Geçen akşam A Haber"de Sebep Sonuç'ta konuğum Memleket Partisi Genel Disiplin Kurulu Üyesi Mustafa Kemal Çiçek'ti...
Ne var ki, Muharrem İnce'nin genel başkanı olduğu Memleket Partisi, bu yayının ardından "olağanüstü toplanma" gereği duymuş...
Ve Mustafa Kemal Bey'i programıma katıldığı için "Kesin ihraç talebiyle ve tedbirli olarak" Disiplin Kurulu'na sevk etmiş.
Gerekçe ise ibretlik!
Çiçek, "CHP'ye ve 'unsurlarına' yönelik eleştirilerim nedeniyle defalarca uyarıldım" diyor.
İyi de arkadaş siz değil miydiniz, "Partimize ulusal basında ve CHP yandaşı medyada söz hakkı tanınmıyor" diye basın ve ifade özgürlüğü nutukları atan?
Kimdi CNN Türk'e çıktı diye üyelerini tıpkı sizin gibi ihraç eden Kemal Bey'i "tek adamlıkla" suçlayan?
Programda tam iki saat söz verdiğim Mustafa Kemal Bey de programınızdaki Atatürkçü ve yurtsever perspektifi layıkıyla anlattı... Mahmut Övür'ün zor soruları karşısında da Memleket Partisi'ni ve genel başkanını aslanlar gibi savundu.
Ayrıca partinizde CHP'yi ve "unsurlarını" eleştirmeyi partiden kovulma gerekçesi sayacaksanız, niçin CHP'den ayrılıp yeni parti kurdunuz?
Keriz silkelemek, sağ gösterip sol vurmak için mi?
Hani içiniz dışınız birdi Muharrem Bey?
Ne çabuk döküldü tabelanızın boyası?
Öyle ya, Ekrem İmamoğlu'nun pahalı saat merakından falan bahsedilmesi sizi niçin Murat Ongun'dan bile daha fazla rahatsız ediyor?
Onca yurtsevere hayal satıp peşinizden sürüklerken "Tutmazsa İmamoğlu'na yanlarım" diye hesap yapmış mıydınız? Yoksa bu "cinlik" sonradan mı geldi aklınıza?
Tablo ortada... Siyaset tarihimize sıradan bir tabela particisi olarak geçtiniz.
Şizofren dediğiniz CHP'lileri zaten kaybetmiştiniz... İkbalini düşünmeyen samimi dershane öğretmeni pozlarınızı samimi bulan yurtseverlere, muhafazakârlara da ne olduğunuzu gösterdiniz.
Bu saatten sonra İmamoğlu'nun ne işine yarayacaksınız o da meçhul?
***
PATRONLAR BU İNDİRİME DE DİRENMEZLER HERHALDE
Cumhurbaşkanı Erdoğan dün, temel gıda ürünlerinde uygulanan yüzde 8'lik KDV'nin yüzde 1'e düşürüldüğünü açıkladı. İndirimin pazartesi gününden itibaren vatandaşa doğrudan yansıması vurgusunu yaparak "Denetim seferberliği başlatıyoruz" dedi.
Mikrofon görünce gelir adaletsizliğinden yakınan, herkesten fedakârlık bekleyen patronlar kulübümüz en azından "direnmezler", derelerden dolaşmazlar diye düşünüyoruz?
Evet, kendilerinden beklentimiz bu seviyede...
Bir iki puan da onlar indirim yapsın demiyoruz bile...
Zira pandemi döneminde gördük ki gözleri, kendilerini zengin eden bu halka yağmurlu havada su vermeyecek kadar hırsla dolmuş.
Astronomik kârlarından azıcık feragat edecek kampanyalar yapmak şöyle dursun, aralarında bu zor günlerde azıcık zam istedi diye işçi çıkaranlar var!
***
SÖZÜNÜN ERİ MACRON!
Fransa'da yaşayan bir arkadaşım üzgün yüz emojisiyle "PCR testim yine negatif çıktı" diye sitem eden bir mesaj göndermiş.
Hayretle "Niye üzülüyorsun?" diye sorduğumda şu yanıtı verdi:
"2 doz aşım zaten var ama 3'üncüyü olmak istemiyorum. Yasalara göre bir de Kovid olursam tamam. Kovid olanlar en az dört ay rahat. Aşı pasaportumun tarihi doldu, hiçbir yere giremiyorum."
Tüm çabalarına karşın bir türlü bu aşırı bulaşıcı hastalığa yakalanmamaktan yakınan arkadaşımın trajikomik hikâyesini dinlerken, aklıma ülkenin Cumhurbaşkanı Macron'un "Aşı olmayanlar için Fransa'da hayatı daha da zorlaştıracağım" sözleri geldi...
Macron vaadini gerçekleştiriyor, aşılı aşısız herkes için Fransa'yı daha yaşanmaz hale getiriyor!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
