ENGİN ARDIÇ

Koniçiva başkan?

İmamoğlu, İstanbul'un metrobüs duraklarına asılı Çince ilanları kaldırmış.
Bravo. Kemalizm dediğin işte böyle bir şey olmalı.
"Sağ" seçmeni gıdıklamak için Yasin-i Şerif okuyacaksın ama Konfüçyüs'e göz açtırmayacaksın. (Mao'cuları darıltıyorsun haberin yok, sen nasıl solun lideri olacaksın?)
Kendimizi yabancı unsurlardan arındıralım...
Geçen gün kaybettikleri Mümtaz Soysal, bir ara, "Kürtler'i Ermeniler'e yaptığımız gibi Suriye içlerine sürmeyi" teklif etmişti. Biz Çinli turistlere de İstanbul'u dar edelim. Şincan'a kadar sürelim. (Sincan değil, Şincan... Sincan'a sürersen Polatlı üzerinden geri gelirler.)
Çin lokantalarını kapatalım.
Milli bünyemize aykırıdır.
Ne o öyle, wonton çorbası, miso çorbası, udon eriştesi, General Tso tavuk... (Bu adam asker midir çiftçi midir, emekli olduktan sonra mı ikramiyesiyle tavukçuluk işine girmiş, anlayabilmiş değilim.)
Çatal bıçak kullanmayı öğrenememişler, çubukla yemek yiyorlar, o çubukları da alıp bir yerlerine sokalım.

***

Arapça tabela zaten yasak.
Farsça da yasak olsun.
Kıyım sonucu belediye zabıtasında Arapça ile Farsça'yı ayırdedebilecek kimse kalmadıysa, CHP'li belediyeci gördüğü her "kargacık burgacık" tabelayı kaldırdığı gibi çöpe atıverir, olur biter.
Japonca'yı da yasaklayalım.
Rusça'yı da yasaklasak iyi olur, zaten Trump kızıyor.
Adı Nataşa olan hiçbir kız Antalya'ya ayak basamasın (Olga ya da Tatyana gelebilir, çocuk bakıcısı olur.) Ne işi var bu insanların buralarda?
Yecüc mecüc taifesi...
Bize şöyle sarışın, mavi gözlü, uzun boylu, Amerikalılar'ın Hazret-i İsa tasvirlerindeki gibi turistler lazım.
Arab'ın çorabın getireceği dövize muhtaç mıyız?
Üstelik "göz zevkimizi" bozuyorlar.
Tıraş olmuyorlar, kravat takmıyorlar, şapka da giymiyorlar.
Şekilsiz şekilsiz insanlar...
Hele kadınları... Kara çarşaflı...
Gözlerimiz bikinili Arap kadını arıyor...
Gerçi otuzlu yıllarda henüz bikini mayo yoktu ama artık o kadarcık da çağa ayak uyduracağız.
Latin alfabesi kullanmayan her ülkenin tabelasını kaldıralım.
İngilizce, Fransızca, Almanca, bakın onlar kalabilir.
Arnavutça da kalabilir.
Latin değiller ama Latin alfabesi kullanıyorlar, bizim gibi.
Buna karşılık Yunanca'ya asla göz açtırmayalım.
Hem zaten Mikonos'ta pis pis şeyler oluyormuş...

***

Bir bürokrat, hem de yüksek bürokrat, "tıraşsız ve kravatsız turistleri sınırdan içeri sokmayalım" demişti...
Kendisi dış ödemeler dengesine de çare bulmuş, "dolar dediğin nedir ki, yeşil bir kağıt parçası, basar basar borçlarımızı öderiz" diyordu...
Emekli olduktan sonra baklavalı kazak da giyiyor mu acaba?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.