Rusya-Ukrayna savaşına İstanbul barışı! Masadaki ilk hedef? Canlı yayında anlattı
39 aydan beri devam eden Ukrayna savaşında kritik gün geldi. Rusya ve Ukrayna bugün İstanbul'da doğrudan müzakere için masaya oturacak. Rusya Ukrayna arasında ateşkes bugün mü? Rusya ve Ukrayna İstanbul'da mı barışacak? Gelişmeleri A Haber canlı yayına katılan uzman isimler değerlendirdi. Uzmanlara göre; zorlu sürecin düğümünü Türkiye ve Başkan Recep Tayyip Erdoğan çözdü. Uluslararası ilişkiler uzmanı Anar Aliyev, masada ilk hedefin 30 günlük bir ateşkes olduğunu ve Rusya'ya ciddi baskı uygulandığını söyledi.
Rusya ile Ukrayna'nın bugün İstanbul'da masaya oturacak. Ukrayna lideri Zelenskiy Ankara'da Başkan Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü. Rusya lideri Putin, Türkiye'nin ev sahipliğinde İstanbul'da Ukrayna ile yapılacak müzakerelerde Rusya'yı temsil edecek isimleri onaylamıştı.
Buna göre, Rus heyetine Putin'in Müşaviri Vladimir Medinskiy başkanlık edecek. Heyette, Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Galuzin, Genelkurmay Başkanlığı Ana Müdürlüğü Başkanı İgor Kostyukov ve Savunma Bakan Yardımcısı Aleksandr Fomin yer alacak. Gelişmeleri A Haber canlı yayına katılan uzman isimler değerlendirdi.
MASA TOPLANDI İŞLER RAYINA OTURDU
Terör ve güvenlik uzmanı Coşkun Başbuğ: Ben burada yeni yapılacak toplantının tarihinin açıklamasını bekliyorum. İlk toplantıda buzların çözüldüğü barışın olduğu bir durumu beklemek hayalcilik olur. İlk defa iş olması gerektiği yere bugün oturdu. Dağıldı denilen masa yeniden toplandı ve işler rayına oturdu.
TEK GÜVENDİKLERİ ÜLKE TÜRKİYE
Uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. Giray Saynur Derman: Türkiye'nin özellikle savaşın başından beri barış yanlısı, barış diplomasisi yürütüp de diğer NATO üyesi ülkelere karşı yani savaşı destekleyen ve sürekli silahlanmayı isteyen ülkelere karşı Türkiye'nin barış diplomasisi çok önemli. Bu durumda Türkiye'nin bu konuda seçilmesi de bence çok mühim. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hem Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hem Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile görüşmeleri ve denge siyaseti uygulamaları tabii politika açısından çok çok önemli.
Bu sadece barış için değil aynı zamanda dünyanın açlıkla mücadele eden tahıl meselesinde de çok önemli konulara değinmişti ve tahıl meselesi Türkiye sayesinde çözülmüştü. Özellikle Afrika ülkelerinde açlıkla mücadele eden insanlara karşı Türkiye'nin verdiği mücadele çok önemliydi ve çok başarılı oldu.
NATO sürekli genişlemeye çalışıyor. 2. Dünya Savaşı'ndan beri askeri paklara dahil olmayan ülkeler NATO üyesi olmaya çalışıyor, İsveç ve Finlandiya gibi. Gelinen noktada da şu aşamaya gelmiş olmamız bile çok önemli. Çünkü bütün devletlerin ortak fikri, hem Zelenskiy'nin hem Putin'in ‘Türkiye bu konuda aracı olabilir. Yani Türkiye'de görüşmeler olabilir, müzakereler Türkiye'de olabilir.’ demesi çok önemlidir. Güvendikleri tek ülke burası, yani Türkiye. Bu çok bence bu çok gurur verici bir şey çok güzel.
MASADA İLK HEDEF ATEŞKES
Uluslararası ilişkiler uzmanı Anar Aliyev: Öncelikle burada en önemli amaçlanan hedef bir ateşkesin sağlanması. Hem Ukrayna tarafının hem de Batı cephesinin talebi üzerine 30 günlük bir ateşkes çıkması için ciddi bir diplomasi trafiği var. Tabii burada Rusya üzerinde de uygulanan bir baskı söz konusu.
