ENGİN ARDIÇ

Bir reform daha olacaktı...

İnsan Hakları Eylem Planı daha da netleşti.
Hadi sıkıysa karşı çıksın muhalefet...
"Hayvan hakları" da gözetilecek... Özellikle zavallı hayvancıklara yapılan sapık ve insanlık dışı saldırılarda kedinin ya da köpeğin "mal" sayılmasından vazgeçilmesi, suçun da "mala zarar vermekten" çıkarılıp "cana zarar vermek" kapsamına girmesi...
Hadi sıkıysa karşı çıksın muhalefet.
Çocuk mahkemelerinde hâkim ve savcılar, çocukları ürkütmemek ve ruhlarında derin yaralar açmamak için "cüppe" giymekten kaçınacaklar... Yargıç amca, savcı amca olacaklar...
Hadi sıkıysa karşı çıksın muhalefet.
İfadeye götürmek için sabahın köründe ev basıp apar topar adam kaldırmaktan vazgeçilecek... Bunu FETÖ'cü polisler çok yapmışlardı... Bir Gestapo ve/veya KGB yöntemiydi... Zanlıyı en uykulu, en zayıf anında kıstırmak...
Hadi sıkıysa karşı çıksın muhalefet.
Sıkı durun, gayrimüslimlere de bizim gibi kendi dini bayramlarında izin verilecek... Bunu Amerikan okullarında uygularlardı...
Her öğrenci kendi dini bayramında "kafa izni" yapardı... Çünkü öğrenci hangi dinden olursa olsun okul yönetiminin gözünde eşitti...
Hadi sıkıysa karşı çıksın muhalefet.
Diğer bir sürü maddeyi saymıyorum burada.
Hiçkimsenin ağzını açamayacağı bir program sözkonusudur.
Muhalefet herhalde bu ilkelerin yeni anayasa önerisinde yer almasına da ses çıkaramayacaktır.
Bu nedenle kıvranıyorlar, itirazları "Daha önce neden yapmadınız"dan öteye gidemiyor.

***

Bir reform önerisi daha vardı...
Mahkeme salonlarında yeni bir düzenleme...
Hâkimler ve savcılar "yukarıda aynı düzeyde" oturmayacaklar, hâkim "yüksekte" bulunacak, savcı ile savunma avukatı daha aşağıda ve aynı düzeyde yer alacaklardı...
Böylece iddia makamının da müdafaa makamının da yargının gözünde eşit olduğu vurgulanıyordu... Tıpkı Amerika'da olduğu gibi... Davasını daha iyi savunan kazanırdı... Savcı, yargıcın arkadaşı değildi... Sanığa tepeden bakmayacak, "yargıç daha başından savcının tarafını tutuyormuş görüntüsü" verilmeyecekti...
Bürokrasi şarladı.
"Adliyeye aynı servis otobüsüyle gelip gidiyoruz, aynı yemekhanede yemek yiyoruz" dediler.
Yirmi yıla yakındır bürokrasiyle mücadele eden iktidar, bu konuda bürokrasiye yenildi. Başa çıkamadı.
Tasarı rafa kaldırıldı, unutuldu.
Bir sohbette bunu "devrin adalet bakanına" sormuştum da aceleyle konuyu değiştirmişti!

***


İmana gelmiş
"Sevgili peygamberimizin Veda Hutbesi'ne bakın, görürsünüz insan haklarını." Kemal Kılıçdaroğlu

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.