Trump'ı kulağından vurdular.
Onu destekleyen bir aktivisti de boynundan vurarak öldürdüler.
Bunlar sıradan olaylar değildi. Amerika'yı yöneten adamı öldürmek istiyorlarsa bunun bir anlamı vardı. Kurşun kulağı sıyırıp geçtiyse bu bir mesajdı. Eğer Siyonizm ve küresel sermayeye ile uğraşırsan, İsrail'in çıkarlarından en ufak bir sapma yaparsan mermiyi gönderirlerdi.
Mesajı almazsan en büyük destekçin ve 20 milyon takipçisi olan aktivisti öldürerek mesaj gönderirlerdi.
Alırdın veya almazdın.
Amerika'da kurulu Siyonist sistem yıllardır ülkeyi bu şekilde yönetiyordu.
Trump biraz buna da dokunmak istedi.
Suikaste uğradıktan sonra eski başkanlardan Kennedy'in öldürülmesi ile ilgili binlerce sayfa gizli raporları halka açması karşı bir mesajdı.
Kennedy Yahudi ailelerin elindeki Merkez Bankası'na ve Siyonizm'e savaş açmıştı. Trump da "En büyük düşmanım Merkez Bankası ve bizi savaşlara sokmak isteyen küreselciler" diyordu.
Kennedy belgelerinin piyasaya sürülmesiyle "Senden gelen mesajı aldık" diyen ve ABD'de devlet içinde devlete, paralel yapıya dönüşen Siyonist çete, Trump'ın en büyük destekçisini ortadan kaldırarak tekrar cevap verdi. Şimdi Amerikalı politikacılara Karayipler'de kurduğu adada reşit olmayan kız çocuklarını sunarak tuzağa düşüren MOSSAD ajanı işadamı Episthein belgeleriyle şantaj yapıyorlar. Önceki gün İngiltere'den sosyal medyadan bir anda Trump ile Episthein'in yanyana fotoğrafları servis ediliverdi. Arada bir İsrail'e "Gak" diyen Trump'a "Gık" bile deme mesajıydı bu.
ABD'de bir senatör vardı. Adı James Anthony Trafican JR'dı.
Tam 9 dönem senatör seçilmişti. Ömrünü küreselciler ve Siyonizm ile savaşa adadı. Devletin her kademesine sızan Siyonizm ahtapotunun kolları, onu sayısız iftira ve suçtan yargılayıp cezaevine attı. ABD'li senatör yolsuzluk araştırması yaparken onu bile yolsuzlukla suçlayıp mahkum edecek kadar güçlüydüler.
Hemen klasik amtisemitik damgası vurulan Trafician cezaevine girerken "Onlara saldırmak istiyorum" dedi.
"Bana gelip, suçlu olduğumu söylersem affedilebileceğimi söylediler. Ben de onlara affı yanlara, kıçlarına sokmalarını söyledim" cevabını verdi. Traficant, kendisinin antisemitik olduğu iddialarını reddetti. İsrail'in Amerikan hükümeti üzerinde güçlü bir kontrolü olduğunu, Temsilciler Meclisi ve Senato üyelerini kontrol ettiğini ve ABD'yi çok az veya hiç ilgisi olmadığı savaşlara dahil ettiğini savundu.
Siyonistlerin ABD'de her yerde olduğunu, ülkeyi boğduklarını haykırdı "Para, ülke ticaretinin tamamı ellerinde.
Hem iç hem de dış politikamız tamamen İsrail'in kontrolünde" diye bağırdı. Sen misin bunları söyleyen...
Hemen derin bir kol harekete geçti.
2014'te Ohio'daki Green Township'teki çiftliğinde traktör ile ezerek öldürdüler.
Kayıtlara traktör kazası diye geçti. Daha sonra yapılan tıbbi inceleme, Traficant'ın kazadan önce kalp krizi veya nöbet geçirmediğini ve uyuşturucu veya alkolün etkisi altında olmadığını tespit etti. Ayrıca, kazada herhangi bir ezilme yaralanması da yaşamamıştı. Muayeneyi gerçekleştiren adli tıp uzmanı, Traficant'ın ölümünü traktörün ağırlığı nedeniyle nefes alamadığını belirtti.
Onu traktörün altına kimin koyduğu asla konuşulmadı.
Piper Michael adlı yazar "Hedef:
Traficant" adlı bir kitap yazdı. Önsözünde şöyle diyordu; "Adalet Bakanlığı, İsrail lobisi ve Amerikan kitle iletişim araçlarının Kongre Üyesi Jim Traficant'ı nasıl tuzağa düşürüp devirmek için komplo kurduğuna dair korkunç bir hikâye". Bu kitap yazıldığında Traficant henüz öldürülmemişti.
Mahkemelerde ve cezaevinde süründürülüyordu.
"Medya, politikacılar İsrail'in elinde" diyor, Siyonistlerin tüm önemli kademelerde kontrol sahibi olduklarını belirtiyordu. Bu tehlikeye dikkat çeken Traficant, "Eğer İsrail'in etkisini bitiremezsek iflas edeceğiz." diyerek acil bir şekilde Siyonist tasallutundan kurtulmak gerektiğini haykırıyordu.
Böyle konuşan adamı Amerika'da mezara gömerlerdi. Nitekim öyle yaptılar.
Yıllardır bu sütunlarda "ABD İsrail tarafından sırtına semer vurulmuş eşeğe, boynuna tasma takılmış dünyanın en ahmak ülkesine çevrildi" diye yazıyorum. Öyle bir döneme geldik ki artık "İsrail bizi kullanıyor.
Ahmağa döndük" diye feryat edenlerin sesi ve öfkesi ABD'de hızla çoğalıyor. Siyonistlerin ABD'deki bitik tetikçisi Michael Rubin de önceki gün Türkiye'nin hamlelerine ağzından salyalar akıtarak saldırdı. "Türkler'e tasma vurmanın zamanı geldi" diyerek havladı. Geri zekalı tasma taktıkları ABD gibi zannediyor bizi. O tasmayı alırlar diyeceğim ama devamını getirmeyeceğim. Bize yakışmaz. O tasma taktıkları ABD bir gün onları ısıracak. Ve birbirlerini yiyecekler.