MEHMET BARLAS

Avrupa 500 yılın en kurak dönemini yaşıyor. Hava sıcaklığı yüksek olduğu için yangınlar çok yaygın hâle geldi. İtalya'daki yangınlarda Roma kentinin beş misli büyüklüğünde orman kül oldu.
Buna karşılık Türkiye en yağışlı yazını geçiriyor. Antalya'da deniz sıcaklığı, hava sıcaklığını geçmesine rağmen dün İstanbul'da yağmur fırtınası yaşandı ve birçok yeri sel bastı. Birçok ilçe merkezi ve ara yollar taşkınlar nedeniyle trafiğe kapandı. Bütün bunlar yaşanırken İstanbul bir ilke de şahit oldu. Fırtına esnasında, bütün olumsuzluklar aynen devam etmesine rağmen İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu bir tatil bölgesinde değil, AKOM'da olduğunu açıkladı. İmamoğlu, seçmenine "Meğer her felakette tatilde olmak kader değilmiş" dedirtti.
İmamoğlu, birkaç ay önce bütün billboardlara "İstanbul'un sel sorununu çözdük" şeklinde afişler astırmış, bu konuda görkemli basın toplantıları düzenlenmişti. Geldiğimiz noktada gördük ki, "İstanbul'un hiçbir ilçesinde sel sorunu çözülmemiş". İmamoğlu hiçbir bahaneye sığınmadan İstanbul'un su baskını sorununu çözmeli. Dünyanın en güzel şehirlerinden biri olan İstanbul'a bu görüntüler yakışmıyor.
Trump-FBI savaşı
Eski ABD Başkanı Donald Trump, FBI'dan evinden alınan belgeleri geri istedi. Trump'a göre bu belgelerin içinde gizli olabilecek hiçbir şey yokmuş. Zaten Amerikan başkanlarının, gizli belgelerin gizliliğini kaldırma yetkisi var. Bu arada Arizona eyaletinde Trump destekçileri, FBI'ın Phoenix ofis binasının önünde toplandı. "Trump düşmanı" olarak bilinen CNN ise bu göstericileri "silahlı" olarak haberleştirdi.
Önümüzdeki Amerikan seçimlerinin ana konusu, "FBI'ın Trump'ın evini basması" olacak. Eğer hüküm giydirmeyi becerebilirlerse Trump, siyaseten de yasaklı olacak. Eğer beceremezlerse oy rekoru kıracak. Amerikan seçimleri, dünyadaki her ülkeyi en az kendi seçimleri kadar etkiliyor. Bakalım sinir harbinden kim kazançlı çıkacak?
Saldırının arkasında kim var?
Eski Başkan Trump, İran'a karşı çok sert tavrıyla biliniyordu. İran'da bir kesim, "Selman Rüşdi'den sonra sıra Trump'a gelecek" diye tempo tuttu. Ancak İran hükümeti, "Selman Rüşdi'ye saldırıyla hiçbir alakamız yok" açıklaması yaptı. Belli ki İranlılar, Trump yeniden seçilir diye temkinli davranıyorlar.
Rüşdi ise sağlığına yavaş yavaş kavuşuyor. Oğlunun söylediğine göre Rüşdi, eski "mizah" anlayışını yeniden seslendirmeye devam edecekmiş. Ne diyelim?