MEHMET BARLAS

Sanki birileri Soğuk Savaş yıllarını özledi... Ancak yeni bir Soğuk Savaş patlayacaksa, bu iki devletli değil üç devletli olacak. Artık devrede Amerika ile Rusya'nın yanında bir de Çin var... Ama daha ilgi çekici olan Dağlık Karabağ ihtilafı dolayısıyla, Türkiye'nin süper güçler dengesinde yerini almış olmasıdır.

Pompeo'nun daveti
Aslında ilgi çekici gelişmeler var gündemde... Mesela ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ve Ermeni Dışişleri Bakanı Zohrab Mnatsakanyan'ı Washington'a davet etmiş. Bu iki bakan Pompeo'nun davetini kabul etmişler. Buna göre Pompeo'nun önce Bayramov ile bir araya geleceği, sonrasında Mnatsakanyan'ı ağırlayacağı öne sürülüyormuş.

Ermenilerin yanında
Bu sinir bozucu bir gelişme... Çünkü Amerika Dağlık Karabağ sorununu çözmek üzere oluşturulan Minsk Grubu'nun üç başkanından biri ama 1992'den beri bu soruna hiçbir çözüm üretilmedi. Yani şimdi ne yapacak ki Amerika? Olsa olsa Ermenilerin daha fazla ezilmemeleri için herhalde Azerbaycan'a baskı yapmayı planlıyorlardır. Birkaç gün önce Dağlık Karabağ'daki çatışmalarla ilgili olarak açıklamalarda bulunan ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, "Ermenistan'ın Azerbaycan'a karşı kendini savunabilmesini umduklarını" açıklamıştı.

Rusya da izliyor
Bu arada iki ülke arasındaki ateşkesi iki kez gerçekleştiren Rusya'nın da, Ermenistan'ın bu ateşkesleri ihlal etmesini sadece seyretmesini hayretle izlemiyor muyuz? Bazılarına göreyse, Rusya'yı bu konuda kararsızlığa iten durum, Türkiye'nin devreye girmesinden kaynaklanıyormuş. Bu konuda Rus basınında, Türkiye'nin, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği topraklarında Rusya'nın etkisine karşı meydan okuma girişimlerine dikkat çekiliyor

Türkiye'nin rolü
Izvestia gazetesi ise Türkiye'den bir siyaset uzmanının şu görüşüne yer veriyor: "Karabağ çatışmasının sonucu, Türkiye'nin jeopolitik etkisini sağlamlaştırıp sağlamlaştıramayacağını ve Rusya'nın bölgedeki rakibi haline gelip gelemeyeceğini belirleyecek." Öte yandan ABD Dışişleri Bakanı Pompeo da, WBS radyosuna verdiği demeçte Türkiye'nin Azerbaycan'a verdiği desteği eleştirirken, Türkiye'nin devreye girip Azerbaycan'a kaynak sağlayarak mevcut riski ve Dağlık Karabağ'daki savaşın ateş gücünü yükselttiğini iddia etmişti.