ERGÜN DİLER

İÇERİDE yaşanan küçük ancak iz bırakan olaylara dışarıdan bakılması gerektiğini düşünüyorum. Yazıyorum da... Aksi mümkün değil çünkü. GERMENLER'i TÖTONLAR'ı buraya taşıyorum. Koca bir ekolden söz ediyorum.
Dünyanın her yerinde olan ve gücünü kullanmaktan korkmayan bir yapıdan kapıyı aralamaya çalışıyorum.
Hem TÖTONLAR'ın hem karşısındaki EKOL'ün bilek güreşi tüm hızıyla devam ediyor. Bu nedenle siyaseti de, cinayetleri de, kumarı da, bahisleri de, uyuşturucuyu da, oyuncu değişimlerini de buradan okumalıyız.
Kolayı isimler üzerine abanıp yorumları oradan yapmak.
Ama bana hiç inandırıcı ve doyurucu gelmiyor... Doğru da değil...
Haritayı önünüze alıp dünyayı üç parçaya ayırın!
ABD-AVRUPA-ÇİN...
İşte kavga bu eksende.
ABD diğer iki eksenin birleşmesini engellemek için RUSYA'yı sahaya sürdü.
Çin'e değil defansı çok daha yumuşak olan AVRUPA'ya yönlendirdi. NEDEN?
Çünkü başta ALMANYA olmak üzere AB'nin GAZPETROL güvencesi yoktu.
Büyük akıl, büyük oyuncu, büyük medeniyet olmalarına rağmen ENERJİDE elleri kolları bağlıydı. ADIM ATAMIYORLARDI... Bunu en iyi bilen Washington'du...
Moskova üzerinden düğmeye basıldı. Koca ALMANYA çok ciddi bir krizin içine girdi, girecek.
ABD, TRUMP döneminde bile "KUZEY AKIM-2'yi kapatın" çağrısını sık sık yapıyordu. SAVAŞ bu işe yaradı, kapatıldı. Kuzey Akım-1'den gelen gazı da RUSLAR YÜZDE 60 azalttı.
Hatta 12 TEMMUZ'da bakım olduğu gerekçesiyle 10 gün gaz verilmeyecek. ALMAN DERİN DEVLETİ gazın bir daha geleceğine inanmıyor.
Halka söylenmiyor ancak tehlike büyük. Çok büyük.
ÇELİK gibi, CAM gibi, KİMYA gibi sektörlerde GAZ olmadan adım atmak mümkün değil. UNIPER şirketi pahalı da olsa bulduğu yerden gaz alıp dağıtıyor. Şirket çöktü, çökecek. Zarar inanılmaz.
Ruslar SAVAŞLA beraber hem gazı kıstı, hem fiyatı fırlattı.
ALMAN EKONOMİSİNE adeta füzelerle saldırmak gibi bir şeydi bu. YAPTILAR.
Bu BOZULMA tüm AVRUPA'yı saracaktı... GAZ fiyatlarının artışı ALMAN EKONOMİSİNİN rekabet gücünü elinden aldı. Alacak da. Binlerce kez yazdığım gibi SAVAŞ SONUCUNDA ORTAYA ÇIKMASI MUHTEMEL SONUÇLAR ŞU AN VİZYONDA! Ve bunun etkilemeyeceği ülke yok!
Biz dahil...
Bu savaşın siyah gölgesini İNGİLTERE, RUSYA ve TÜRKİYE'de görme ihtimalini daha önce yazdım. "Bu üç ülkede olağanüstü gelişmeler yaşanabilir" diye de ekledim.
Çünkü o EKOL RUSYA'nın ABD desteğiyle oluşturduğu basıncı kırmak zorundaydı.
2.5 trilyon EUROLUK bir AVRUPA ekonomisinin bunu deneyeceğini aktardım.
Ve göreceksiniz garip şeyler olacak... İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'nın sonuçlarından daha ağır tablo yavaş yavaş meydana gelirken, bunu ıskalamak olmazdı. Frenleri boşalmış bir kamyonun nerede nasıl duracağı bilinmezdi.
Anlatmaya çalıştığım buydu.
Kabaca durum böyle...
ALMANYA sıkıntı yaşarken, İNGİLTERE'de siyasi deprem meyana geldi.
