İstanbul’un depremde en riskli ilçeleri hangileri? Rusya'daki sarsıntı akıllara o soruyu getirdi | A Haber'de çarpıcı sözler
Rusya'nın doğusundaki Kamçatka Yarımadası açıklarında 8,8 büyüklüğünde deprem meydana geldi. 8,8 büyüklüğündeki sarsıntının artçısı Türkiye’ye uzanır mı? sorusunu akıllara getirdi. Peki Türkiye büyük depreme hazır mı?, İstanbul’un en riskli ilçeleri hangileri? Deprem bilimci Prof. Dr. Ali Osman Öncel, A Haber canlı yayınında merak edilen sorulara yanıt verdi.
Rusya'nın doğusunda Kamçatka Yarımadası'nda 8,8 büyüklüğünde deprem meydana geldi. 8,8 büyüklüğündeki depremin ardından birçok ülkede tsunami uyarısı verildi.
Deprem Bilimci Prof. Dr. Ali Osman Öncel A Haber canlı yayınında depreme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulunurken, "Rusya'daki depremin artçısı Türkiye'ye uzanır mı?" sorusunu yanıtladı.

HANGİ BÖLGELERDE RİSK VAR?
Prof. Dr. Ali Osman Öncel, Rusya'daki 8,8 büyüklüğündeki depremin sadece Pasifik'te meydana gelebileceğini belirterek, "Rusya'da meydana gelen 8,8 büyüklüğündeki depremin oluşma riski olan tek yer Pasifik Okyanusu. Bunun dışındaki bölgelerde bu büyüklükte deprem riski yok." dedi.
Prof. Dr. Ali Osman Öncel - Türkiye'nin fay haritası (Ekran görüntüsü)
Türkiye'deki fay haritasının güncellenmesi gerektiğine dikkat çeken Öncel, "Türkiye'de deprem riskinin fazla olduğu noktalar fay haritasında kırmızı çizgilerle gösterilmiş durumda. Bu kırmızı çizgilerin bir anlamı var. Son 15 bin yılda en az bir büyük bir deprem üretmiş alanları gösteriyor. Bu şu anlama geliyor tekrar üretebilir. Bu bildiğimiz kırıklar Ana Vatan üzerinde olan kırıklar. Bir de Mavi Vatan üzerinde kırıklar var. Bunlar denizin içerisinde ve Afrika levhası Batı Anadolu'ya doğru yayılıyor. 300 km kadar deprem meydana geliyor. Türkiye'de Afrika ve Anadolu levhası arasındaki çarpışma sınırına bağlı olarak olduğunu söyleyebiliriz. Bu kırıklar aslında bize eksik bilgi veriyor. Doğu Akdeniz'de, Ege'de ve Karadeniz'de de kırıklar var. Bunların da eklenmesi ve işaretlenmesi gerekiyor. Gerçekten deprem tehlikesine karşı tam resmi bir bütünle görebilelim. Kırık haritasını görebilelim. Fay demek enerji demek. Fay haritasında genel olarak son 15 bin yılda en az bir deprem üretmiş olan kırıkları görebiliyoruz." ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Ali Osman Öncel - Türkiye'nin fay haritası (Ekran görüntüsü)
"HER DEPREM İSTANBUL'U ETKİLİYOR"
Öncel, İstanbul'un her depremden etkilendiğini söylerken, "İstanbul'u her deprem etkiliyor. İstanbul o kadar depreme karşı zayıf durumdaki her depremde etkilenebiliyor. 30 Ekim 2020'de Sisam Adası'nda meydana gelen depreminde İstanbul etkilendi. İstanbul'u etkilemeyen deprem Türkiye'de maalesef yok. 23 Nisan'da meydana gelen deprem daha büyük depremin sinyalini veriyor. 20 Temmuz'da Asya-Pasifik'te 7,4 büyüklüğünde meydana gelen depremden 10 gün sonra 8,8 büyüklüğünde deprem meydana geldi. 8,8 büyüklüğündeki deprem meydana gelmeseydi biz 7,4 büyüklüğündeki depreme öncü deprem demeyecektik. Bu depremin vermiş olduğu mesaj daha büyük depremler gelecek mesajıdır." dedi.
