A Haber - Haberler, Son Dakika Haberleri, A Haber Canlı Yayın
18 Aralık 2025, Perşembe
  • CANLI YAYIN
  • Ziraat Türkiye Kupasi
  • TÜM MANŞETLER
  • SON DAKİKA
  • ÖZEL HABER
  • VİDEO
      • Programlar
      • Gündem
      • Yaşam
      • Dünya
      • Spor
      • Ekonomi
      • Kültür Sanat
      • Teknoloji
      • Otomobil
      Özel Video Arşivden Çıkan Gerçek Haber Özel Melih Altınok ile Sebep Sonuç Satır Arası Memleket Meselesi Canan Barlas ile Gündem Toplumsal Hafıza 15 Temmuz Bir insan bir hikaye Belgesel Kuşağı Klipler Portre Erkan Tan İle Sabah Ajansı Unutma Hatırla Perde Arkası Arka Plan Banu El İle Ajans Haktan Uysal İle A Haber'de Bugün Aklın Yolu Dünya Atlası
  • GALERİ
  • GÜNDEM
  • EKONOMİ
  • YAŞAM
  • DÜNYA
  • SPOR
  • ÖZEL HABER
  • MAGAZİN
  • VİRAL
  • ANALİZ
  • YAZARLAR
  • CANLI TV
    • Tv Yayınları
      • A Haber
      • A Spor
      • A Para
      • Vav TV
      • A News
      • ATV
      • A2TV
      • Minika Go
      • Minika Çocuk
      Radyo Yayınları
      • A Haber Radyo
      • A Spor Radyo
      • A Para Radyo
      • A News Radio
      • Radyo Turkuvaz
      • Turkuvaz Romantik
      • Turkuvaz Efsane
      • Vav Radyo
      • Radyo Soft
      • Radyo Energy
      • Turkuvaz Anadolu
      • Turkuvaz Musiki
      • Turkuvaz Nostalji
  • CANLI TV
    • TV YAYINLARI
      • A Haber
      • A Spor
      • A Para
      • Vav TV
      • A News
      • ATV
      • A2TV
      • Minika Go
      • Minika Çocuk
    • RADYO YAYINLARI
      • A Haber Radyo
      • A Spor Radyo
      • A Para Radyo
      • A News Radio
      • Radyo Turkuvaz
      • Turkuvaz Romantik
      • Turkuvaz Efsane
      • Vav Radyo
      • Radyo Soft
      • Radyo Energy
      • Turkuvaz Anadolu
      • Turkuvaz Musiki
      • Turkuvaz Nostalji
  • RESMİ İLAN
  • KLİPLER
  • ÖZEL VİDEO
  • A HABER RADYO
  • NAMAZ VAKİTLERİ
  • DİZİLER
    • Eski Diziler
      • Gül Masalı
      • Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz
      • Adı Sevgi
      • Kalp Yarası
      • Hercai
      • Beni Bırakma
      • Canevim
      • Gel Dese Aşk
      • Gençliğim Eyvah
      • Sen Anlat Karadeniz
      • Kimse Bilmez
      • Akıncı
      • Baş Belası
      • Bozkır Arslanı Celaleddin
      • İkimizin Sırrı
      • Maraşlı
      • Hakim
      • Bir Zamanlar Çukurova
      Kuruluş Osman
      Bir Gece Masalı
      Can Borcu
      Zembilli
      Kardelenler
      Sustalı Ceylan
      Başka Bir Gün
  • atv PROGRAMLARI
    • Müge Anlı ile Tatlı Sert Esra Erol' da Kim Milyoner Olmak İster
  • DİĞER
    • Son Dakika Özel Haber Özel Video Memurlar Yaşam Eğitim Magazin Viral Sağlık Televizyon Teknoloji Otomobil Din Tarih Klipler Analiz Portre Yazarlar
      Galeri Yıllarca boşuna uğraşmışız! Uzun yaşamın sırrı bambaşkaymış: Ne diyet ne spor… Selena’nın Nazlı’sıydı! Dilara Kurtulmuş’tan mutluluk pozu geldi: Evlilik yolunda ilk adım Icardi’den ortalığı karıştıracak paylaşım: Kendi sonlarını imzaladılar Kuruluş Orhan’ın Boran’ı Yiğit Uçan kimdir, kaç yaşında? Hangi projelerde yer aldı? Arabeskin ünlü sanatçısı Cansever’den sevenlerini üzen haber: Dualarınızı bekliyorum İlçe ilçe duyuruldu! İstanbul’da 10 saatlik elektrik kesintisi: BEDAŞ-AYEDAŞ listesi Kocaeli’de film gibi olay! Kendini bıçakla yaraladı: Tutuklandı Şendul Şaban nerede, ne zaman çekildi? Filmin konusu ve oyuncuları
      RSS Künye Frekanslar Arşiv Yayın Akışı Gizlilik Bildirimi Ziraat Türkiye Kupası Bize Ulaşın
  • BİZE ULAŞIN

