MEHMET BARLAS

Son dönem Türk siyasetinin parlayan yıldızı kesinlikle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'dir. Partisini bunalımlı dönemlerden sağlıklı biçimde çıkartmayı başaran Bahçeli, uzun vadeli hesaplara dayalı yaklaşımı ile, MHP'yi hem ülke bütünlüğünün simgesi haline getirmiş, hem de Cumhur İttifakı'na olan tavizsiz desteği ile MHP'yi muhalefetteki iktidar partisi konumuna taşımıştır. Bahçeli'nin tutumunu çok iyi takdir eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, onu bir yol arkadaşı olarak benimsemiştir.

Ya bela ya beka...
Dün Ankara'daki ortak mitingde söyledikleri, Bahçeli'nin farkını yine ortaya koymuştur. Bazı cümleleri hatırlayalım...
"-31 Mart seçimleri Ankara için uçurumdan önceki son çıkıştır. 31 Mart seçimleri cumhurbaşkanlığı sisteminin ilk mahalli seçimidir. Sekiz gün sonra yalnızca belediye başkanı seçmeyeceğiz. Yalnızca belediye meclis üyesi belirlemeyeceğiz. Bunların önünde milli bekamızın, Türkiye sevdalıları arasında yapılacak en kritik seçim olacak. Ya bela diyeceğiz, ya beka diyeceğiz.

"Eski ülkücüymüş"
Bahçeli konuşmasında CHP Ankara Büyükşehir Belediye başkan adayı Mansur Yavaş'ı da eleştirerek, "Eski ülkücüymüş, MHP'liymiş. Bunların hepsi masal, hepsi fasa fisodur. Ya ülkücüsündür ya değilsindir. Arası yoktur ortası yoktur" dedi.

Mesut Yılmaz'ın isteği
Bahçeli cuma akşamı da Habertürk TV'de Didem Arslan Yılmaz'ın sorularını cevaplarken, hem yakın siyasi tarihi aydınlattı hem de çok açık cevaplarla Cumhur İttifakı'na verdiği önemi vurguladı. Bu vesile ile Mesut Yılmaz'ın Cumhurbaşkanı olmak istediğini ve bu isteğin Bahçeli tarafından geri çevrildiğini öğrendik.

Demirel'in beklentisi
Hatırlanacağı gibi rahmetli Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel kendisinin görev süresi bittiğinde bunun uzatılacağını ümit etmişti ve bu konuda özellikle Mesut Yılmaz'a güveniyordu. Bahçeli'nin yaptığı açıklamalardan sonra Mesut Yılmaz'ın kendisinin Cumhurbaşkanı olmak istediğini öğrendik.