Hazret-i Vladimir

Ruslar bir Stalin filmi çekiyorlar, Stalin'i de "devşirme Rus" Gerard Depardieu oynayacak ya...
Bir de Lenin filmi çekelim demişler, Leonardo Di Caprio'yu düşünüyorlarmış...
Saint-Petersburg'lu komünistler bu işe fena bozulmuşlar.
"Di Caprio oynarsa stüdyoyu basarız" demişler. Çok iyi oynayacağından eminim, piyasaya seksenli yıllarda "çocuk yıldız" olarak çıkan Di Caprio zaman içinde çok yetenekli, büyük bir aktör olduğunu kanıtladı.
Fakat itiraz neden? İlle Tatar oyuncu mu istiyorlar?
Yoksa "suretinin" gösterilmesi mi günah? (1928 yılında Ayzenştayn'ın ünlü "Oktyabr" filminde Vasiliy Nikandrov oynamıştı, ses etmemişlerdi.) Yahu böyle şeyleri biz bile aştık artık...
Amerikalı olduğu için herhalde.
Onlara Rutkay Aziz'i gönderelim.
Hem de "emekten yana" kankalarıyla halleşir.
Öyle ya, uzun boylu, karayağız, davudi sesli Rutkay Atatürk'ü oynayabildiğine göre kısa boylu, çekik gözlü, fırlak kemikli Lenin'i haydi haydi oynar!
Olmadı, Tarık Akan namıyla maruf Tarık Tahsin Üregül'ümüz var.
Türk komünistleri bu gibi konularda Rus komünistlerinden çok ilerideler.
Boynuz ve kulak meselesi.
Köksal Baba'yı da gönderelim, o da Putin'i oynasın.
HOCAEFENDİ'NİN PİYANOSU
Kaçak işadamı Akın İpek'in "anneme yaptırıyorum" ayağından Fethullah'a yaptırdığı İncek Sarayı'nın resimlerini gördük.
32 milyon dolarlık sarayda 10 mutfak, 15 yatak odası, 2 sinema salonu, 2 masaj salonu, 2 sauna, 22 banyo, 1 kahvaltı salonu, 1 kütüphane, 38 araçlık otopark, 16 depo, özel fırın, bir de "barbekü evi"...
Bir de kuyruklu piyano, ama beyaz.
Kıro işi.
Hadi yatak odalarında, "arz-ı übudiyete" gittikleri zaman, beleşi seven bazı Bilgi Üniversitesi akademisyenleri yatıp kalkacaklardı diyelim, piyanoyu kim çalacaktı?
Bu piyanoda ne çalınacaktı, Chopin mi, bahriye çiftetellisi mi?
Yoksa Hocaefendi opera aryaları söyleyecekti de piyanoda ona eşlik mi edilecekti?
Hocaefendi bu gelişmiş müzik zevkini kime borçlu acaba?
"Atatürk'üme" dermiş, düşer bayılırmışım...