Açız diyen Gazzeli çocuktan yürek yakan sözler ağlattı! Canlı yayında gözyaşlarına hakım olamadı
Gazzeli bir kız çocuğunun “artık Gazze üzerinden dram yapmayı bırakın; biz açız” diyerek sarfettiği sözler sonrası yürekler bir daha ağlarken, ABD’den canlı yayınına bağlanan A Haber Muhabiri İrfan Sapmaz, iki yıldır Gazzeli çocukların topraktan pirinç tanelerini ayıklayarak yemek pişirdiklerini söyledi. Sapmaz, “Evi bilmiyorlar. İçe kapalı mekanı, sürekli sürekli bir korku var” sözleriyle bölgede yaşanan insanlık dramı hakkında konuşarak gözyaşlarına hakim olamadı.
Gazze'de katil İsrail işgal güçleri tarafından hem havadan hem karadan bombardımanlar sürerken bölge halkı aynı zamanda açıklıkla da mücadele veriyor. Geçtiğimiz günlerde Gazzeli bir kız çocuğunun sarf ettiği sözler yaşanan derin dramı gözler önüne serdi.
"ONLARIN ACILARINI EN İYİ ORADA YAŞAYANLAR BİLİR"
A Haber Muhabiri İrfan Sapmaz, savaş muhabiri olduğu yıllara ilişkin anılarından bir kareyi anlatarak, "Bir savaş muhabiri olarak, onların acılarını en iyi orada yaşayanlar anlayabilir. Bizim için, gazeteciler için, akademisyenler için, çeşitli çevreler için, bunlar çok kolay. Yorum yapmak, işin en basiti. Ama orada yaşayan bu çocukların ne çektiğini biz tam olarak anlayamıyoruz tabii. Çok uzun yıllar savaş bölgelerinde bulunduğum için; Gazze'de, Ramallah'ta, Afganistan, Suriye, aklımıza gelebilecek birçok yerde... Oradaki insanların gözüyle anlamaya çalışmak gerekir diye düşünüyorum. O açıdan umarım, bir an önce bu iş çözüme kavuşur." Diye konuştu.
(fotoğraf: ahaber.com.tr - ekran görüntüsü)
"BU ÇOCUKLAR TOPRAKTAN PİRİNÇ TOPLUYOR"
Sapmaz konuya ilişkin konuşmasının devamında ise şu ifadelere yer verdi:
İşte Biden döneminde başlayan, Trump döneminde devam eden ve Sayın Cumhurbaşkanı'nın da Washington DC'ye yaptığı ziyaretle bir sonuca doğru gidilmeye başlandığına şahit oluyoruz. Tarihe şahitlik ediyoruz. Ama o açıdan, ben oranın duygularını anlayarak ekranlara çıktığımda bir şeyler anlatmaya çalışıyorum. Burada onları anlamazsak biz, konuştuklarımızın hepsi havada kalır. Yani düşünün orada iki yıldır bu çocuklar topraktan pirinç tanelerini ayıklayarak onları bulacaklar, pişirecekler. Evi bilmiyorlar. İşte kapalı mekanı, bir sürekli, sürekli bir korku var. Düşünün bakın, ben bir savaş muhabiri olarak ilk kez Afganistan'a 1987 yılında, yani 37 sene önce gittiğimde, hayatımda ilk kez Peşaver üzerinden Afgan mücahitleriyle Afganistan'a girdiğimde, daha sonra altı ay sonra dönebildim Peşaver'e. Aylarca kendime gelemedim, ilk kez savaş gördüğüm için. Ki o zamanlar yaklaşık sanıyorum 25-26 yaşındayım.
(fotoğraf: ahaber.com.tr - ekran görüntüsü)
"TRAVMALARIYLA BÜYÜYECEKLER, UNUTMAYACAKLAR"
Bu çocukları düşünün. Her gün ellerinde bir, bir pencere, bir umutla yarışıyorlar ve oraya gidiyorlar. Orada bir sıcak yemek alacaklar. Şu çocukların haline bakın. Yani bizim için çok basit konuşmak. Ama onların durumunu anlamak... Yani ben şunu söylemek istemiyorum, "Ya bizim çocuklarımız orada olsaydı ne yapardık?" diye, belki o zaman anlayabilirdik bu durumu. Ama bunların durumu gerçekten çok kötü şu anda, inanılmaz vaziyetteler. Şu çocuklara bakın. Şimdi bu çocukların büyüdüğünü düşünün siz. Travmalarla büyüyecekler bu çocuklar. Unutamayacaklar bunu. İki milyon insan orada büyük bir travma içerisinde yaşıyor."
