ENGİN ARDIÇ

Kaşıyorlar

Çok şımardılar.
İstanbul Belediyesi'ni ele geçirmiş olmaları başlarını döndürdü. Zafer çığlıklarının ardı arkası gelmedi.
Bu arada "devrim oldu" sanan birtakım solcu ahmaklar da yok değil tabii... Bu ahmaklar 12 Mart'ı da 12 Eylül'ü de aynı sevinç çığlıklarıyla karşılamışlardı, kazığı yediler, gene akıllanmadılar.
Bütün o "kucaklama" edebiyatı falan, hepsi palavra... Kimsenin kimseyi kucakladığı yok, düşmanlıkları sürüyor. Bunun iyice anlaşılması için de belediyede "işçi kıyımının" hızlanması gerekiyor. "İsrafa son veriyoruz" ayağından bütün eski kadrolar tasfiye edilecektir.
Çünkü bunlar "aç geldiler" ve yeni bir İSKİ benzeri skandal da bakalım kaç yıla kadar patlayacaktır?
***
Kimsenin denize girmekten başka derdinin olmadığı şu sıcak günlerde, "siyasetin gevşemesi" bir kısım basının hiç de işine gelmedi.
"Mevzu" lazım ki mal satılsın!
"Muhalefetin gazı alındı, aslında hayırlı oldu" deniyordu ama onlar gaz basmakta berdevam...
İktidara zarar verebilmek amacıyla şu "yeni parti ha kuruldu ha kuruluyor" tantanasını da aylarca sürdürecekler.
Çünkü "ticaretleri" bundandır.
***
"Suriyeliler" meselesini kaşımayı deniyorlar.
Daha doğrusu, zaten mevcut olan endişeleri abartmayı...
Daha da doğrusu, emekli Kemalist memurların iliklerine işlemiş, kollektif bilinçaltlarını teslim almış "Arap düşmanlığını" yeniden canlandırmayı ve körüklemeyi...
Başarabilirlerse, küçük insanları kışkırtıp Suriyeliler'in üstüne sürecekler.
Çatışmalar başlayacak...
Sonra da belki yeni bir Gezi ayaklanması falan, ha?
Bu sefer herhalde İnönü Gezisi olmaz, "Fatih İtfaiye Parkı" ayaklanması olur!
***
"Arapça tabelalar" meselesi sıkıntı yaratıyormuş.
Fatih ve Zeytinburnu taraflarında tam 730 işyerine "tabelanı indir" talimatı verilmiş.
Müşteri Türkçe bilmiyor, dükkancı ne halt etsin? Üstelik esnaf da Arap.
İngilizce tabela "allerji" yaratmıyor. Gençliğin İngilizce-Türkçe kırması piç ve yoz bir dille konuşması kimseden tepki görmüyor. "Nikimi girdim, pesvördümü enter edip çet yaptım" gibi aşağılık bir cümle doğal karşılanır oldu.
Japonca tabela serbest. Rusça? Hepten serbest.
Sorun "Arabın çorabın" dilinde.
Çünkü Atatürk devrimlerine aykırı. Fransızca, Almanca, İtalyanca aykırı değil.
Kürtçe tabela da serbest bırakılmıştı, sonra ufak ufak onları da kaldırtma girişimleri başladı...
Osmanlı'nın yasağı üç gündür, hoşgörüsü de üç gün galiba!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.