ERGÜN DİLER

KÜRESEL SAVAŞ tavan yaptığı için içeride tansiyon kolay kolay düşmeyecek. Gizli açık pek çok oyuncu ANKARA'da. Ekti etmek için sahada.
İsimlere girerek yangına körükle gitmek niyetinde değilim. Ancak gerçekte olan değil de olması istenen tartışılmakta...
"HDP'ye bakan verilsin"den Merkez Bankası'nın faiz kararlarına, Levent Göktaş'ın kaçmasından Bergama altın madenlerine, 6'lı masanın ne yaptığını bilememesinden Kemal Bey'in öne çıkmak için attığı sık adımlara, TÜSİAD'ın uyarılarından Futbol Federasyonu'nun kurşunlanmasına, Yunanistan'la yaşanan gerginlikten Macron'un Türkiye'yi suçlamasına kadar pek çok şey iç içe geçmiş bir şekilde yaşanmakta. Yaşanacak da... Çok başka şeyler de olacak...
Çünkü benzeri ABD'de olmakta... Zaten etrafımızda olan biteni anlamak için bakılması gereken adres de orasıydı.
Daha önce yüzlerce kez yazdım. Bugünü anlatıyordu çünkü. ABD Başkanı Trump geldi bir anda kendini RUSYA DOSYASI ile baş başa buldu.
ABD içindeki EGEMEN bir güç "RUSYA SEÇİMLERE MÜDAHALE ETTİ" diyor ve herkesin buna inanması gerektiğini söylüyordu. Trump ise bunun dışındaydı! Bu nedenle BEYAZ SARAY hedef oluyor, 70 önemli isim dayanamıyor, tasfiye ediliyordu. Michael Flynn'den Paul Manafort'a kadar... RUSYA DOSYASI kabarmış ve Trump'ın üzerine üzerine geliyordu. FBI işin başını çekiyordu. Trump geri adım atmayıp JAMES COMEY'yi görevden alsa da daha sonra medyanın yanında NETFLİX de devreye, giriyor belgesellerle RUSYA KARTINI kaşıyordu.
Sıradan inanın olan biteni anlama şansı yoktu. CIA elbette güçlü bir istihbarat örgütüydü. Arkasındaki güç itibariyle bu tartışılmazdı.
CIA direktörleri kendisine verilen direktifleri uygulardı. POLİTİKA yapıcı değildi. POLİTİKA HAVUZU PENTAGON'du.
CIA'yı da bir KORGENERAL YÖNETİRDİ. ABD'liler bile bilmezdi. Görünmeyen kısımdı bu.
Bugüne zemin hazırlamakla meşgul akıl RUSYA'yı öteki yapıyordu. Hem de hızla. Trump'a rağmen. Çünkü Trump şimdiki dengenin ADAMI olmuyordu, itiraz ediyordu. Hem başkanlığı gidiyor hem de Mar-a Lago'daki malikanesi talan ediliyordu.
Neyse...
Trump BAŞKAN oluyor ve sanırım HELSİNKİ'de Putin ile bir araya geliyordu. Trump, Putin ile yaptığı ortak basın toplantısında, Amerikan istihbarat teşkilatlarının aksine, Rusya'nın seçimlere müdahale ettiğine inanmak için bir sebep olmadığını söylüyordu. Bu yaklaşım CUMHURİYETÇİLER'i bile yerinden fırlatıyordu! Mesela Cumhuriyetçi Parti'den Temsilciler Meclisi Başkanı Paul Ryan, "Trump, Rusya'nın müttefikimiz olmadığını kabul etmeli" sözleriyle ilk tepkiyi verenlerdendi.
Cumhuriyetçi senatör John McCain ise çıtayı daha da yukarıya koyuyor ve "Daha önce hiçbir ABD Başkanı kendisini böyle bir despot karşısında hiç bu kadar sefilce aşağılamamıştı" diyordu. Başkan'a en yakın isimler bile "Başkanlığının en ciddi hatası, düzeltilmeli, derhal" mesajı paylaşıyordu.
Senatör Lindsey Graham bile "Başkan Trump, Rusya'yı 2016 seçimlerine karışmaktan kesin olarak sorumlu tutma ve gelecek seçimlerle ilgili güçlü bir uyarıda bulunması fırsatını kaçırdı" sözleriyle koroya katılıyordu.
Böyle çok örnek vardı. Ancak bir isim ABD'DEKİ SİTEMİ DE ANLATIYORDU. TEPKİSİNİN ALT METNİ ÖNEMLİYDİ... Bu isim Demokratlar'ın Senato'daki lideri Chuck Schumer'dı... Onca gerginlik arasında TRUMP için TEHLİKELİ TANIMI Schumer, yapmaktaydı: ABD Başkanı istihbarat servislerinin uyarısına rağmen Putin'in yanında yer almıştır. Kendisini ülkemizin üstünde bir yere koymuştur.
