ENGİN ARDIÇ

Bu Türk takımı mı?

Kulüp mü yumurtladı, spor basını mı öyle uygun gördü bilmem ama, Galatasaray'ın "ideal on biri" açıklanmış... Liste şöyle: Muslera, Mariano, Luyindama, Marcao, Nagatomo, Nzonzi, Seri, Feghouli, Belhanda, Babel, Falcao... "İlaç için" bir tek Türk oyuncu yok. (Üstelik ortada henüz Falcao da yok, geldiği geleceği falan da yok.) Bunlar hani biraz iyi oynasalar Liverpool'un "kulübesini" de oluşturabilirlerdi. Eh, bu durumda maçtan önce İstiklal Marşı söyleyecek adam da yok. Sıksalar, bize hoşluk olsun diye ezberleyip söylerler ama bunun da bir anlamı olmaz. Bu durumda maçlardan önce İstiklal Marşı söyleme adeti kaldırılsın. Zaten abestir. Milli maç mı bu karşılaşmalar? Bu gelenek, Diyarbakırspor'un ligde olduğu günlerde "Kürtler'e İstiklal Marşı söyletmek" amacıyla başlatılmıştı... Artık komik oluyor. Vazgeçin de daha fazla madara olmayalım. Zaten söylemeseler daha iyi, çünkü seyirci gibi onlar da bet sesli. Zülfü Livaneli gibi de "detone"... Buyur? Ton nedir ağabey?

***

CEYLO

Bendeniz konser sevmem efendim.
Konser, daima o müzisyenin "ikinci sınıf" icrasıdır.
Çünkü "telafisi" yoktur, ağzından ya da enstrümanından çıkan kalır.
Haris Aleksiou'nun dut gibi sarhoş çıktığı bir konseri hatırlıyorum, o güzelim şarkılarının içine etmişti... Fakat konser seyircisi öyle bir şartlanır ki, yellensen şarkı diye dinleyecektir...
Bu durumda "konser kayıdı" dinlemenin de anlamı yoktur.
"Stüdyo kayıdı" en iyisi.
Çünkü stüdyoda bir parçayı beş kere, gerekirse on kere yeniden çekme imkanı vardır. "Tonmeister" bakar, bunlardan en iyisini seçer. (Hani o cazseverlerin bayıldıkları ünlü "Take Five" var ya, "bir koy beş al" değil, "beşinci kayıt" demektir.) Tarkan konserinin biletleri "elektronik karaborsada" 6 bin liraya gidiyormuş...
Altı kuruş vermem. Tarkan dinleyeceksem (ki dinlemem) diskini alırım.
6 bin liraya 300 tane CD alınır. Yalnız Tarkan değil, bütün "Türk popunu" kaldırır evine götürürsün.
Konserlerde mesele müzik dinlemek değil, "görgüsüzlük yarışında" yer kapmak, kendini göstermek, biraz da "eller havaya" tepişmek tabii.
Öyle olmasa hangi zengin dıngıl, Jennifer Lopez gibi bomba bir kadın ama "orta halli" bir şarkıcıya 30 bin avro bayılırdı?
Ceylo'ya biz de bayılırız ama iki yüz bin liralık değil. TOKİ'den apartman dairesi mi alıyoruz?
Üstelik bu sadece konser... Naomi Campbell bile 6 bin dolardı, hem de "komple servis"...

***

Hiç anlamadığim bir şey daha, gençliğin niçin diski bırakıp eski usul "iğneli pikaplara" ve "33'lük plaklara" merak sardığı...
Yeni teknolojiye sırt çevirip eski teknolojiye dönüyorlar. Geriye gidiyorlar, cızırtıya.
Ama esas olarak müziği elektronik ortamlardan "indirip" dinliyorlar. Bu "fuzuli" bir moda, her moda gibi de geçici...
Borulu gramofona dönsünler, kızlara acayip hava olur abi!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.