Çıldırtıcı aday

CHP'nin oyları yüzde 19'a düşmüştü, son rezilliklerden sonra yüzde 16'ya inmiş!
Bu arada Kılıçdaroğlu'nun has adamı Özgür Özel, "Tayyip Erdoğan'ı en çıldırtacak zamanda, en çıldırtacak şekilde, en çıldırtacak adayı açıklayacağız" demiş.
Çıldırtacak zaman, ne zaman olabilir? 23 Haziran'ı 24 Haziran'a bağlayan gece mi? Erdoğan çıldırmaz ama YSK başkanı kafayı yiyebilir...
Çıldırtacak şekil hangisi olabilir? Adaya kalpak giydirsinler. Avcı ceket, dolak, piştov, kama, el bombası, altıpatlar falan, bir güzel süslesinler...
Çıldırtacak aday kim peki?
Belki Trump, belki Macron, belki de Merkel... Kesinlikle Netanyahu...
Aday adayları arasında ismi geçenlerde pek öyle "çıldırtıcı" bir yan göremedik.
Yılmaz Büyükerşen, İlhan Kesici, hatta Kemal Derviş... Şimdi bir de Faik Öztrak çıktı (o da kim yahu?)... Abdüllatif Şener bile ahır ömründe Kemalist olmuş da CHP'de ismi geçiyormuş...
Gerçekten çıldırtıcı isim Adnan Hoca olabilir. Ya da Cüppeli Ahmet... "Kedicikler" de bakan olsunlar.
Erdoğan değil ama CHP üyelerinin çıldıracakları kesindir.
Öte yandan Kılıçdaroğlu, adayda arayacakları nitelikleri sayıp döktü: Her şeyden önce tarafsız olmalıymış. "Tarafsız partili" tanımı herhalde siyasal bilimler literatürüne hediye ettiği yeni bir kavram olarak tarihe geçecektir.
Herkesi kucaklamalıymış. (O dediğin genelevde bulunur.)
Ekonomiyi bilmesi gerekiyormuş. (Mezardan çıksa İsmet Paşa'nın hiç şansı yok yani.)
Bir başarı öyküsü olmalıymış. (Yahu bunlar Profesör Sancar'ı düşünüyor olmasınlar ciddi ciddi?)
Bizim bir ara önerdiğimiz şekilde Ahmet Necdet Sezer'i öne sürseler, ne ekonomiden anlar, ne başarı öyküsü vardır ne de tarafsızdır.
İçkisi, sigarası, kumarı, gece hayatı da olmasın bari.
Benim aklıma bir isim geliyor:
Kadir Mısıroğlu!
Sağdan da oy alır.
Erdoğan'ı bilmem ama ben düşer bayılırım.

***

BİLİNÇLİ VATANDAŞ

Kendi deyimiyle "devrimci 68'li emekli avukat" bir vatandaş acı acı yakınıyor: "CHP'nin 11 bin lira adaylık başvuru bedeli, emekçi ve emekliye 'aday olma' demektir. Bu bedel, kendini sosyaldemokrat addeden CHP'nin tüzük ve programını çiğnemesi demektir. 'Benim diğer düzen partilerinden aslında farkım yok' demektir. Asgari ücret ve emekli maaşı ortalamasının bin beş yüz lira olduğu ülkemizde, bu gelirin altı-yedi katı adaylık bedeli, evrensel 'aday olma hakkının' gaspedilmesi demektir. Haksız, hukuksuz ve adaletsizdir."
Ah yavrum, bize küfür edeceğiniz yerde yazılarımızı okusaydınız, CHP'nin solcu molcu olmadığını vakitlice anlardınız...
1968'de anlamadıysanız eğer! O yıl İnönü Demirel'le anlaşmış, "milli bakiye" sistemini kaldırıp Türkiye İşçi Partisi'nin bir daha meclise girebilmesini önlemişti.
Sonra, Kılıçdaroğlu'nun İP'ye on beş mebus vermesinden daha beter, 12 Mart cuntasının hükümetine başbakan vermişti, o zaman da mı uyanamadın bre şaşkaloz?