Önce hakemler ardından futbolcular! Türk futbolundaki bahis skandalı: Bilançosunun boyutu A Haber’de açıklandı
Türk futbolunda patlak veren bahis iddiaları sonrası TFF harekete geçti. İlk olarak hakemleri kapsayan soruşturma kısa sürede futbolculara da genişletildi. Federasyondan yapılan açıklamaya göre, bahis oynadığı tespit edilen 1.024 futbolcu PFDK’ya sevk edildi. Aralarında Süper Lig oyuncularının da bulunduğu isimler gündeme bomba gibi düşerken, kamuoyunda “Süper Lig iptal edilecek mi?” sorusu yankılandı. A Haber ekranlarında konuyu değerlendiren uzmanlar, bahis skandalının Türkiye’ye verdiği ekonomik zararın boyutlarını gözler önüne serdi.
Türk futbolunda adeta deprem etkisi yaratan "bahis skandalı", ilk olarak hakemlerle ilgili soruşturmayla gündeme geldi. TFF'nin yaptığı incelemelerde, 7'si üst klasman olmak üzere toplam 152 hakemin yasal bahis sitelerinde hesabı bulunduğu tespit edilmişti.
Bu gelişmenin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, "hakemlerin bahis sitelerine üyeliği" soruşturması kapsamında Eyüpspor Kulübü Başkanı Murat Özkaya, hakemler Erkan Arslan, Nevzat Okat ve Yakup Yakıcı dâhil 8 kişiyi tutukladı.
Hakemlerin ardından süreç futbolculara da sıçradı. TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, yaptığı açıklamada 3.700'ü aşkın futbolcu hakkında inceleme başlatıldığını duyurmuştu. Yapılan araştırmalar sonucunda, Süper Lig'de 27, 1. Lig'de 77, 2. Lig'de 282, 3. Lig'de 629 ve diğer liglerde 9 futbolcu olmak üzere toplam 1.024 oyuncunun bahis oynadığı gerekçesiyle disiplin kuruluna sevk edildiği açıklandı.
ZARAR BİLANÇOSU 55 MİLYAR DOLAR!
Soruşturmanın yankıları sürerken, konu A Haber ekranlarında da masaya yatırıldı. Programa katılan spor yorumcusu Taner Karaman, Türkiye'nin her yıl illegal bahisle mücadele için yaklaşık 55 milyar dolar harcadığını belirtti. Karaman, bu tutarın Türk futbolunun 69 yılda elde ettiği toplam gelire eşdeğer olduğuna dikkat çekerek, "Üstelik buna 300 milyar TL'yi aşan vergi kaybı da eklendiğinde tablo çok daha vahim bir hâl alıyor." ifadelerini kullandı.
A Spor yorumcusu Taner Karaman'ın açıklamaları şöyle:
"Bahis platformlarında adı geçen oyuncular ya da hakemler, kimlik bilgilerinin sızması veya ele geçirilmesi durumunda, farkında olmadan bu sistemlerin bir parçası haline gelebiliyor. Hatta bazen cep telefonu numaraları bile bilinmeden, isimlerine hesap açılabiliyor. Üstelik bazı yasal şirketler, üyelik teşviki adı altında belirli meblağlar yatırarak, kişi para yatırmasa bile o hesaplardan oyun oynanmasını mümkün hale getirebiliyor. Biz daha önceki vakalarda da bunun örneklerini gördük."
"Bu nedenle öncelikle yapılması gereken şey, bugün sevk edilen tüm isimlerin detaylı biçimde incelenmesi. Çünkü geçmişteki soruşturmalarda da gördük; bazı hakemler 'Ben bu hesabı açmadım' diyerek savunma yaptı. 'Benim kimlik bilgilerim Ankara'da kullanılmış ama telefon numarası bana ait değil' diyenler oldu. Dolayısıyla bu olayın hem teknik hem de adli boyutunun derinlemesine araştırılması şart."
A Spor yorumcusu Taner Karaman, tespit edilen yasa dışı bahis sitesi sayısının 233 bin olduğunu açıkladı (Ekran görüntüsü - Ahaber.com.tr)
TESPİT EDİLEN YASA DIŞI BAHİS SİTESİ SAYISI: 233 BİN
"Ben Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Sayın İbrahim Hacıosmanoğlu'nun yaptığı o açıklamanın hemen ardından yaklaşık altı saat boyunca TFF'deydim. Edindiğim bilgilere göre, süreç sadece futbolcularla ya da hakemlerle sınırlı kalmayacak. Bu soruşturmalar antrenörlere, menajerlere, yani TFF bünyesinde lisanslı herkese uzanacak. Çünkü elimizdeki verilere göre Türkiye'nin yalnızca bir yılda illegal bahis nedeniyle yaşadığı vergi kaybı 300 milyar TL. Cumhurbaşkanı'nın da talimatıyla artık bu sistemin kökten temizlenmesi isteniyor. Legal bahis ayrı bir alan, ama Türkiye'de legal bahise harcanan paranın tam sekiz katı kadar para her yıl illegal bahise gidiyor. MASAK raporları da bunu doğruluyor. Üstelik bu sadece tespit edilebilen kısmı. Bugün 233 bin farklı illegal bahis sitesi tespit edilmiş durumda."