Putin, "Daha önce de söylediğim gibi Rusya, ABD'nin içişlerine hiçbir zaman müdahale etmedi ve hiçbir zaman müdahale etmeyecek" açıklaması yapıyordu. Ancak kimse duymuyordu. Aksine Trump'ın RUSYA'daki ünlü bir otelde geçirdiği gecenin kasetlerinin KREMLİN'de olduğu dedikodusu yayılıyordu.
ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Dan Coats da topa giriyor ve "İstihbarat kuruluşlarının, Rusya'nın ABD demokrasisini baltalamak için teşebbüslerinin devam ettiğinden emin olduklarını" ilan ediyordu. Peki CIA eski Direktörü Brennan, geri kalıyor muydu? Elbette hayır... O da Trump'ın sözleri için "Hainlikten başka bir şey değil. Vatansever CUMHURİYETÇİLER neredesiniz" diye tansiyonu yükseltiyordu...
Bu kadar örnek yeter...
ABD DERİN DEVETİ RUSYA'YI ÖTEKİ YAPAN PLANI YAPMIŞ VE SAHNEYE KOYMAK İSTEMİŞTİ.
Trump bunun önüne geçmeye çabalıyordu. Durum böyle olunca DEMOKRAT Biden geliyor CUMHURİYETÇİ gibi davranıyordu. Ve Moskova ile el sıkışıp AVRUPA'yı titretecek olan UKRAYNA SAVAŞI'nı başlatıyordu. AVRUPA'nın RUSYA'yı karşısına alması için önce ABD'yi alması gerekmekteydi. Tabii bu KURGUDAN ÖTE BİR ŞEY DEĞLİDİ. Ama bu yaşanmalıydı.
TRUMP döneminde bu oldu. Zaten Ukrayna savaşı başlayınca RUSYA'nın DÜŞMAN TANIMI yapılınca ilk sıraya yerleşmesi kolay oluyordu. Yani şu an SAVAŞ diye izlediğimiz bir TİYATROYDU. KURGUSU SENARYOSU, OYUNCULARI ÖNCEDEN BELİRLENMEŞTİ.
ENERJİ üzerinde büyük plan yapılmış, tutmazsa ASKERİ olanı ikinci sıraya saklanmıştı. Burada kaybedecek olan AVRUPA'ydı...
Hesap edilen buydu. Petrol gaz ve kömür gibi enstrümanlar, değer kazırken muazzam bir EKONOMİK TÜRBÜLANS başlatılıyordu. ENERJİ sorununu aşamayacağı için AVRUPA SANAYİİ, AVRUPA BİRLİĞİ bundan sanıldığından çok daha fazla etkilenecekti. BÜYÜK OLMA iddialarından vazgeçmek zorunda kalacaklardı. Özellikle ALMANYA büyük hasar görecekti. Rusya DÜŞMAN yapılacak, YAPTIRIMLARLA yola getirilecekti. Oysa petrol de gaz da kömür de zirvede fiyat buluyor iki gücün arasında tost olan AVRUPA faturaları ödeyemiyordu. Yaptırım RUSYA'ya yarıyor, eskisinden daha fazla kazanıyordu. Artan fiyatlar savaşı adeta finanse ediyordu! Zaten planın bir ayağı da buydu! Rusya günde 800 milyon dolarlık gaz ve petrol ihraç ediyordu. 2021'de 235,6 milyar dolarlık gaz ve petrol ihraç eden Rusya'nın, gelirleri 2022'de 300 milyar dolara dayanması tahmin ediliyordu. Hem de daha az üretip daha az sattığı halde! Yaptırım varsa yapılması gereken tek şey, PETROLÜN fiyatının düşmesiydi.
ABD buna izin vermiyordu.
Hatta üretimi azaltıp fiyatı daha çıkarıyordu. Neden? AVRUPA ve ÇİN biçilsin diye...
İşte bu denklemi gören Türkiye de doğru yere doğru hamle yapıyordu. AB'nin yıllarca kapıda beklettiği ANKARA, şimdi AVRUPA'ya doğru KİMLİKLE seyahate başlıyordu... Avrupa içinde çözüldükçe devamı gelecekti. Hatta birkaç yıl sonra Türkiye, AB'ye katı vize uygulaması getirecekti...
Çünkü ABD-İNGİLİTERE-RUSYA ve arkadan Türkiye'nin destek verdiği presten AB'nin tek parça çıkma ihtimali kalmamıştı.
Değişimlerin şiddetli yaşanacağı bir evreye girilmişti...
Bazıları anlamak istemese de oyun çoktan kurulmuştu. Önünde durulması zordu. Bütün gelişmeleri bu pencereden değerlendirin.
Gerisi masal...