ERGÜN DİLER

DÜNYANIN çatısındaki mücadelenin nasıl yaşandığını bazen izlemek de yazmak da zor oluyor... Alışkanlıklar ve kamplara olan bağlılıklar gerçeğin görülmesinin önündeki en büyük engel... Dünyanın gidişatı hakkında, yaşanan bilek güreşi hakkında zaten yazmaya gayret ediyorum. Çok kişinin olup biteni anlamadığını bilerek...
KÜRESEL SAVAŞIN ritmini bazı küçük önemli olaylardan çözmek mümkündü oysa...
Mesela popüler bir konu...
Suudi Arabistan ve futbolculara saçılan milyon dolarlar. Ne oluyordu da RİYAD'da futbola bir aşk başlıyordu. Zaten AVRUPA'da futbol kulüpleri satın alanlar neden ülkelerinde zor iklim şartlarında bile FUTBOL üzerinden GİZLİ MANŞETİ konuşturmak istiyordu? Ya da ikinci soruya geçelim!
Buralarda pek üzerinde durulmuyor ancak İSRAİL aylardır karışık! Sokaklarda yüzbinlerce insan eylemlerde.
Orada ne oluyordu? Medyanın yazığı gibi hükümetin yapmayı düşündüğü HUKUKSAL DEĞİŞİM miydi mesele.
Netanyahu'nun çıkarmak istediği bir- iki kanun muydu?
Yoksa işin içinde KÜRESEL satranç mı vardı? Bilmiyorduk bilmek de istemiyorduk. Kısa boylu tartışmalarla bilmeden gidiyorduk.
Gelin açalım konuları...
Yerimizin yettiği kadar...
İlk adımı İsrail'den atalım...
Belki çok kişi şimdi hatırlamayacaktır ancak birkaç yıl önce Çin'in TEL AVİV Büyükelçisi evinde öldürüldü.
O gün yazdım. Perdenin gerisine bakan çok olmadı... 17 Mayıs 2020'de tasfiye edilen BÜYÜKELÇİ'den sonra trafik iyice hızlandı. Tel Aviv'in kuzeyinde yer alan Herzliya'daki evinde ölü bulunan Du Wei'den sonra çok farklı adımlar atılıyordu. İsrail'de hükümet değişiyor ÜLKE kaynayan kazan haline geliyordu. Bence durumu en iyi özetleyen çıkışı İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun oğlu Yair Netanyahu yapıyordu: "İsrail'deki protestoların arkasında ABD Dışişleri Bakanlığı var. Amaçları Netanyahu'yu devirmek ve İranlılar'la anlaşma yapmak. Şin Bet nerede?" Daha önce de çok sık yazdım. KÜRESEL SAVAŞ'ın resmi ilanı 2013'tü. O yılda burada neler olduğuna bir bakın!
Sonra da bölgeye göz atın.
Ardından gelen ve yaşanan onca olayı da buna bağlayın...
Katar'dan Azerbaycan'a, Brexit'ten KUZEY AKIM HATLARININ patlatılmasına kadar...
2013'te Kazakistan'da İPEK YOLU'nu ilan eden Çin lideri Cinping, büyük oyuncu olduklarını dünyaya ilan ediyordu. Çıplak gözle bakıldığında görmek kolay değildi. Ancak işin arkasında İNGİLİZLER'İN derin akıl ve tecrübeleri olduğu belliydi.
Zaten İPEK YOLU TRENİ de Pekin'den Londra'ya gidiyordu...
İsrail, yeni İPEK YOLU için son derece önemli bir ülkeydi.
Mesela İSRAİL "TEK KUŞAK TEK YOL" çerçevesinde Çin'deki hava ve su kirliliğini önlemek amacıyla 2030'a kadar yapılacak olan projelere ayrılan 2,3 trilyon doların büyük çoğunluğunu alacaktı. Çin BAŞROL oyuncu olarak burada İSRAİL ve İSRAİLLİ ŞİRKETLERİ belirlemişti. Savunma sanayii, tarım, yüksek teknoloji, biyoteknoloji, su ve hava temizliği alanlarında hızla gelişen ortaklık, Aşdot limanı ile Eliyat arasında yapımına başlanan yüksek hızlı tren projesi ile de AY'dan bile görünür hale geliyordu.
Neyse...
ABD bu işe karşıydı.
Ancak ABD'nin tümüyle karşı olması yetmiyordu. AVRUPA BİRLİĞİ'nin de aynı çizgide olması gerekiyordu.