"Artık bireysel mücadelelerle bu işin önüne geçmek mümkün değil. Türkiye'nin bu ağın kökünü kurutacak, kalıcı adımlar atması gerekiyor. Çünkü futbol, toplumun her kesimine ulaşan bir alan. Bugün futbolda yapılan bu operasyon, aslında her haneye dokunan bir mesaj anlamına geliyor. Türkiye'nin her yerinde bu konu konuşuluyor, tartışılıyor. Bu da alınan adımın toplumsal farkındalık açısından ne kadar önemli olduğunu gösteriyor."
"Bakın, Türkiye'nin her yıl illegal bahise harcadığı para 55 milyar dolar civarında. Bu rakam, Türk futbol ekonomisinin yaklaşık 69 yıllık toplam gelirine denk geliyor. Yani futbolun 69 yılda kazandığını, biz her yıl kayıt dışı bahis yoluyla kaybediyoruz. Üstelik buna 300 milyar TL'yi aşan vergi kaybı da eklendiğinde tablo daha da vahimleşiyor. Bu artık sadece bir spor sorunu değil; ekonomik ve toplumsal bir kriz göstergesi."
A Haber ekranlarına bağlanan Taner Karaman, çarpıcı açıklamalarda bulundu (Ahaber.com.tr - Ekran görüntüsü)
"BU OPERASYON FUTBOL DEĞİL BAHİS ÇETESİNE DARBEDİR"
"Bugün atılan bu adım, bir futbol operasyonu değil; Türkiye'nin bahisle mücadele operasyonudur. 1024 futbolcunun PFDK'ya sevk edilmesi, yargılama ya da cezalandırma anlamına gelmiyor. Masumiyet karinesi burada çok önemli. Zaten Beşiktaş'tan Necip Uysal ve Ersin Destanoğlu gibi isimler de açıklama yaparak 'Biz oynamadık' dediler. Süreç adli makamlarca yürütülecek ve eğer gerçekten bir suç unsuru varsa, gerekli cezalar verilecektir."
"Ancak bu sürecin doğal bir sonucu olarak futbol takviminde de bazı aksaklıklar yaşanabilir. Çünkü sevk edilen 1024 ismin büyük kısmı 2. ve 3. Lig'de forma giyiyor. Bu da liglerin ertelenmesi ya da takımların altyapı kadrolarıyla sahaya çıkması gibi sonuçlar doğurabilir. Hatta uzun süredir gündemde olan '3. Ligi kaldırma' fikri bu süreçte somut bir adım haline gelebilir."
"Sayın Başkan Hacıosmanoğlu'nun ifadesiyle, 'tescil edilmiş liglerle ilgili geriye dönük işlem yapılamaz'. Ancak eğer bu soruşturmalar sonunda bir hakemin veya futbolcunun doğrudan şike yaptığı, yani maç sonucunu manipüle ettiği tespit edilirse, o zaman işin rengi değişir. Çünkü o durumda artık tescilin bir anlamı kalmaz. Örneğin, iki yıl önceki bir 2. Lig şampiyonluğu eğer şikeyle elde edilmişse, o tescil hukuken geçersiz hale gelir. Bu da Türk futbolunda yeni bir sayfa açılması anlamına gelir."
"Sonuç olarak, bugün yaşanan süreç sadece bir futbol meselesi değil, Türkiye'nin ekonomik ve sportif geleceğini ilgilendiren büyük bir temizlik operasyonudur. Eğer bu süreç doğru yönetilirse, hem futbolumuz hem de ülke ekonomisi açısından tarihi bir dönüm noktasına tanıklık ediyor olabiliriz."
BAHİS SKANDALININ HUKUKİ BOYUTU NEDİR?
A Haber ekranlarında Avukat Hadi Dündar, Türk futbolunu sarsan bahis skandalını hukuki açıdan değerlendirdi. Dündar, sürecin hem disiplin hem de adli boyutlarıyla ele alınması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, TFF Başkanı'nın açıklamalarının ardından savcılığın resen soruşturma başlatmasının hukuken büyük önem taşıdığını ifade etti.
Avukat Hadi Dündar'ın açıklamaları şöyle:
"Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı geçtiğimiz günlerde önemli bir açıklama yaptı. Başkan, "Benim hakemlerim var, 152 hakem üzerinde tespit yaptım. Bu kişilerin bahis hesapları bulunuyor ve 152'si aktif şekilde bahis oynuyor." ifadelerini kullandı.
