5 Mart 1946'da başlayıp 25 Aralık 1991'de sona eren 1. Soğuk Savaş dönemi, batı ve doğu bloğu, ABD ve Sovyetler Birliği arasında ağır çekişmelere ve sıcak çatışmalara sahne olmuştu. 1. Soğuk Savaş Dönemi'nin özü askeri imkan ve kabiliyetlere, sert güce dayalı, teknolojik rekabete dayalı (nükleer güç, bilgisayar ve uzay) bir rekabet dönemiydi. 'Yumuşak Güç' ön planda olan bir başlık değildi. Kamu diplomasisi, spor diplomasisi ve kültürel diplomasi gibi sacayakları olan yumuşak güç alanı, 1. Soğuk Savaş döneminde ABD sinema endüstrisinin doğu bloğunu şeytanlaştırdığı filmlere dahi indirgendi bir dönem. Açıkçası, doğu bloğunun bu filmlere malzeme sağlayacak anti demokratik, insan haklarına aykırı uygulamaları zaman zaman Ülkemizi ve Milletimizi üzen insanlık trajedilerini de gündeme getirdi.
Günün sonunda, 1. Soğuk Savaş'ın genel atmosferi 'yumuşak güç' unsurlarının yeterince devrede olabileceği bir dönemi temsil etmedi, edemedi, Buna karşılık, 2020'den bu yana küresel güç merkezleri arasında giderek derinleşen jeopolitik ve jeoekonomik gerginlik ve çatışmaların tetiklediği 2. Soğuk Savaş dönemi 'yumuşak güç' kavramını ilkinden daha stratejik ve kritik noktaya taşıyor. 1. Soğuk Savaş'ın yumuşak gücü etkin kullanan ülkeleri olarak ABD, Birleşik Krallık, Fransa, Japonya gibi G7 ekonomileri arasında, bu dönemde iki ülke açık ve net 'yumuşak güç' boyutunda önemli bir inandırıcılık kaybı yaşamaktalar: ABD ve Fransa. Buna karşılık, Türkiye yüzyıllardır 'yumuşak güç' alanındaki başarı ve becerilerini 21. Yüzyıl'da yepyeni bir seviyeye taşımakta; Afrika'dan Güney Doğu Asya'ya, Latin Amerika'dan Avrasya'ya.
1. Soğuk Savaş döneminde de, sonrasında da, Türkiye bölgesel ve kıtalar arası ticari, ekonomik, siyasi ve askeri işbirlikleri için pek çok önemli platforma öncülük etti. Türkiye'nin bu çabalarını baltalamak için 'müttefik' olduğu ifade edilen ülkelerin tüm baltalama girişimlerine rağmen, Ülkemiz insani ve girişimci diplomasi becerisiyle, bulunduğu coğrafyayı barış bölgesi yapma kararlılığı ile bölgesel işbirliklerini derinleştirdi. Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) bu ulvi mücadeleyi taçlandıran en müstesna işbirliği platformu oldu. Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın kararlı, samimi, vizyoner liderliği ile, Türkiye 21. Yüzyıl'da 'yumuşak güç' kavramının anlamını en sarih şekilde tanımlayan, tarihe not düşülen adımlar atıyor, kendi çıkarları için ülkeleri birbirine düşüren, savaştırmaya çalışan, dünya coğrafyasında kritik değeri olan bölgeleri istikrarsızlıkla sömürmeye çalışan kimi ülkelerin karanlık planlarını boşa çıkaracak hamleler yapıyor.
1. Soğuk Savaş döneminin kurgusu içinde 'Hollywood' senaryolarının rakibi yoktu. Bu nedenle, kimi ülkeleri 'demokrasi kahramanı' olarak göstermek kolaydı. 21. Yüzyıl'da ise, yükselen E7 ülkelerinde katlanan 'bilinçlenme', gelişmekte olan ülkelerin uyanışı, 'yumuşak güç' kavramını yapay yaklaşımlarla, senaryolaştırılmış hareketlerle yutturmanın mümkün olmadığını göstermekte. Bu nedenle, 'kazankazan' ilkesine dayalı, samimi, yapıcı, kalkınma odaklı bir işbirliğini Türkiye 1. ve 2. Kuşak komşu ülkelerden Afrika'ya uzanan geniş bir coğrafyada, hem 'yumuşak güç', hem de 'sert güç' unsurlarıyla, imkan ve kabiliyetleriyle derinleştiriyor. Son 60 yıl dünyanın dört bir yanında zulüm, ölüm yaşatmış ülkeler küresel ekonomi-politikte hızla alan kaybetmeye devam ederken, Türkiye gibi 'yumuşak güç'ün hakkını samimiyeti ve kararlılığı ile tam anlamıyla ortaya koyan ülkeler ise, 2. Soğuk Savaş döneminin güç merkezine dönüşerek, geleceği yazmayı sürdürecek.
