çete"den söz etti. Kimleri kastettiğini açıklamadı ama Mansur Yavaş'a övgüler düzerek bir mesaj verdiği de açıktı. İpin ucu kime uzanır bilemem ama Ankara'da nereye gitseniz, Yavaş'ı cumhurbaşkanı adayı yapmak için en çok çaba harcayan isim olarak karşınıza İyi Parti ABB Grup Başkanvekili Adnan Beker çıkıyor. Hatta Meral Akşener'in yüzünü Yavaş'a dönmesini sağlayan ismin de o olduğu söyleniyor. Bu ismi 90'ların siyaset kulislerinden hatırlıyorum; "Kömürcü Adnan" olarak bilinirdi. Çok sayıda da CHP'li dostu var. Hâlâ o ilişkileri sürüyorsa çarşı çok karışacak demektir.
6'lı masa öyle bir noktada ki, hiçbir parti tek başına iddia sahibi olamadığı için birbirlerine mahkûmlar. Ancak birlikte yol yürümeyi de beceremiyorlar ve hepsi birbirlerine "tuzak" kurma hesabında.
Bu tablo aslında şaşırtıcı değil. Eski Türkiye'den hatta birçok AB ülkesinden biliyoruz, birkaç partili koalisyonların ömrü uzun sürmüyor ve eninde sonunda kavga çıkıyor. Bugün 6'lı masada yaşanan kavga, masanın dağılmasına yol açmasa bile olası bir iktidarda ülkeyi yönetemeyecekleri gerçeğini çarpıcı biçimde ortaya koyması açısından ders niteliğinde. Teorik olarak ne kadar anlatsanız da bu kadar etkili olamazdı.
Daha şimdiden birbirlerini ihale yolsuzluğu ve kadrolaşmayla suçlayanların yarın ülke yönetiminde kavga etmemeleri mümkün mü?
Bu kavga birilerini üzse de olacakları gösterdiği için milyonları sevindirmiştir.