Sur'da, Cizre'de, Nusaybin'de veya başka bir Kürt şehrinde KCK aklının dayattığı kirli savaşın bedelini Kürtler ve Türkler beraber ödüyor ve hala ödemeye de devam ediyor.
Ve ne yazık ki, terör ve şiddetle sonuç alacağını öngören bu kirli akıl, gelinen bu noktanın bir yenilgi olduğunu görmek istemiyor. Oysa her şey ortada, yanlış siyaset izlendi ve kaybedildi. Hem de kendi tarihlerine utanç belgesi olarak geçecek "BüyükKomplo"cu ABDEmperyalizmiyleişbirliği yapma, Suriye'de hiçbir garantisi olmayan küçük pozisyon kazanma uğruna...
Oysa Türkiye'de 7 Haziran sonrası farklı bir siyaset izlenebilir ve bölge adına yeni bir siyasi yolculuğa çıkılabilirdi. Ama PKK-HDP hattı, bunun yerine küresel güçlerin ölüm getiren yol haritasını izledi ve kaybetti.
Tabi bu durum Kürtlerin bölgede güçlü bir aktör olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Kürt halkı doğru olanı yaptı; başkalarının bölgesel kirli hesapları üzerinden siyaset yapanlara "dur" dedi.
Şimdi bundan sonra ne yapacağının arayışı içinde... Bu konuda henüz güçlü bir işaret yok. Daha doğrusu bunu gösterecek bir zaman da geçmiş değil. Ama şu çok açık; Kürtler şiddet istemiyor. Geriye siyasi yolculuğunu hangi partilerle yapacağı kalıyor. Bölgede 1 Kasım seçim sonuçlarını bile aşacak oranda AK Parti'ye bir dönüş var. Ama hala önemli bir kesim HDP içinde ve yeni gelişmeleri bekliyor.
HDP içinde ciddi bir kaynama olduğu da bir gerçek. Altan Tan'ın çıkışıyla muhafazakar cephedeki rahatsızlık kamuoyuna yansıdı.
Ama HDP içinde asıl siyaset yapıcı güç, "milliyetçi"damar ve orta sınıf. O kesimlerdekihareketlenmenin açığa çıkması da biraz bölgedekiPKK vesayetinin kırılmasına bağlı. Şimdiden görünen rahatsızlıkların siyaset kulislerine yansıdığı ama henüz sokağa yansımış değil. Bu gerçeği araştırmalar da gösteriyor. Optimar Araştırma, Mayıs ayının son haftasında Türkiye'nin 26 İlini kapsayan geniş bir kamuoyu araştırması yaptı.
Araştırma, başkanlık sisteminden, yeni anayasaya, çözüm sürecinden dokunulmazlıklara birçok konuda önemli veriler ortaya koydu. Bunlardan biri de "Yeni partiyeihtiyacı var mı?" sorusuydu. Mecliste temsil edilen 4 partinin tabanında da her zaman "yeni parti" arayışı var. Ancak önemli olan bu talebin oranı... Optimar Araştırma'nın yaptığı son anket ilk kez HDP içinde ciddi bir oranda "Yeni Parti" talebi olduğunu ortayı koydu.
Genel rakamlar şöyle: "Yeni bir partiyeihtiyacı var mı?" sorusuna "evet" diyenlerinoranı yüzde 44. "Hayır" diyenlerin oranıise yüzde 47.8 diğerleri ise kararsız.
İlginç olan ise bu verilerin partilere göre dağılımı... Yeni bir partiye ihtiyaç var diyenlerin yüzde 61,5'i HDP'li, yüzde 54,7'si CHP'li, yüzde 43,3'ü MHP'li, yüzde 24,9'u ise AK Partili.
Optimar Araştırma Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Daşdemir, Türkiye'deki "Yeni Parti" ihtiyacına ilişkin sonuçları şöyle değerlendiriyor: "Rakamlar sokağın nabzını yansıtıyor. Dikkat ederseniz yeni parti ihtiyacı muhalefetcephesinde çok daha yüksek... Bu dabiliniyor Türkiye'de çok ciddi bir muhalefetsorunu var. HDP'de yaşanan ise dahaderin bir sancı. Orada sadece siyasetsizlikdeğil, siyaseti kirleten bir şiddet sorunuvar. Bu nedenle yüzde 60'ın üzerinde yeniparti talebi çok doğal..."
Bu rakamlar muhalefet sendromu yaşananTürkiye genelinde de Kürt sosyolojisi özelindede yer değiştirmelerin, yeni parti arayışlarınınsürdüğünü ve süreceğini gösteriyor. Kısa vadede değilse bile orta vadede çok şey değişecek.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.