Türkiye'de siyasetin rayına oturmamasının en temel nedenlerinden biri, yalnızca iktidarın eksiklikleri değil, aynı zamanda sisteminomurgasını oluşturmasıgereken muhalefetinde derin yapısalsorunlarıdır.
Kendisini "alternatif"olarak sunan muhalefet partileri, çoğu zamançözümün değil krizin taşıyıcısı hâline gelmiştir.Bu durumun en dramatik ve endişe vericiörneklerinden biri, DEVA Partisi kurucularındanve eski asker Metin Gürcan'ın,askeri ve siyasi casusluk suçlamasıyla16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmasıylayeniden gündeme geldi.
Kamuoyu, Metin Gürcan'ı askerlerinin kafasına elma koyup ateş ettiren bir muvazzaf olarak tanımıştı. Sadece kendisine emanet edilmiş askerler üzerinde böylesine pervasızca bir tavır sergileyen Gürcan, bir süre sonra bu kez karşımıza muhalif bir siyasetçi kimliğiyle çıktı. AK Parti'nin 2019 yerel seçimlerindeki sendelemesini fırsat bilen Ali Babacan ve ekibininkurduğu DEVA Partisi'nde kurucularkurulu üyeleri arasında yer aldı. Partinin güvenlik politikalarında söz sahibi isimlerden biri olarak televizyon kanallarında sıkça boy gösterdi.
Kasım 2021'de askeri casusluk suçlamasıyla gözaltına alındığında, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "Biz ülkemizi yanlış yollardan kurtarmaya çalışıyoruz. Metin Gürcan da bu anlamda önemli bir ismimiz. Yaptığı uyarılar nedeniyle hükümet tarafından hedef alınmış olabilir. Kendisine her türlü hukuki desteği sağlayacağız" demişti.
Ancak Metin Gürcan soruşturması, muhalefetin iddia ettiği gibi, iktidarın siyasi baskı amacıyla uydurduğu bir dosya değildi. Gürcan'ıntutuklanmasından kısa bir süre sonra,alışveriş merkezlerinde, otoparklardave halka açık parklarda yabancı diplomatlarlabuluşarak zarf içinde paraaldığı ve bazı belgeler verdiği görüntülermedyaya yansıdı. Buna rağmen DEVA Partisi cephesinden gelen açıklamalar, "Evet, para alışverişi siyaset açısından sorunludur, ancak casusluk iddiası mesnetsizdir" şeklindeydi.
Oysa soruşturmanın Milli İstihbarat Teşkilatı gözetiminde başladığı ve Gürcan'ıneski asker kimliğindenfaydalanarakyabancıistihbarat mensuplarına Türkiye'ninaskeri kapasitesi hakkında bilgileraktardığı, her paylaşım karşılığındayaklaşık 400 Euro aldığı ortaya çıktı. Hatta Türkiye'nin savunma sanayii ve uluslararası ilişkilerinde çarpan etkisi yaratan SİHA'largibi konularda bilgi vereceği zamanekstra ücret talep ettiği de dosyada yer aldı.
Eğer 2021 yılında tutuklanmamış olsaydı, DEVA Partisi'nin CHP listelerinden Meclis'e sokmayı planladığı isimlerden biri olacak, belki de TBMM Milli Savunma Komisyonu'na girecekti. Böylece daha geniş kapsamlı bilgilere erişerek hizmet ettiği yabancı istihbarat servislerinden aldığı ücreti artıracaktı.
Allah'tan bu gerçekleşmeden önce Gürcan'ın ihanetine son verildi. 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılarak cezaevine gönderildi. Bu noktada, Metin Gürcan dosyasının kapanmış olduğu düşünülebilir. Ancak hâlâ yanıtlanmamış önemli sorular var.
Bunlardan biri, Metin Gürcan'ın DEVA Partisi kurucuları arasına alınması fikrinin kimden çıktığıdır. Eğer bu atama, Gürcan'ınhizmet ettiği yabancı istihbarat servislerininyönlendirmesiyle gerçekleştiyse,bu servislerin DEVA Partisi'nebaşka isimler yerleştirip yerleştirmediğide sorgulanmalıdır. Ayrıca Gürcan'ın parti içinde görev almaya başladıktan sonra, bazı eski milletvekilleri ya da eski bakanların, onun askeri bilgilere ulaşmasına bilerek ya da bilmeyerek katkı sunup sunmadıkları da aydınlatılması gereken noktalardandır.
Ve elbette, Metin Gürcan'ın casusluk suçu sabit olduktan sonra, onu canhıraş şekildesavunan bazı kişilerin yüzünün kızarıpkızarmadığı da kamuoyunun vicdanında cevap bekleyen sorular arasındadır.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.