A Haber’i
Sosyal Medyada Takip Edin

  • Apple iTunes
  • Google Play
  • Huawei App Gallery
  • Bize Ulaşın
  • Künye/İletişim
  • Veri Politikası
  • Gizlilik Bildirimi
Copyright © 2024 Tüm hakları saklıdır.
Namaz Vakitleri şehir ara
    Anasayfa Yazarlar Öykümüz Maksim Gorki’den... Kalyüşa!.

    HINCAL ULUÇ

    Öykümüz Maksim Gorki’den... Kalyüşa!.

    Öykümüz Maksim Gorki’den... Kalyüşa!.

    12.07.2020, Pazar
    Bu pazar öykümüz efsane Rus öykü yazarı Maksim Gorki'den.

    *

    Mezarlığın en yoksul bir köşesinde, yağmur sularıyla aşınmış, rüzgarlarla dağılmış mezar tepecikleri arasında, bunlardan birinin üzerinde, cılız iki kayın ağacının dantelli gölgesi altında, basma entarili siyah başörtülü, yaşlıca bir kadın oturuyodu.
    Kadının, yarı yarıya kırlaşmış saçlarının bir kakülü, kuru ve buruşuk sol yanağı üzerine düşmüştü.
    İnce dudakları, sımsıkı kapalıydı; bunların uçları ağzının iki yanında derin birer çizgi meydana getirecek biçimde aşağıya doğru sarkmıştı. Göz kapakları da, çok ağlamış, çok acı çekmiş ve uykusuz geceler geçirmiş insanlarda olduğu gibi aşağıya doğru sarkmıştı.
    Onu uzaktan seyrettiğim sürece hiç kımıldamadan oturdu; yanına yaklaştığım zaman da kımıldamadı, yalnızca iri ve kederli gözlerini bana kaldırdı, sonra yine ilgisizce indirdi.
    Ama kadının bu bakışında, yanına gelişimden ötürü ne duyduğunu anlamama yarayacak ne bir soru, ne bir can sıkıntısı, ne de buna benzer herhangi bir anlatım vardı.
    Kadına selam verdim ve bu mezarda kimin yattığını sordum.
    Kadın, uysal ve ilgisiz karşılık verdi: "Oğlum..."
    "Büyük müydü?"
    "On üçünde..."
    "Öleli çok mu oldu?..."
    "Beş yıl oluyor."
    Kadın içini çekti. Yanağı üzerindeki saçlarını başörtüsünün altına soktu. Hava sıcaktı. Güneş acımadan ölüler kentini kasıp kavuruyordu. Mezarların üzerindeki cılız otlar, güneş ve tozdan kızarmıştı. Haçların arasında, şurada burada, tek tük göze çarpan, yine tozla örtülü ağaçlar da -sanki onlar da ölüymüş gibikımıldamadan duruyordu.
    Başımla oğlunun mezarını göstererek sordum: "Neden öldü?" Buruşuk eliyle toprak tümseğini okşayarak kısaca, "Araba çiğnedi," dedi.
    "Peki, bu nasıl oldu?" Kibarca davranmadığımı hissediyordum.
    Ama bu annenin umursamazlığı beni hem kışkırtıyor, hem sinirlendiriyordu.
    Esrarlı bir hevesin etkisiyle bu kadının gözlerinde gözyaşları görmek istiyordum. Ondaki bu umursamazlık doğal değildi ama onun, kendini tutmak için hiçbir çaba harcamadığını da görüyordum.