Günün sonunda, 1. Soğuk Savaş'ın genel atmosferi 'yumuşak güç' unsurlarının yeterince devrede olabileceği bir dönemi temsil etmedi, edemedi, Buna karşılık, 2020'den bu yana küresel güç merkezleri arasında giderek derinleşen jeopolitik ve jeoekonomik gerginlik ve çatışmaların tetiklediği 2. Soğuk Savaş dönemi 'yumuşak güç' kavramını ilkinden daha stratejik ve kritik noktaya taşıyor. 1. Soğuk Savaş'ın yumuşak gücü etkin kullanan ülkeleri olarak ABD, Birleşik Krallık, Fransa, Japonya gibi G7 ekonomileri arasında, bu dönemde iki ülke açık ve net 'yumuşak güç' boyutunda önemli bir inandırıcılık kaybı yaşamaktalar: ABD ve Fransa. Buna karşılık, Türkiye yüzyıllardır 'yumuşak güç' alanındaki başarı ve becerilerini 21. Yüzyıl'da yepyeni bir seviyeye taşımakta; Afrika'dan Güney Doğu Asya'ya, Latin Amerika'dan Avrasya'ya.
1. Soğuk Savaş döneminde de, sonrasında da, Türkiye bölgesel ve kıtalar arası ticari, ekonomik, siyasi ve askeri işbirlikleri için pek çok önemli platforma öncülük etti. Türkiye'nin bu çabalarını baltalamak için 'müttefik' olduğu ifade edilen ülkelerin tüm baltalama girişimlerine rağmen, Ülkemiz insani ve girişimci diplomasi becerisiyle, bulunduğu coğrafyayı barış bölgesi yapma kararlılığı ile bölgesel işbirliklerini derinleştirdi. Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) bu ulvi mücadeleyi taçlandıran en müstesna işbirliği platformu oldu. Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın kararlı, samimi, vizyoner liderliği ile, Türkiye 21. Yüzyıl'da 'yumuşak güç' kavramının anlamını en sarih şekilde tanımlayan, tarihe not düşülen adımlar atıyor, kendi çıkarları için ülkeleri birbirine düşüren, savaştırmaya çalışan, dünya coğrafyasında kritik değeri olan bölgeleri istikrarsızlıkla sömürmeye çalışan kimi ülkelerin karanlık planlarını boşa çıkaracak hamleler yapıyor.
1. Soğuk Savaş döneminin kurgusu içinde 'Hollywood' senaryolarının rakibi yoktu. Bu nedenle, kimi ülkeleri 'demokrasi kahramanı' olarak göstermek kolaydı. 21. Yüzyıl'da ise, yükselen E7 ülkelerinde katlanan 'bilinçlenme', gelişmekte olan ülkelerin uyanışı, 'yumuşak güç' kavramını yapay yaklaşımlarla, senaryolaştırılmış hareketlerle yutturmanın mümkün olmadığını göstermekte. Bu nedenle, 'kazankazan' ilkesine dayalı, samimi, yapıcı, kalkınma odaklı bir işbirliğini Türkiye 1. ve 2. Kuşak komşu ülkelerden Afrika'ya uzanan geniş bir coğrafyada, hem 'yumuşak güç', hem de 'sert güç' unsurlarıyla, imkan ve kabiliyetleriyle derinleştiriyor. Son 60 yıl dünyanın dört bir yanında zulüm, ölüm yaşatmış ülkeler küresel ekonomi-politikte hızla alan kaybetmeye devam ederken, Türkiye gibi 'yumuşak güç'ün hakkını samimiyeti ve kararlılığı ile tam anlamıyla ortaya koyan ülkeler ise, 2. Soğuk Savaş döneminin güç merkezine dönüşerek, geleceği yazmayı sürdürecek.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Sonraki Haber
Daha Fazla Gör
- Son dakika video izle
- Son dakika haberleri
- A Haber analiz
- Gündem haberleri
- Ekonomi haberleri
- Otomobil haberleri
- Namaz vakitleri
- Hava durumu
- İstanbul Yol durumu
- Atv canlı yayın izle
- Spor haberleri
- Foto galeri
- Son dakika emekli haberleri
- Teknoloji haberleri
- A Haber programlar
- Sabah – Takvim yazarları oku
- Kuruluş Osman izle
- Gazete manşetleri
- Instagram dondurma
- Olumsuzluklara uzun süre takılmazlar! Affediciliğiyle öne çıkan burçlar
- Gece acıkınca bunu sakın yemeyin! Gece tüketilen bu besinler cildi yaşlandırıyor
- 5 çayı yanına Anadolu’nun gizli lezzeti: Çiriş otlu börek tarifi
- 2025 Ramazan kolisi fiyatları ne kadar? CarrefourSA ve Migros Ramazan kolisi çeşitleri ve içindekiler
- TEKNOFEST son başvuru tarihi ne zaman? 2025 TEKNOFEST başvuruları nereden, ansıl yapılır?
- Emlak Konut Kampanyası 2025 | Başvuruları başladı mı, şartları neler? Dar ve Orta gelirliye ödeme listesi...
- Gizli narsisizm nedir? Kırılgan narsistleri ele veren 9 şaşırtıcı işaret!
- Marteniçka bilekliği ne zaman takılır, nasıl yapılır? Geleneksel uğur getiren Marteniçka dilek bilekliği ritüeli nedir?
- KPSS'li ve KPSS'siz memur alımları güncellendi! Kamuya binlerce personel alımı yapılacak
- Galatasaray-AZ Alkmaar rövanş maçı ne zaman, hangi gün? UEFA Avrupa Ligi play-off GS nasıl tur atlar?
- İşbaşı Eğitim Programları: İŞKUR'dan meslek lisesi mezunlarına zamlı ödeme! Ayda 28.736 TL
- Altından daha fazla kazandırıyor! İslam Memiş net konuştu: "2025 onun yılı"