Başbakan BORIS JOHNSON İSTİFA ETMEK ZORUNDA KALDI. PARTİSİNDEKİ İSTİFA FURYASINA DAYANAMADI. Gitti!.
Ancak Johnson son olarak "BENDEN KURTULMAK İÇİN ELLERİNİZİ KANA BULAMAK ZORUNDASINIZ" çıkışına imza attı.
Manşetlerde bu söz yer aldı. ETON'lı, OXFORD'lu gazeteci BAŞBAKAN "ARKAMDA ÖYLE BİR GÜÇ VAR Kİ BENİ ALAMAZSINIZ" demek istiyordu. Bence İNGİLTERE tarihinin en açık sözlü BAŞBAKANIYDI.
KÜRESEL KURGUYU sakınmadan anlatan bir tarafı vardı. Dananın kuyruğunun koptuğu geçen yılki G-7 ve NATO zirvelerinde Biden ile bir araya gelip satır aralarında kaybolan şu açıklamayı yapıyordu: "İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'ndan sonra Franklin Roosevelt ile Winston Churchill'in KURDUĞU SİSTEMİ CANLANDIRIYORUZ. Hem de eskisinden çok daha güçlü olacak şekilde..."
BREXIT ile yıldızı parlayan Boris Johnson, AVRUPA'dan ayrılma konusunda öne çıkan isimdi. Ya da arkasındaki gücün isteği böyleydi. İstifa ederken bile BREXIT'i gurur kaynağı olarak görüyordu.
İngiliz BAŞBAKAN, Madrid'deki NATO zirvesi sırasında kameraların karşısına geçiyor ve "Avrupa Birliği'nin yerine yeni ve modern Roma İmparatorluğu kurmak hayalim..." diyordu. Ve sonra ekliyordu: Bu oluşumda Türkiye hayati önemde. İçinde Türkiye'nin yanı sıra İsrail de Ukrayna da olmalı...
Johnson bunları söylerken yanındaki MACRON'u işaret ederek, "Fikir babası bu!" diyordu. AB ordusu için uğraşan, 'NATO'nun beyin ölümü gerçekleşti' diyen, elbette MACRON'du.
Fransız lider UKRAYNA'nın adaylığının yıllar alacağını belirterek, "AB ekonomik ve finansal krizlere cevap vermekte çok geç kalıyor.
ORTAK yerine ulusal yanıtlara başvuruluyor..." sözleriyle AB'nin işlemediğini ilan ediyordu. İstifa eden İngiliz Başbakan Boris Johnson, FRANSA'yı AB'yi dağıtmak için mi yanına çekmeye çalışıyordu yoksa onları bekleyen sonu göstermeye mi çabalıyordu?
Tarih boyunca yaptıkları gibi ALMAN-FRANSIZ ittifakını engellemeye çalıştıkları bir gerçekti...
Asıl gerçek RUSYA'nın enerji üzerinden ALMANYA'yı bacağından yakalayıp sürüklemesiydi... Ve şimdilerde pek gösterilmese de, manşetlere taşınmasa da ÇİN'in de bu fırtınadan kendini koruyamamasıydı.
Hatta DOST OLARAK SUNULAN CİNPİNGPUTİN ikilisi bir araya gelmemek için nezaket dolu hareketlerle birbirlerinden kaçıyordu.
Durum böyle iken bu kadar büyük operasyon yaşanırken, etkilenmemek çok kolay bir iş değildi. Bu nedenle arkasında büyük gücün olduğunu söyleyen JOHNSON'un istifası önemliydi... Belli ki BREXIT ile görevi bitmişti!
Nereden bakarsanız bakın İNGİLTERE'de BAŞBAKANIN düşmesi çok önemliydi... RUSYA-UKRKAYNA savaşından, ALMANYA'nın yaşadığı enerji krizinden, NATO'nun yeni halinden, AB'ye gelecek olan ABD askerlerinden, AVRUPA'nın dağılma sürecine girmiş olmasından ayrı düşünülemezdi...
Kuralların, dengelerin ve oyuncuların değiştiği değiştirildiği dönemdeyiz...
Çok daha dikkatli olup basınçları iyi hesap etmeliyiz...
USTALIK İSTEYEN DÖNEME GİRİLDİ GİBİ...