    Sorum, kadının gözlerini tekrar bana kaldırmasına neden oldu. Sessizce, tepeden, tırnağa kadar beni süzerek, düşünceli ama sakin anlatmaya başladı:
    "Bakın bu nasıl oldu. Oğlumun babası, devlet parasını zimmetine geçirdiği için bir buçuk yıl kadar hapishanede yatmıştı. İşte o sıralarda biz, varımızı yoğumuzu satıp geçindik. Zaten eşyamız, kap kacağımız da pek azdı. Kocam hapishaneden çıkacağı sıralarda odun yerine sobamızda bayırturpu yakıyordum.
    Bir bahçıvan, işe yaramayan, çürük bayırturplarını bana vermişti. Ben de bunları kurutarak, gübreyle yarı yarıya karıştırıyor ve sobada yakıyordum.
    Dehşetli tütüyordu.
    Yemekler de fena fena kokuyordu.
    Kalyüşa o sırada okula gidiyordu. Canlı, hareketli ve evine çok bağlı bir çocuktu.
    Örneğin okuldan eve gelirken yolda gördüğü bir tahta parçasını koltuklar, doğruca eve getirirdi. Evet... İlkbahar gelmiş, karlar erimeye başlamıştı.
    Oysa çocuğun ayağında hala keçe çizmeler vardı. Tabii, keçeler kar suyunu çekiyordu. Eve gelip de çizmelerini çıkardığı zaman ayakları kıpkırmızı olurdu. İşte tam bu sıralarda babasını hapishaneden salıverdiler ve arabayla eve getirdiler.
    Hapishanede ona inme inmişti.
    Adam yattığı yerden bana bakarak ekşi ekşi sırıtıyordu.
    Ben ise, onun başı ucunda duruyor ve düşünüyordum:
    Şimdi ben bir de bu adamı, beni mahveden bu adamı nasıl besleyecektim?
    Şeytan, "Yakaladığın gibi, sokağa, çamurların içine atıver" diyordu...
    Kalyüşa ise, bu hale bakıp bakıp ağlıyordu. Sapsarı kesilmişti.
    Babasına bakıp bakıp ağlıyor, yanaklarından, nah şöyle, iri iri yaşlar yuvarlanıyordu.
    Bana dönerek, "Anneciğim, ona ne oldu?" diye sordu.
    "Ne olacak," dedim, "ölümünü bekliyor..." İşte o günden başlayarak, her şey baş aşağı gitmeye başladı.
    Her şey ters gitti. Ben, ayağı yanmış it gibi koşuyor, didiniyor ama günde yirmi kapikten fazla kazanamıyordum. Yirmi kapik kazandığım zaman kendimi mutlu hissediyordum. Hani, ölümüme çoktan razıydım. Kalyüşa ise bu duruma bakıyor, fena halde sıkılıyordu...
    Bir gün artık canıma tak dedi. "Bu melun yaşamdan bıktım artık," diye söylendim, "ya ben geberip kurtulayım, ya da sizden biriniz geberiniz!" Tabii, burada kastettiğim Kalyüşa'yla babasıydı.
    Kalyüşa'nın babası başını sallıyor ve,"Yakında nasıl olsa geberip gideceğim, küfredip durma, biraz dayan!" demek istiyordu.
    Kalyüşa'ya gelince...
    Dikkatle bana baktı ve evden çıkıp gitti...
    Hemen aklım başıma geldi ama iş işten geçmişti. Geç kalmıştım.
