ENGİN ARDIÇ

Yasaklar cenneti

İlkokul anılarımızdan başladık, oradan gidelim.
Beni altı yaşımda yatılı okula bıraktılar. Devir Adnan Menderes devri.
Evet, bıraktılar gittiler.
Yetim ya da öksüz değildim oysa.
Bir bilemedin iki saat bahçede oturdular, ilk iki teneffüste onları görebildim, sonra baktım, yoklardı.
Zaten "yanlış şubeye" bırakmışlar, burada sayıyorlar bir çocuk fazla çıkıyor, orada sayıyorlar bir çocuk eksik çıkıyor... Öğleden sonra iş anlaşıldı, kendi şubeme geçtim.
Sınıfta bütün çocuklar benden büyüktü.
Çoğu, ilkokul birinci sınıfı "başka yerde" okuyup gelmiş yeniden sınava girmişti, Galatasaray hatırına bir yıl kaybetmişti.
Her şey yasaktı.
Sağa bakmak yasak, sola bakmak yasak.
Ders dışı kitap, dergi, gazete okumak "zaten" yasak.
Bu okuma yasağı taa liseyi bitirene kadar da sürdü.
İlkokulda "çizgi roman" özellikle yasaktı.
Elinde Red Kit, Teksas, Tommiks, Kinova görürlerse alıp yırtarlardı.
Okulu bitirene kadar her şeyi hep "gizli gizli" okuduk.
Okulun belli bahçelerine girmek de yasaktı. Ön bahçe yasak, arka bahçe yasak.
Saç uzatmak yasak, saç kısaltmak yasak.
Bir ara para cezalı "Türkçe konuşma yasağı" bile koymuşlardı, teneffüslerde...
Fransızca öğreniyordun ya, Fransızca konuşacaktın Türk okulunda.

***

"Yat zili" çaldıktan sonra ortalıkta dolaşmak yasaktı.
Birisiyle konuşmak zaten yasak...
Yatmadan çişini yapacaktın.
Gece çişin gelirse tuvalete gitmek yasaktı.
Eh, biz de ne yapıyorduk?
Ne yapacaktık, yatağımıza işiyorduk!

***

Kısa bir süre sonra bütün "kepenklerimi" kapattım.
Kimseyle konuşmuyor, soru sorarlarsa cevap vermiyor, öğretmen sözlüye kaldırınca put gibi duruyordum.
Aileme haber vermişler tabii.
Peki ailem ne yaptı?
"Çocuğun üzerinde nazar var" diye beni kurşun döktürmeye götürdüler.
Bunun adı eğitim oluyor, öğretim oluyor, yetişme oluyor.

***

Şimdi bakıyorum da, okulla ilk kez tanışacak mini miniler için "uyum haftası" uygulanıyor.
Çocuklar dersler başlamadan bir hafta önce yavaş yavaş okula gidip geliyorlar, alışıyorlar, ısınma turları atıyorlar...
Gene de bazılarında heyecan ve stresten karın ağrısı görülüyormuş.
Gelsinler de o ağrıyı ben o ana babalara anlatayım.

***


O TARAFI DA VARMIŞ
"Ben Bahçeli'den çok daha fazla milliyetçiyim, ülkücüyüm." Kemal Kılıçdaroğlu

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.