CHP'den HDP'ye ziyaret kararı! Kılıçdaroğlu: HDP'yi ziyaret etmemde ne sakınca olabilir?
6’lı koalisyonun cumhurbaşkanı adayı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Halkların Demokrasi Partisi’ni ziyareti kesinleşti. Bu arada İYİ Parti'den tutuklu Selahattin Demirtaş'ın kaleme aldığı mektuba da yanıt geldi. Be gelişmeler ne anlama geliyor? Gazeteci Hakkı Öcal A Haber’de önemli değerlendirmelerde bulundu.
Saadet Partisi önünde İYİ Parti lideri Meral Akşener'in asık suratı ile 6'lı koalisyonun cumhurbaşkanı adayı olan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu bugün verdiği bir demeçte HDP ile görüşme sorularına son noktayı koydu
Kılıçdaroğlu şu açıklamayı yaptı, "Elbette HDP'yi de ziyaret edeceğim. Cumhurbaşkanı adayı olarak, tüm Türkiye'nin, 85 milyonun cumhurbaşkanı olacağım iddiasında biri olarak tüm partileri ziyaret etmem zaten demokrasinin gereğidir. HDP'yi ziyaret etmemde ne sakınca olabilir? Meclis'te HDP'li Başkanvekilinin yönetimi altında çalışıyoruz. Komisyonlarda HDP'li vekillerle birlikte çalışıyoruz. HDP'yi ziyaret etmem kadar doğal bir şey olamaz. Ben zaten toplumun bütün kesimlerine ulaşmaya çalışan bir anlayışa sahibim, bunu da uygulamaya çalıştım. Bu yönde çalışmalarım devam edecek." ifadelerini kullandı.
Tutuklu eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e mektubu hakkında konuşan İYİ Parti'nin Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem, "Kesin çizgilerimiz var" dedi. Yaşanan bu gelişmeler ne anlama geliyor? 6'lı koalisyonu ne bekliyor? Gelişmeleri A Haber canlı yayınına katılan gazeteci Hakkı Öcal değerlendirdi.
Hakkı Öcal'ın canlı yayındaki değerlendirmeleri:
"Meral Akşener katıldığı bir TV programında çizgisini çekti HDP ile hükümet ortaklığı yapmayacağını söyledi. O zaman HDP niye oy versin ki eğer HDP oy vermezse 6'lı koalisyon 7'li olmazsa seçim kazanma şansı olmuyor. Onların zorla getireceği bir oy var ve olursa bir seçim kazanma ihtimali olursa olacak. Şu anda krizin adı bu: HDP Kemal Kılıçdaroğlu'nun Bakanlar Kurulu'nda yer alacak mı almayacak mı? Meral Akşener seçmene bunu açıklayamaz ve diyemez.
Eğer Anayasa Mahkemesi HDP'nin banka blokajını kaldırmama kararını kesinleştirirse partinin kapatılıp kapatılmaması için tavrını da belirtebilir. Ama bunun tersi bir kararda çıkabilir güvenlik için hesaba blokaj koyup farklı bir karar verir. Ama ben mahkemenin HDP'yi kapatmayacağını düşünüyorum. HDP kapatılırsa buradaki oyları zorla Millet İttifakı'na TİP getirmeye çalışacak. HDP'nin Kürt seçmen üzerinde etkisi olduğu kanaatinde değilim.
Cumhur İttifakı canını dişine takıp çalışacak. Doğu'da yaşayan vatandaşların oylarını kitle halinde sırf Demirtaş istedi diye HDP istedi diye topluca Kemal Kılıçdaroğlu'na verilmesi diye bir durum yok. Cumhur İttifakı çok çalışacak, hiçbir şeyi varsayamaz ve böyle bir lüksü de yok. Karşı taraf 7'li 8'li içerisi dışarısı ittifak halinde bu durumda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları hiçbir şeyi şansa bırakamaz. İşte bu durum HDP'nin aleyhine işleyecek.
Batı'nın Millet İttifakı'na değişik yorumları var. Financial Times'ta kaleme alına bir yazıda yamalı yorgan benzetmesi vardı. Bunun yanından Kemal Kılıçdaroğlu'nun yeterli karizmaya sahip olmadığı eleştirisi de var. Bu ittifak farklı ülkelerde denedi ve işlemedi. Türkiye'de işlemez. Bu nedeler içlerinde bir kuşku var ve bu giderek büyüyor.
Öte yandan depremin yaraları sarılıyor. Dışarında nakdi olarak 1 kuruş yardım gelmedi. Dünyanın hiçbir yerinde depremin yaraları 15-20 günde sarılmaz ama Türkiye'de 1 ayda yeni binalar için temeller atıldı, vatandaşa destekler sağlanıyor. Türkiye işte bu yükün altında kendi başına kalkacak. Çünkü Türkiye büyüyen büyük bir ekonomi kurdu. İhracat devam ediyor, ulusal gelirin büyümesi için çalışılıyor. İşte Batı dünyası da bunu görüyor. Son felaket Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın idareyi ne kadar başarılı yürüttüğünün kanıtı olarak ortaya çıktı.
Meral Akşener ile başlayan 3 günlük kriz onların lehine yazılmadı. Onların gözünde '70 sente muhtaç Türkiye' imajını yeniden canlandırdı. Böyle bir yönetim vaat ediyor ki 7'li başlı koalisyon ne ekonomiyi doğru dürüst idare etme imkanları var ne yatırım işin doğru düzgün yürütme işleri var. Ne de kendilerinin iddia ettikleri gibi Batı ile kredi borç kurma ilişkileri var. ABD Başkanı Biden'ın "Kürtleri" siyaseti hayata geçirme gibi bir ümidi var ama gerçek farklı."