    Çünkü Kalyüşa evden çıkıp gideli henüz bir saat olmamıştı ki bir süvari polisi geldi ve;
    "Bayan Şişenina siz misiniz?" diye sordu.
    Hemen felaketi sezinlemiştim.
    Polis, "Lütfen hastaneye geliniz," dedi, "Tüccar Anohin'in arabası oğlunuzu çiğnedi." Arabayla hastaneye koştum.
    Arabanın içinde, iğnelerin üzerinde oturuyor gibiydim. Hem gidiyor, hem kendi kendime, "Mutsuz kadın" diye lanetler savuruyordum... Sonunda hastaneye geldim. Kalyüşa, baştanbaşa sargılar içinde olduğu halde yatıyordu. Gülümsüyor ve yanaklarından yaşlar akıyordu.
    Yavaşça kulağıma fısıldadı, "Anneciğim, beni bağışla!..
    Paralar karakolda..."
    "Aman Tanrım, Kalyüşa,"dedim, "ne paraları?...
    "Canım," dedi, "ahalinin ve tüccar Anohi'nin verdiği paralar!..." "Niçin verdiler bu paraları?..."
    "Canım işte şunun için," dedi ve yavaşça inledi. Gözleri kocaman kocaman olmuştu.
    Ona tekrar sordum:
    "Evladım, Kalyüşa, nasıl oldu da koca arabayı görmedin?..." Kalyüşa, hiç çekinmeden, açık açık, "Ben onu, yani arabayı gördüm," dedi. "Ama kenara çekilmek istemedim.
    Araba beni çiğner, bana para verirler diye düşündüm. Gerçekten de verdiler." İşte Kalyüşa bana bunları söyledi. Onu, meleğimi anlamıştım ama geç anlamıştım.
    Ertesi gün sabahleyin can verdi, ölünceye kadar kendini hiç kaybetmedi.
    Durmadan bana, "Anneciğim, babama şunu, şunu al; kendine de şunu ve şunu al!" deyip duruyordu.
    Gerçekten de ona verdikleri para pek çoktu. Bir yığın para vermişlerdi: Tam kırk yedi ruble. Anohin'e gittim. Ama o bana yalnız beş ruble verdi.
    Küfretti durdu, "Herkes gördü ya," diyordu, "çocuk kendisi gelip arabanın altına girdi.
    Sen gelip burada bana kafa tutuyorsun!..." Ben bir daha da ona gitmedim, işte, bu iş böyle oldu, efendimiz!..." Kadın sustu...
    Hikayeyi anlatmadan önce nasıl idiyse, yine öyle ilgisizdi.
    Mezarlık sessiz ve tenhaydı.
    Haçlar ve bunların arasındaki cılız, ağaçlar, toprak tümsekleri ve bunlardan biri üzerinde mahzun bir tavırla oturmakta olan umursamaz kadın...tüm bunların hepsi de insanların acısını ve ölümü anımsatıyordu.
    Bulutsuz gökyüzü masmavi ve yakıcıydı.
    Elimi cebime sokarak biraz para çıkardım ve henüz yaşarken ölmüş olan bu mutsuz kadına uzattım.
    Kadın başını salladı, ağır, tuhaf bir tavırla;
    "Merak buyurmayın efendimiz," dedi, "bugünlük param var. Zaten benim çok paraya ihtiyacım yok, şimdi artık bir başımayım.. Artık dünyada kimsem yok!"
    Ve derin derin içini çekerek acıyla büzülmüş ince dudaklarını sımsıkı kapadı.

