ÇÖZÜM İSTEMİYOR

Hafter güçleri son günlerde çok açık bir şekilde Libya'da Başbakan Serrac tarafından ilan edilen ve Tobruk Beclisi Başkanı Salih tarafından desteklenen ateşkesi defalarca ihlal etti. Bu durum darbeci Hafter ve ona bağlı milisilerin barışı ve son günlerde Fas ve bazı diğer ülkelerde yapılan siyasi çözüm görüşmelerini ve çözümü istemediğini ortaya koyuyor.

Burada uluslalarası kamuoyuna büyük görev düşüyor. Darbeci tarafından ortaya konan bu meydan okumanın mutlaka hukuk önünde hesap vermesi için ülkelerin harekete geçmesi gerekiyor. Libya ulusal mutabakat hükümeti ateşkese sonuna kadar sadık kalıyor. Üstüne düşeni fazlasıyla yerine getiriyor.

İşte Libya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Muhammed Geblawi'nin açıklamaları:

SİRTE VE CUFRA'DA OPERASYON OLACAK MI?

"Libya içinde ve dışında bu konuda görüşmelerimiz devam ediyor. Örneğin dostumuz Türkiye sürekli irtibat halindeyiz. Rusya ile de bu konuda defalarca görüştük. Biz Sirte ve Cufra'ya girmeyi umuyoruz ve bekliyoruz. Ancak, burada beklememizin nedeni bu işin kan dökülmeden olmasını istiyoruz. Bu bölgelerde Libya Ulusal Mutabakat hükümetinin tam kontrol sağlayıp, insanların güvende olmasını istiyoruz. Ancak, Libya ordusu da her türlü plana hazır. Başbakan Feyyaz Serrac'ın emir vermesi halinde hazır vaziyette bekliyor.

FRANSA'NIN İZLEDİĞİ TUTUM

Fransa'nın faaliyetleri konusunda en başından beri haberdardık. Libya sizin de bildiğiniz gibi Akdeniz'de geniş bir sahile sahip. Türkiye ile deniz anlaşması imzaladık. Bu anlaşma ile de her zaman Akdeniz'in barış yeri olmasını istedik. Ancak Fransa liderinin ortaya koyduğu tavır bölge için doğru bir tavır değil. Akdeniz'de sorunları artırmaktan başka bir işe yaramaz. Özellikle Türkiye ile Libya arasında imzalanan anlaşma uluslararası hukuk doğrultusunda ortaya konmuş bir anlaşma. 1982'de ortaya konan deniz kanunları çerçevesinde bir antlaşma. Şimdi burada Fransa liderinin bir takım evrak oyunları ile işi karıştırmaya çabalaması ülkesinin faydasına değil. Akdeniz ülkelerinin de çıkarına değil. Malta ve İtalya'da bu anlaşmanın desteklediği ülkelerden. Biz herkesin hukuki hakkını elde etmesinden yanayız. Bu anlaşma eğer bazı ülkelerin haklarına tecavüz ise uluslararası hukuk var. Başvurur haklarını ararlar. Bu onların hakkı. Ancak bazı ayak oyunları ile anlaşmayı hiçe saymaya çalışmak, hukuksuz adımlar atmak Fransa'nın ve diğer ülkelerin çıkarına değil. Barışı da desteklemez. Bölgesel barışa hiç hizmet etmez.

TÜRKİYE'NİN ROLÜ...

Türkiye'nin rolü gerçekten çok aktif ve mecburi. Biz bu role çok değer veriyoruz. Türkiye ile anlaşma çok hayati öneme sahip. Alanda dengelerin değişmesine neden oldu. Özellikle anlaşma 7 aylık kahraman gençlerimizin direnişinin ardından geldi. Bildiğiniz gibi Hafter yıllarca bazı ülkeler tarafından büyük destek gördü. Bu ülkeler arasında Birleşik Arap Emirliği, Fransa, Ürdün gibi ülkeler vardı. Güç terazisi Hafter milislerinin tarafındaydı. Ancak kahramanca bir direnişin ardından Türkiye'nin anlaşma sonucu sahaya inmesi gerçekten çok etkili ve güçlü oldu. Sahadaki tüm dengeleri değiştirdi. Savunma pozisyonundaki ulusal mutabakat hükümetini hücum pozisyonuna getirdi. Bunun üzerine Trablus'un güneyindeki Hafter milisleri ve paralı Wagner güçleri bölgeden çıkarıldı. Ardından Terhune bu güçlerin işgalinden kurtarıldı. Trablus'un güneyi tamamen işgalden kurtarıldı. Biz Türkiye ile ilişkilerimizi çok önemsiyoruz. Özellikle bu ilişki tarihi ve vicdani bir derinliğe sahip. Türk halkıyla derin bağlarımız var. Ve tarih zaten Libya'nın birçok işgal girişimine karşı Türkiye'nin desteğini aldığını söylüyor. Son İtalyan işgaline karşı Türkiye'nin desteği bunun en güzel örneğidir. Şimdi tarih kendini tekrar ediyor. Bu ilişki sadece askeri anlamda değil. Türkiye'nin Libya'nın yeniden imarı, ekonomisinin ayağa kalkması içinde büyük desteği ve önemi var. Şunu unutmayalım Libya'da istikrar tüm bölgede istikrar anlamı taşıyor. Libya'nın ve Türkiye'nin güvenliği ve bölgede barışı simgeliyor."