Özellikle Fransa çok söylenmese de TEL AVİV'de çok güçlüdür.
İngiltere'den sonra tabii... İsrail Devleti'nin önemli bir kısmı İPEK YOLU ve ÇİN tarafında adımlar atınca ülke karışıyordu. Parmak izi bulmak kolay olmasa da bu işten en çok mutlu olan Washington oluyordu. Zaten Biden'ın Netanyahu'ya mesafeli olması bunu ortaya koyuyordu.
BATININ içindeki büyük güçler diledikleri vakit YAHUDİLERİ de kullanırlardı. Yine öyle oluyordu...
Devam...
Çin ve İPEK YOLU projesi AVRUPA'dan ilk karşılığı 2004'te İTALYA'dan aldı.
Cinping projeyi ROMA-PEKİN arasındaki imparatorluk, medeniyet olarak tanımlıyordu.
Son durak da VENEDİK'ti.
Bütün yollar araya çıkıyordu.
Ekonomik sıkıntılarla boğuşan İTALYA da bunu çıkış olarak görüyordu. Son derece doğaldı.
Sonra yine buralarda çok kişi bakmasa da ıskalasa da ABD ÇİZME'ye daldı. Ve siyaseti şekillendirdiği gibi ROTAYI da yeniden belirledi. Roma yönetiminin Kuşak ve Yol projesine bakışı da ısrarı da değişti. Hindistan'daki G20'den önce İTALYA önemli karar aldı. İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, DELHİ'de G20 Zirvesi kapsamında Çinli mevkidaşı Li Çiang ile bir araya geldi.
Ve "Tek Kuşak Tek Yol'dan çekildik" dedi.
Çin, programın açıklandığı 2013 yılından bu yana Afrika ve Orta Asya'daki birçok ülke dahil olmak üzere yaklaşık 163 ülkede yollar, köprüler, limanlar ve hastaneler inşa etmek için 843 milyar dolardan fazla yatırım yaptı. Altyapı çalışmaları ve bunun hükümetler üzerindeki baskısı, yoksul ülkeleri 385 milyar dolarlık "gizli borç" yükü altında bıraktı. Bunlar da raporlarla ortaya döküldü. Çin'in projesi haliyle yara aldı... Araya giren COVİD-19 ve ardından başlayan Rusya-Ukrayna savaşı da KÜRESEL DEĞİŞİM için start verilen oyunlardı! Şimdi borcu döndüremeyen pek çok ülke, İPEK YOLU'na veda etmek için fırsat kolluyordu.
Yine benim çok önceden yazdığım "ÖNEMLİ" diye altını çizdiğim GLOBAL GATEWAY Projesi de G20'de ABD'nin baskısıyla hayata geçirilmek üzere canlanıyordu. Biden gelir gelmez G7'de konuyu açıyor herkese bunu kabul ettiriyordu.
Aradan 2 yıl geçiyor TRUMP'ın sokaklarda milyonlarca HİNTLİ tarafından alkışlandığı HİNDİSTAN şimdi BAŞROLE çıkıyordu. Çıkartılıyordu. Biden- Modi-Selman bir araya gelerek net olarak planı paylaşıyorlardı.
Hindistan üzerinden gelecek yollar ARABİSTAN İsrail üzerinden AVRUPA'ya bağlanacaktı... Tüm bunlar yaşandığı için de Veliaht Prens Muhammed bin Selman "Arabistan Yeni AVRUPA OLACAK" diyordu...
ABD, AVRUPA'yı RUSYA ve enerji üzerinden sarsıyor sonra kontrol edebileceği otoyola sokuyordu! İstediği an ceza kesecek bir ROTA oluşturuyordu, Denge içinde denge vardı...
Haliyle bizi ilgilendiren Türkiye'ydi. Şimdilik başrol bize düşmüyordu. Zamanla pürüzler ortadan kalkacak ve taraflar birbirlerini anlayacaktı...
AVRUPA Türkiye'yi PAS geçmek isteyecekti. Bunu da gizlemiyorlardı! Ibrar da edeceklerdi. Ancak büyük denge buna izin vermezdi.
Önümüzdeki dönem ekonomi ve siyaset bu çerçevede gelişecek gibi durmaktaydı. KÜRESEL SAVAŞ tüm gücüyle vites artırıyordu... Görebilene tabii...
Yarın devam ederiz...