MEHMET BARLAS

Açıkçası şu anda sözde Amerikan demokrasisinde yer alan gelişmeleri izlerken, bizim siyasetimizin can sıkıcılığı ön plana çıkıyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun gafları da olmasa ve FETÖ'nün bir türlü bitmeyen komploları da sürekli devrede bulunmasa, bizler can sıkıntısından ne yapacağımızı herhalde bilemezdik... Belki de bu tekdüzeliği aşmak için koronavirüs bahane edilerek ancak savaş dönemlerinde görülebilen yasaklar uygulanıyor.

1.9 trilyonluk destek
Düşünün ki Amerika'da artık alan aldı, satan sattı... Joe Biden 20 Ocak'ta yemin edip göreve başlayacak. Biden, koronavirüs salgını döneminde ekonomiyi canlandırmayı hedefleyen "Amerikan Kurtarma Planı" adlı 1 trilyon 900 milyon dolarlık yardım paketini bile açıkladı. Peki buna rağmen neden hâlâ Trump'ı azletmek için girişimler sürdürülüyor? Çünkü Trump, ocak ayının 21'inde artık Başkan olmayacak.

Yok olacak
Dün bir bilgi notu geçildi. Buna göre Trump görevinden azledilirse, hayatının sonuna kadar alacağı 200 bin dolarlık emeklilik ödeneğinden mahrum kalacakmış. Ayrıca yıllık 1 milyon dolarlık seyahat ödeneğini de kaybedecekmiş. Bu arada ömrünün sonuna kadar gizli servis elemanlarının sağlayacağı güvenlikten de mahrum olacakmış. En önemlisi de Trump, 2024'te başkan adayı olmayacakmış.

Biz farklıyız
Evet... "Sözde" Amerikan demokrasisi bu şekilde ancak ilkel kabile yönetimlerinde görülen kişisel kinlere ve hesaplaşmalara dayalı bir çizgide ilerliyor. Bizim demokrasimizde ne dersek diyelim, ne yaparsak yapalım, 2023'te yine bir seçim var herkes için... Biden ne yaparsa yapsın, bizim siyasetimizin temel değerlerini değiştiremez. İsterse Kılıçdaroğlu'na aşk derecesinde sempati duysun ama yine de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yolunu kesemez.
Anormallikler Amerikan demokrasisine özgüdür. Kennedy'lerin tümden nasıl yok edildiklerini hâlâ anlayabilmiş değiliz neticede...