    ***


    Faruk Nafiz!..

    Yavuz Donat, Hüseyin Yayman dostumla Anadolu'yu dolaşırken, Faruk Nafiz Çamlıbel'in ilkokuldan beri okumaya doyamadığım Han Duvarları şiirinden söz etmişti. Babam subay olduğu için o hanları da, duvarlarını da görmüşlüğüm vardır, belki biraz da ondan çok sevmiştim, şiiri. Çok vurucu ve uzun bir manzum öyküdür, Han Duvarları.. Bir gün onu da naklederim size..
    Bugün Faruk Nafiz'in "Han Duvarları" şiir kitabından çok da güncel, aslında her zaman güncel dizeler seçtim size..

    *

    Kızıma
    Vücut, akan bir sudur,
    Adem, bir umman, kızım.
    Hayatın aslı budur,
    Gayrısı yalan, kızım.

    Madem ki bir ırmaksın,
    Çağlayıp akacaksın,
    Niçin derdiyle yaksın,
    Seni bu devran, kızım.

    Sal gönlünü sevince,
    Düşünme fazla ince.
    Oku, vakti gelince,
    Bahtına meydan, kızım.

    Ömründe dört fasıl var,
    Üçü kış, biri bahar.
    Çalış ki görmesin kar
    Sendeki nisan, kızım.

    Gül mateme uzaktan,
    Ne çıkar ağlamaktan?
    Sen ayrılma şafaktan,
    Geceler zindan, kızım.

    Neş'eli ol, neş'eli,
    Varsın desinler deli!
    Eğlenmeli, gülmeli
    Her gün, her zaman, kızım.

    Gençlik tutulmaz elle,
    Geçirme boş emelle.
    Sen bunu böyle belle,
    Güzel kızım, can kızım

    Faruk Nafiz ÇAMLIBEL

    ***


    Pazar Neşesi

    Bayan Smith, aile doktoruna gitti ve "Bana bir doğum kontrol hapı reçetesi yazar mısınız" dedi.
    "Ama Bayan Smith" dedi, doktoru şaşkın şaşkın.. "Siz 77 yaşındasınız.
    Doğum kontrol hapını niye kullanacaksınız ki?."
    "Daha iyi uyumama sebep oluyor" dedi, Bayan Smith, sakin sakin.
    Doktor daha da şaşırdı.
    "Bunca yıllık doktorum, böyle şey duymadım.
    Doğum kontrol hapı, nasıl oluyor da sizi daha iyi uyutuyor?."
    "Onları dövüp her sabah benimle yaşayan torunum Liza'nın portakal suyuna karıştırınca, geceleri öyle rahat uyuyorum ki, doktor!."


    Latin Sözleri
    "Honestus rumor alterum est patrimonium"
    "Onurlu bir şöhret, ikinci bir mirastır!"
    Publilius (Babama minnetlerimle..)

    Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
    Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
    • paylaş
    • tweetle
    • Flipboardpaylaş
    Sonraki Haber
    YAZARIN DİĞER YAZILARI
    En güzel manzara... İnsan!.. 23.11.2022 Çarşamba
    Türk ve Norveç Halk Müziği’nde ortak noktalar!.. 24.04.2022 Pazar
    Bugün için yazmak içimden gelmedi, inanın!.. 23.04.2022 Cumartesi
    Domenec Torrent, hoca moca değil!.. 22.04.2022 Cuma
    Pitbull dehşeti ve verilen komik ceza!.. 21.04.2022 Perşembe
    Bravo Yıldız!.. Bravo Mevlüt!.. Önce ‘İnsan’, önce ‘Çocuklar’ çünkü... 20.04.2022 Çarşamba
    Ne mutlu bana Erol, sana değil, bana! 19.04.2022 Salı
    Muhteşem Çeşme Projesi ve istemezükçüler!.. 17.04.2022 Pazar
    Bir muhteşem okul... Bir muhteşem sergi... 16.04.2022 Cumartesi
    “Türkiye’nin ne güzel yolları var” turu!.. 15.04.2022 Cuma
    ahaber.com.tr
    • VİDEO
    • CANLI YAYIN
    • PROGRAMLAR
      • Düşünce Atlası
      • Yaz Boz
      • Kadraj
      • Toplumsal Hafıza
      • Canan Barlas ile Gündem
      • Arka Plan
      • Memleket Meselesi
      • Seyahatname
      • Belgesel Kuşağı
      • Diplomasi
      • Söz Teması
      • Medya Dünyası
      • İş'in sırrı
      • Dijital Çağ
      • Z Raporu
      • 1.Sayfa
    • Üye Girişi
    • Üye Ol
    • A HABER ÖZEL
    • GÜNDEM
    • EKONOMİ
    • SON DAKİKA
    • YAŞAM
    • DÜNYA
    • SPOR
    • MAGAZİN
    • VİRAL
    • TEKNOLOJİ
    • OTOMOBİL
    • DİN
    • TARİH
    • SAĞLIK
    • YAZARLAR
    • VİDEO
      • Programlar
      • Gündem
      • Yaşam
      • Dünya
      • Spor
      • Ekonomi
      • Kültür Sanat
      • Teknoloji
      • Otomobil
    • GALERİ
      • En Yeniler
      • Gündem
      • Yaşam
      • Dünya
      • Ekonomi
      • Magazin
      • Viral
      • Spor
      • Otomobil
      • Teknoloji
    • İNTERNET REKLAM
    • RSS
    • BİZE ULAŞIN
    • KÜNYE/İLETİŞİM
    • VERİ POLİTİKASI
    • KARİYER
    • FREKANSLAR
    • ARŞİV
    • YAYIN AKIŞI
    • GİZLİLİK BİLDİRİMİ
    Daha Fazla Gör
    • Son dakika video izle
    • Son dakika haberleri
    • A Haber analiz
    • Gündem haberleri
    • Ekonomi haberleri
    • Otomobil haberleri
    • Namaz vakitleri
    • Hava durumu
    • İstanbul Yol durumu
    • Atv canlı yayın izle
    • Spor haberleri
    • Foto galeri
    • Son dakika emekli haberleri
    • Teknoloji haberleri
    • A Haber programlar
    • Sabah – Takvim yazarları oku
    • Kuruluş Osman izle
    • Gazete manşetleri
    • Instagram dondurma
    • Yıllarca boşuna uğraşmışız! Uzun yaşamın sırrı bambaşkaymış: Ne diyet ne spor…
    • Selena’nın Nazlı’sıydı! Dilara Kurtulmuş’tan mutluluk pozu geldi: Evlilik yolunda ilk adım
    • Kuruluş Orhan’ın Boran’ı Yiğit Uçan kimdir, kaç yaşında? Hangi projelerde yer aldı?
    • İlçe ilçe duyuruldu! İstanbul’da 10 saatlik elektrik kesintisi: BEDAŞ-AYEDAŞ güncel liste
    • Şendul Şaban nerede, ne zaman çekildi? Filmin konusu ve oyuncuları
    • SGK 1000 personel alımı! Başvurular başladı mı, ne zaman? Başvuru şartları neler?
    • Sahte Kabadayı filmi ne zaman, nerede çekildi? Sahte Kabadayı konusu ve oyuncuları
    • EuroLeague takvimi | Zalgiris-Anadolu Efes basketbol maçı ne zaman, hangi kanalda?
    • Zeka testi: Kış manzarasında saklı tüm ren geyiklerini 9 saniyede bulabilir misin?
    • Gece sakın böyle uyumayın! Uzmanlar açıkladı: En kötü ve en iyi uyku pozisyonları
    • Kaygının nedeni zihnimiz değil, soframızda gizli! Yedikleriniz ruh halinizi bozuyor olabilir
    • Türkiye Uzay Ajansı ne zaman kuruldu? TUA görevleri ve hedefleri neler?
    • A Haber
    • iPhone iPhone
    • Android Android
    • Facebook
    • X
    • Instagram
    • Flipboard Flipboard
    • Youtube
    • RSS