CHP adayı Muharremİnce, genel başkanı KemalKılıçdaroğlu'ndan farklı görünsede aslında aynı yolu izliyor. O da FETÖ'yeve HDP'ye "mağdur" edilmiş gözüylebakıyor, PKK'yakarşı Türkiye'ninMenbiç'te güçkazanmasına,Kandil'i kuşatmasınaöfkelenip hıncını birkomutandan çıkartıyor.
Bunu yaparken de şiddet siyaset ilişkisine değinmediği gibi gırtlağına kadar şiddete bulaşmış siyasilere güzellemeler düzüyor.
Dahası dindarlara sıcak mesajlar vermesi, "İmam Hatip'te hocalık yaptım" demesi sonucu değiştirmiyor, bir anda Kılıçdaroğlulaşabiliyor.
Onun bu özelliğini daha çok siyasi çıkışlarında görüyoruz. Ortada yeni bir siyaset vizyonu olmayınca o da çaresizce Kılıçdaroğlu gibi siyasi yalanlara başvuruyor.
CHP yandaşı siyasi analizciler de İnce'nin bu çıkışlarını gündem oluşturmak olarak yorumluyor. Peki, gündem oluşturmak mı önemli yoksa doğru söyleyip söylememek mi?
Şu manzaraya bakın... Yola çıkar çıkmaz ilk yaptığı şey Demirtaş'ı ziyaret etmek oldu. Bunu da demokrasi ve özgürlük adına yaptığını söyledi. Oysa bu ziyaretler ve CHP'nin HDP'ye verdiği destek tek bir işe yaradı; şiddeti meşrulaştırmaya...
Ne yapsalar destek bulduklarına göre şiddete devam... Bu da ne yazık ki CHP'nin umurunda değil.
Oysa Kürt seçmen şiddetten kurtulmak istiyor. CHP bunu bile bile PKK'yı öven, hendeklere destek veren HDP'yi motive ediyor. Bunun vebali çok büyük. CHP bu tavrıyla, HDP içinde PKK baskısından kurtulmak isteyen siyasi damarın güçlenmesini de engelliyor. Kısaca CHP bunu Kürtleri sevdiği için değil, kendi küçük hesapları için yapıyor ve Türkiye'nin geleceğini zehirliyor. Bu da özgürlük kılıfı giydirilmiş siyasi yalandan başka bir şey değil.
Aynı siyasi yalanlar FETÖ'yle ilgili de söylendi. O yapının CIA ile ilişkili bir terör örgütü olduğu biline biline övüldü, ilişki kuruldu. Alın şu gündem olan söylemleri...
Önce "FETÖ ABD'den usulüne uygunistenmedi" tezini ortaya attı ve meydanokudu; "ABD Gülen'i iade etmiyorumderse 24 Aralık'ta İncirlik'tekiaskerleri Noel bayramı için ABD'yegöndeririz."Gündem oldu ama hayal kırıklığıda yarattı. Çünkü şu cevabı işi ciddiyealmadığını gösterdi: "Kapatırımdemedim, tatile gönderirim dedim. Ne var bunda..." Ama en vahim çıkışını Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2001'de Pensilvanya'ya gittiği iddiasıyla yaptı. O iddiayı kendisine aktaran kişiyi açıklamadığı gibi "ona zarar gelir" gibi gerçekçi olmayan bir gerekçe uydurarak işi sürüncemede bıraktı.
Gördüğünüz gibi gündem olduğu söylenen hiçbir iddianın arkası gelmedi. Bu da yeni bir şey değil. Kılıçdaroğlu bunu 8 yıldır yapıyor. Yapıyor ama yaptıkça da yeniliyor. Şimdi sıra İnce'de...
CHP'lilerin kaderi bu herhalde. Bir kez olsun "neden" sorusuna doğru cevap bulsalar belki bir yol bulunacak. Ama onlar eski bildiklerini tekrarlayarak sadece Türkiye'ye değil kendi kitlelerine bile zarar veriyor ve umutsuzluğa sevk ediyor. Son bir not: Birkaç gün önce FuatUğur, Türkiye gazetesinde CenkutYıldırım'ın 2005'te yazdığı Devşirmeisimli bir romandan söz etti. O romandaküçük yaşta CHP'ye sızdırılan biriningenel başkanlığa gelişi anlatılıyor. Gelde şüphelenip şu soruyu sorma: AcabaCHP'yi bu noktaya getirenler genç yaştaCHP'ye sızdırılan kripto FETÖ'cüler olmasın?
Gündem olur mu bilemem ama eminim CHP'liler bile bu soruyu kendilerine soruyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.