Bu açıklamanın ardından sürecin seyri değişti. Zira bu ifadeler, doğrudan TFF Başkanı'ndan geldiği için hukuken ciddiyet arz ediyor. Bunun üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı resen harekete geçti ve "Madem böyle bir durum var, biz de konuyla ilgili soruşturma başlatıyoruz." diyerek resmi bir adım attı.
Dolayısıyla karşımızda iki ayrı boyut oluştu: bir yanda TFF'nin yürüttüğü disiplin soruşturması, diğer yanda savcılığın yürüttüğü adli süreç.
TFF cephesinde yapılan açıklamalara göre, toplam 152 hakemin yasal bahis sitelerinde hesapları bulunduğu, bazılarının ise 18 bin kez bahis oynadığı tespit edildi. Bu kişiler hakkında 8 ila 12 ay arasında değişen disiplin cezaları uygulanmış ve lisansları iptal edilmiştir. Ayrıca federasyon, yaklaşık 4 bin 700 futbolcuya ilişkin de benzer incelemelerin sürdüğünü, 1.024 oyuncunun aktif bahis hesaplarının bulunduğunu açıklamıştır.
Avukat Hadi Dündar, Türk futbolunu sarsan bahis skandalını hukuki yönden değerlendirdi (Ahaber.com.tr - Ekran görüntüsü)
"HAKEM, YASAL VEYA YASA DIŞI HİÇBİR ŞEKİLDE BAHİS OYNAYAMAZ"
Federasyonun bu konuda dayanağı, kendi Talimatname ve Yönetmelikleridir. Bu düzenlemelere göre, bir hakem ya da futbolcu, yasal ya da yasa dışı fark etmeksizin bahis oynayamaz. Çünkü böyle bir eylem, tarafsızlık ilkesini zedeler. Hakemlik müessesesinin temelinde güven ve tarafsızlık vardır; bahis oynamak ise bu güvene gölge düşürür.
Şimdi, işin ikinci boyutu yani hukuki süreç devreye giriyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bu olayları 6222 sayılı "Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun" kapsamında inceliyor. Bu kanuna göre, bir hakem veya sporcu, müsabaka sonucunu etkileyebilecek şekilde hareket eder ya da menfaat sağlarsa, bu durum "şike" olarak değerlendirilir.
6222 sayılı Kanun'un 11. maddesi uyarınca, böyle bir fiil tespit edilirse 3 yıla kadar hapis cezası öngörülmektedir. Eğer kişinin kendi yönettiği maçlarla doğrudan bağlantılı bir bahis faaliyeti varsa, bu ceza 4,5 yıla kadar çıkabilir. Üstelik her maç ayrı bir fiil olarak değerlendirileceği için, her bir olay için bağımsız ceza sorumluluğu doğabilir.
Savcılığın burada dikkat ettiği nokta, bahislerin yasal platformlarda oynanmış olmasıdır. Türkiye'de yasal bahis sitelerinde hesap açmak için kimlik doğrulaması, IBAN ve hatta e-Devlet onayı gerekmektedir. Dolayısıyla bir başkasının sizin adınıza bu işlemleri yapması oldukça zordur. Bu nedenle, "Ben oynamadım" veya "Hesabı ben açmadım" gibi savunmalar, teknik olarak inandırıcılığını yitiriyor.
Bazı hakem ve sporcular, "Yasal sitede oynadım, kendi yönettiğim maçlarda bahis yapmadım." şeklinde açıklamalar yaptı. Ancak bu beyanlar, suçun oluşumunu ortadan kaldırmaz. Çünkü mevzuat açık: hakem, yasal veya yasa dışı hiçbir şekilde bahis oynayamaz.
Savcılık, şu anda her bir şüpheliyi tek tek inceliyor. Hangi tarihlerde, hangi maçlar için, ne tür bahisler oynandığı belirleniyor. Bu kapsamda bugün itibarıyla 18 kişi hakkında gözaltı kararı verildiği açıklandı. Bu durum, söz konusu kişilerin kendi yönettikleri maçların sonucunu etkileyebilecek şekilde bahis oynadığı yönünde ciddi şüphe bulunduğunu gösteriyor.
Sürecin bundan sonraki aşamasında, TFF'nin disiplin cezaları tahkim tarafından değerlendirilecek. Tahkim Kurulu kararları kesin nitelik taşıdığı için, bu süreç federasyon nezdinde sonuçlanacak. Ancak adli soruşturma ise bağımsız şekilde ilerleyecek ve sonuçlarına göre kamu davası açılması ihtimali söz konusu olacak.
Kısacası, Türk futbolunda yaşanan bu bahis meselesi hem disiplin hem de ceza hukuku açısından çok boyutlu bir süreci beraberinde getiriyor. Önümüzdeki günlerde bu soruşturmanın daha da genişlemesi ve yeni isimlerin dosyaya dâhil edilmesi bekleniyor."
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN

