ENGİN ARDIÇ

Daha ne işte

Nagehan Alçı hemşiremiz Burhan Kuzu'ya sormuş, o da anlatmış:
- Seçim sistemi değişiyor.
"Dar bölge" sistemi geliyor (ya da "daraltılmış bölge" işte.)...
Bu sistemde parti genel başkanının sandığa paraşütle indirdiği isimlere değil, kendi mahallenizden, kendi ilçenizden "tanıdığınız, bildiğiniz" kişilere oy vereceksiniz.
İstanbul'da bu pek önemli olmayabilir ama "küçük vilayetlerde" ve kasabalarda son derece önemlidir.
- Seçim barajı kalkıyor. Ya tamamen kalkacak, ya da yüzde1- yüzde 2 gibi "sembolik" bir baraj konacak.
Bu sistemle hem oyları yere düşmüş olan HDP, hem de oyları hiç yerden kalkmamış olan TKP bile meclise girebilecek.
Fakat bu bir koalisyona ya da "hükümet oluşumunu kilitlemeye" yol açmayacak çünkü hükümeti cumhurbaşkanı saptayacak, hemen kuracak.
Hükümetin meclisle alakası olmayacak.
Durum böyle olunca da, irili ufaklı birçok partinin meclise girmesinde zarar değil yarar var. Al sana demokrasi.
- Mecliste "mütecanis" bir çoğunluğun oluşmaması da yürütmeyi etkilemeyecek.
Kanunlar komisyonlarda tıkanıp kalmayacak. Çünkü meclis "sıkışırsa" cumhurbaşkanı kanun hükmünde kararname çıkarmaya (KHK) yetkili olacak.
- Lakin meclis kendine gelip de aynı konuda yeni bir kanun çıkarana kadar!
O zaman başkanın kararnamesi otomatik olarak yürürlükten kalkacak. KHK bir dikta yöntemi olarak değil, bir "zamandan kazanma" ve "pratik çözüm" önlemi olarak düşünülmüş...
- Başkanın meclisi fesih yetkisi var ama "karşılıklı"... Başkan meclisi feshettiği anda kendi görevi de "otomatikman" sona erecek! Buna karşılık meclis de başkanı görevden alırsa otomatikman dağılacak, her ikisi için de yeniden seçime gidilecek.
***
Eee, daha ne?
Bunun neresi dikta ulan?
Çıkardığı kararname meclis tarafından "kadük" edilen bir başkan...
Meclisi feshettiği anda kendisi de koltuğunda kalamayan bir başkan...
İstediğiniz seçim kanununun değişmesi değil miydi?
İstediğiniz barajın kalkması değil miydi?
İstediğiniz başkanın gücünün dizginlenmesi değil miydi?
İktidar isterse OHAL'i yıllarca ve yıllarca uzatabilir (tamamen hukuki ve meşru olarak!), bunu yapmıyor...
Kendi kendini bağlıyor, kısıtlıyor...
Ama CHP ve CHP medyası bunu görmeyecek, kendi kamuoyuna da göstermeyecektir.
"Dikta geliyor" diye yaygara koparmayı tercih edecektir.
Ve bunun kendisine bir fayda sağlamasını umacaktır.
Taa ki seçimde halkın tokadını yiyene kadar... diyecektim, durdum.
Yok, o zaman da akıllanmayacaktır.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.