Prof. Dr. Ali Osman Öncel - Marmara Bölgesi fay hatları (Ekran görüntüsü)
"TÜRKİYE'DE MEYDANA GELECEK DEPREMİN ÜST SINIRI"
Geçmişten günümüze kadar depremle ilgili çalışmaların olduğunu dile getiren Öncel, Türkiye'de meydana gelebilecek en büyük depremin 7,9 olabileceğini belirtti. Öncel, "Kuzey Anadolu Fay zonu bir çizgiyle gösterme bir basitleştirilmiş. Aslında Kuzey Anadolu bir fay hattı değil bir fay zonudur. Fay zonu demek bunun gibi bilemediğimiz bir sürü çizgilerin olduğu ama yalnızca onların tamamını temsil eden bir yapıyı gösteriyor. 1500 yılından günümüze kadar Marmara'da yapılan deprem çalışmaları 7,2 büyüklüğünden daha büyük olmadığını gösteriyor ama 1500 yılından günümüze. Daha geriye gittiğimiz zaman iki bin yılda Marmara'daki tüm depremler çalışılmış durumda. Marmara Denizi'nde Kuzey Anadolu Fay Zonu kolları ayrılıyor. Kollara ayrıldığı için daha kısa daha çok sayıda kırıklar var. Umarız ki 7,2 büyüklüğünü geçmesin. Ama Türkiye'de meydana gelecek depremin üst sınırı 7,9'dur. Maksimum burada olabilecek deprem 6 Şubat da olduğu gibi 1939'da olduğu gibi 7,9'u geçmez. Nereyi geçmeyeceğini biliyoruz. Buna göre deprem senaryoları yapılıyor." ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Ali Osman Öncel - Depremde en riskli ilçeler (Ekran görüntüsü)
İSTANBUL'UN EN RİSKLİ İLÇELERİ HANGİLERİ?
İstanbul'da Anadolu yakasının Avrupa yakasından daha sağlam bir zemine sahip olduğunu söyleyen Öncel, "1999 depremini hepimiz yaşadık. 99 depreminde çadırın kurulduğu yerleri biliyoruz. Çekmece, Zeytinburnu, Avcılar, Bakırköy'de çadırlar kuruldu. İstanbul'un Avrupa tarafı depreme karşı dayanımsız. Zemin olarak savunmasız. Zemin niteliği burada kötü. İstanbul'un Anadolu yakasına çadır kurulduğunu hatırlamıyorum. Anadolu tarafında insan öldüğünü ve bina yıkıldığını hatırlamıyoruz. Zemin sınıfı daha dirençli. Avrupa yakası daha direnşsiz. İki kıtanın bağlanmış olduğu İstanbul'un Anadolu tarafı 99 depreminde gösterdi ki zeminin direnci hayat kurtarıyor. Oradaki binalar daha sağlam olduğu için değil zeminin direnç gösterdiği için." dedi.
Prof. Dr. Ali Osman Öncel (Ekran görüntüsü)
İSTANBUL'DA MAHALLE MAHALLE SENARYOLAR YAPILDI
2009 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Japon bilim insanları ile birlikte bir çalışma yaptığını belirten Öncel "Depremin kuvveti ortaya çıkaracağı zarar Newton'un İkinci Yasası'na bağlı. İstanbul ve civarının zemin direnci çok iyi biliniyor. İBB'nin 2009 yılında Japonlarla birlikte hazırlamış olduğu harita var. Bu haritaya bağlı olarak da senaryolar da yapılmış durumda. İlçe ilçe yapılmış senaryolar var. Bu senaryolar da mahalle mahalle yıkılacak bina sayısı, hastanelerden destek alacak insan sayısı, ölecek insan sayısına kadar elimizde bir senaryo çalışması var. Aslında yapılması gereken bu senaryo çalışmasında en kötüden başlamak. Mahalleye kadar inilmiş. En kötü ve en riskli mahalleden başlayarak dönüşümü planlamak lazım." şeklinde konuştu.

YORGUN BİNALAR ÖLÜME DAVETİYE ÇIKARTIYOR?
Son olarak Öncel, İstanbul'da çok sayıda bulunan "Yorgun binalar" hakkında şu şekilde konuştu:
Yorgun binadan kasıt depremi geçirmiş demek. Yani birden fazla 7'den büyük depremi geçirince bina yoruluyor diye yapı mühendisleri bu şekilde yorumluyor. Tabi bina yorulur mu yorulmaz mı? Mimar Sinan'ın yapıları neden yorulmuyor? Tarihte yüzyıllarca meydana gelen depremlere karşın onlar ayakta dururken onlarda bir yorulma yok. Osmanlı evleri, Safranbolu'daki o evler niye yorulmuyor? Osmanlı'dan günümüze kalan taş evler niye yorulmuyor? Bu kavram herhalde betonarme binalar için önerilen kavram. Bir parantezi açmamız lazım. 200 bin yapı yıkılabilir. 6 Şubat 2023 depreminde yakılan bina sayısı 300 bindi. Oldukça büyük bir sayı. İstanbul'un ilçe ilçe üzerine yapılan senaryolarda bunlar büyük ölçüde biliniyor. Ama vatandaş bilmiyor. Gerçekten yıkılabilir bir binada mı oturuyor? Bunların etiketlenmesi lazım. Yıkılabilecek bir binaya mavi etiket verilmesi lazım. İnsanın yıkılabilecek bir binada oturduğunu bilmek hakkı değil mi? Onu bilirse kiralamaz. Depreme dayanıklı binaya da kırmızı etiket verilmeli.
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN

