Milli Mücadele'nin ilk zamanlarında, 1920 yılında içki tartışmaları yaşanmış ve sonunda içki satışı Meclis kararıyla yasaklanmıştı. Uğur Üçüncü, "Milli Mücadele Yıllarında Bir Yasak Denemesi (Men-i Müskirat)" isimli kitabında ve Vahdettin Engin bir yazısında bu içki yasağını teferruatlı olarak anlatır.
Atatürk ve devlet ricali Meclis'in önünde dua ediyor.
ÜLKE ZORDAYKEN İÇKİ İÇİLMEZ
23 Nisan 1920'de Ankara'da Büyük Millet Meclisi açılmıştı. Bir taraftan düşmanın yurttan atılması için çalışmalar sürerken, diğer taraftan Meclis açıldıktan birkaç ay sonra önemli tartışma konularından birini de içki yasağı oluşturdu. ABD'de ve Batı'da uygulanan içki yasakları Meclis'e bu konuda ilham vermişti.
1920 Eylül'ünde, Meclis'teki bazı milletvekilleri, "Memleket batarken vatandaşların içki içmeleri, sarhoş olmaları doğru mu? Hele dinin yasak ettiği içkiye neden müsaade etmeli? Allah kendi emirlerine itaat etmeyenlere zafer verir mi?" diyerek "Men-i Müskirat Kanunu" adıyla çıkarılacak bir yasayla içkinin yasaklanmasını istediler.
Bu konunun bayraktarlığını Trabzon Milletvekili Ali Şükrü Bey yapıyordu. Amerika'da da içki yasağının uygulanması örnek gösteriliyordu. Maliye Bakanı Ferid Bey gibi yasağa karşı olanlar ise içkinin hazineye yıllık 20 milyon lira gibi önemli bir gelir getirdiğini ileri sürüyorlardı.
Ali Şükrü Bey, 1920 Eylül'ünde meseleyi resmen Meclis'e taşıdı. Bazı milletvekilleri kanunun yalnız içkiyi değil, afyon, haşhaş yağı ve esrarı da kapsamasını istediler. Ancak bazı milletvekilleri afyonun ilaçlarda kullanıldığını ve milli bir servet olduğunu söylediler.
ABD'de yakalanan içkiler imha ediliyor.
BAŞKANIN OYUYLA KANUNLAŞTI
Kanun teklifi görüşülürken Meclis'te büyük tartışmalar meydana geldi. Tartışmaların şiddetlenmesi üzerine oturum iki gün sonraya bırakıldı. Ancak iki gün sonraki oturumda da tartışma bitmedi.
Bütün tartışmalardan sonra kanun oya sunuldu. 71 kabul, 71 ret, 3 de çekimser oyu çıktı. Başkan Vehbi Bey evet oyu vermiş olduğundan kanun kabul edildi. 14 Eylül 1920'de kabul edilen bu kanunla ülkede her türlü alkollü içkinin yapımı, alımı, satımı ve kullanımı yasaklandı. Bu yasağa uymayanlara para veya hapis cezası verilecekti.
İçki üreten, ithal eden, nakleden ve satanlara kıyye başına (1.28 kg) 50 lira para cezası verilecek ve ele geçirilen içkiler imha edilecekti. Alenen veya gizlice içerek sarhoş olanlar 50 lira ile 200 lira arasında para cezasına veya 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacaklardı. Sarhoş olan memurlar ise görevlerinden atılacaktı. Kanuna göre verilen cezalara itiraz ve temyiz yolu kapalıydı.
Kanun TBMM'nin kontrolü altında olan her yerde uygulandı. İşgal altında olan yerlerde ise kurtuluşlarından sonra içki yasağı devreye girdi. Savaş ortamında kanunun takip edilmesi zordu. Bununla beraber zaman zaman içki yasağına uymayanlardan cezalandırılanlar da oldu. Fakat bunlar genellikle bir süre sonra Bakanlar Kurulu kararıyla affedildiler.
Dönemin gazetelerinde içki yasağının kalkma haberleri.
TRAJİKOMİK BİR HADİSE
İçki yasağından sonra trajikomik olaylar da yaşandı. Uğur Üçüncü bu duruma ait 21 Ekim 1923'te yaşanan ilginç bir hadiseyi anlatır. Elinde büyük bir rakı şişesiyle giden bir kişiyi polis çevirir. Aralarında şu konuşma geçer:
- Efendi elindeki şişede ne var?
- Rakı.
- Geliniz karakola. Rakının memnu (yasak) olduğunu bilmiyor muydunuz?
- Evet biliyordum. Fakat bu bir şişe rakıyı memnuiyetten (yasaktan) evvel almıştım. Kaç gündür bu şişeyi karakola götürüp mühürletecektim. İşimin ziyadeliğinden dolayı götüremiyordum. Bugün size tesadüf ettim.
Polis, vatandaşın zekice sözleri üzerine bir şey diyemeyerek şişeyi ve adamı karakola götürdü. Karakolda rakı şişesine el konulup mühürlendi. Vatandaş mühürlü şişeyi istediyse de geri alamadı.
İçki yasağının kalkmasına sevinenler.
MECLİS YENİLENDİ, YASAK KALKTI
Milli Mücadele sona erdikten sonra Meclis yenilendi. Meclis'te muhafazakâr mebus sayısı azalınca, kanun değişikliği için harekete geçildi. Hilal-i Ahdar Cemiyeti (Yeşilay) ve içki yasağı taraftarı basın, kanunun değişmemesi için çalıştı. Meclis'te içki yasağı tartışmaları sürerken gazetelerde içki yasağının tarihi bile yazılıp çizildi. İçki yasağı lehine ve aleyhine yayınlar yapıldı.
Köprülüzade Mehmed Fuad ve Tarihçi Ahmed Refik (Altınay), Tevhid-i Efkâr'da yazdıkları yazılarda tarihte içki meselesini, içkiyle mücadeleyi ve içki yüzünden yaşanan rezaletleri anlattılar. Ancak Meclis'te kanunun değişmesine taraftar olan mebus sayısı çok olduğu için 9 Nisan 1924'te çıkarılan yeni bir kanunla içki yasağı hafifletildi. Kapalı kaplar içinde gerekli izinler alındıktan sonra içkiler her yerde satılabilecekti. Kadehte içkiye ise belli bölgelerde izin verilecekti.
Men-i Müskirat Kanunu şeklen de olsa 1926'ya kadar yürürlükte kaldı. 22 Mart 1926'da kabul edilen yeni bir kanunla tamamen lağvedildi.
İçkinin yasaklanmasıyla ilgili 1920'de çıkarılan kanun.
MECLİS'TE HARARETLİ TARTIŞMALAR YAŞANDI
İçkinin yasaklanması konusunda milletvekilleri hararetli bir tartışmaya girişmişti:
Haydar Bey: Efendiler, zannediyor musunuz ki Amerika'da bu kanun tatbik edildi. Bilakis meyhaneleri kapatalım derken, bütün evlerin meyhane olmasına sebep oldu.
Trabzon Milletvekili Ali Şükrü Bey: Delil göster!
Haydar Bey: Delillerim işte elimde. Tatbik edilmeyen kanun yüzünden Amerika'nın yılda 500 bin dolar kaybettiğini, orada kaçakçılığın yalnız sosyal bir mesele değil, siyasi bir mesele haline geldiğini gösterebilirim.
.....
Haydar Bey: Hele efendiler, Sağlık Encümeni'nin 20. asırda tatbik etmek istediği temizlik cezası, Abdülhamid zamanındaki tımarhane ve serseri kanunundaki darp cezaları gibi Şer'iye Encümeni'nin de... (Gürültüler, alkışlar, sözünü geri al sesleri)
Hoca Remzi Efendi: Olmaz, kabul etmeyiz. Aşağı indirin.
Haydar Bey: Buraya gel...
Başkan: Peki efendim, susun...
Remzi Efendi: Bizim burada lüzumumuz yoktur. Ahkâm-ı Şer'iye aleyhinde... (Bu millet şeriatla kaimdir sesleri.)
Bir Hoca Efendi: Katiyen kabul etmiyoruz. Çekil oradan, utanmıyor musun? (Nedir bu yahu, hepimiz Müslüman'ız sesleri.)
Hüsrev Bey: Herkes hürdür. İstediğini söyler.
Konya Milletvekili Refik Bey: Efendiler, rica ederim, ne oldunuz? Kâinata karşı rezil mi olacağız? Hararetli tartışmalar durmayınca başkan oturuma ara verdi. Ancak aradan sonraki oturumda da tartışmalar devam ederken milletvekilleri ayağa kalkarak birbirlerine el kol hareketi yapmaya, çok ağır sözlerle hitap etmeye başladılar.
Başkan: Rica ederim efendiler, oturalım.
Hüsrev Bey: .....Kanunun müzakeresini şimdi tehir edelim...
Başkan: Teklifi kabul edenler ellerini kaldırsın. Oylama sonucu görüşmelerin ertelenmesi kabul edildi.
Bir ses: Biraz daha uyuyacak!
Ali Şükrü Bey: Evet uyutacaklar. Parlamento dalaveresi...
Erzincan Milletvekili Emin Bey: Bütün bu fesadın kaynağı sensin!
DÜNYA DA İÇKİYLE MÜCADELE ETTİ
1847'de İsveç'te içkinin zararlarının ispat edilmesiyle içkiye karşı mücadele dönemine girildi. İçkiyle mücadele cemiyetleri kuruldu, hükümetlere baskı yapılmaya başlandı. Birinci Dünya Savaşı yıllarında Rusya'da ve Avrupa'daki bazı ülkelerde içki yasaklandı. ABD'de ise 5 eyalet 1900'de içkiyi yasaklamıştı. 1918'de eyalet sayısı 32'ye çıktı. 1919'da yapılan anayasa değişikliğinin ardından 1920'de ABD'de içki yasağı dönemi başladı. Bu yasak 1933'e kadar sürdü.