Baktığımız zaman burada Putin'in Kremlin'de açıklama yapması yani pazar günkü açıklamasından buyana, şöyle bir hava oluştu. Yani liderler düzeyinde perşembe günü İstanbul'da bir görüşme gerçekleşeceğine dair bir hava ortaya çıktı. Tabii burada özellikle Trump'ın, ben İstanbul görüşmelerine verdiği önem, İstanbul görüşmelerine vurgusu çok önemli rol oynadı. Bu anlamda ciddi bir şey çıktı ortaya. Barış görüşmeleriyle ilgili liderlerin İstanbul'da bir araya geleceğine dair.
Ama Putin'in açıklamasında belirli bir olumsuzluk söz konusuydu. Olumsuzluğunun da sebebi ön koşulsuz bir görüşme taraftarıydı. Ancak Batı tarafının hem Ukrayna tarafının 30 günlük ateşkes zaten orada bir önkoşul. Yani bu sağlanmadan görüşmelere çok da sıcak bakmıyorlardı. Şu an aslında uğraşılan üzerinde çaba sarf edilen taraf da tam da o. Yani 30 günlük bir ateşkes çıkarılması üzerinde ciddi bir müzakere yürütülüyor. Tabii Türkiye'nin burada güvenilir bir arabulucu ve müzakere müzakereci olması çok çok önemli.
RUSYA’YA KARŞI YAPTIRIM SİLAHI
Burada olan isimlerden biri de Lindsay Graham çok meşhur bir senatör. Cumhuriyetçi kanadının şahin senatörlerinden biri olarak bilinir ve Kongre’ye gönderdiği yasa tasarılarıyla, yaptırım yasalarıyla bilinir. Rusya'ya yönelik yaptırım yasalarının altında da imzası olan senatörlerden de biri bu. O Rusya'ya yönelik yıpratıcı ve cehennem yaptırımlarının devreye sokulmasını istiyor. Yani nedir bu? Rusya'yla hatta iş birliği, ticaret yapan, ticaretini devam ettiren ülkelerden tutun da, Rusya'nın gölge filolarına yönelik bir yaptırım listesini hazırlığı aşamasında olduğu belirtiliyor. Avrupa Birliği tarafında da böyle bir şey var ve yeni yaptırımlar devreye sokulması planlanıyor.
Yaptırımlarla Rusya'yı bir ateşkese mecbur etmek istiyorlar. Aslında ultimatomu cumartesi vermişlerdi. Ya ateşkese kabul edip müzakereye devam edelim ya da Rusya üzerinde bankacılık dahil olmak üzere gölge filoları dahil olmak üzere yeni yaptırımlar planı olacak.
PUTIN NE YAPACAK?
Rusya bu duruma biraz direnç gösteriyor. Yani direnme aşaması var ama sürdürülebilir bir direnme değil. Neden direnme değil? Trump'ın özellikle Amerikan yönetimini devraldıktan sonra ilk defa bu savaş süresince Rusya, ABD tarafından muhatap alındı. Yani Putin muhatap alındı daha doğrusu. Trump'ın özel temsilcisi Whitkov en az üç kere Kremlin'de görüştü. Kendisiyle iki kere telefon görüşmesi var. Dolayısıyla şimdi Putin bir kapı buldu, Amerika Birleşik Devletleri Başkanlığı nezdinde. Şimdi bu bulduğu kapıyı da barışı baltalayan taraf olarak sekteye uğratmak istemiyor. Bunu gölgelemek istemiyor.
UZLAŞMA ARANACAK
Uluslararası ilişkiler uzmanı Cihan Günyel: Heyetlerin gelmiş olması ve görüşmelere başlayacak olmaları elbette ki çözüm anlamında pozitif bir hava veriyor. Tarafların en son yine 29 Mart 2022'de yani savaşın başlamasından bir ay sonra yaklaşık olarak Türkiye'de yine İstanbul'da bir araya geldiğini biliyoruz ve o zaman da bir ateşkes kararı çıkmıştı ta ki Zelenskiy'nin, İngiltere'nin araya girmesi ve vazgeçmesi sonrası. Yani o günden beri yani geçen üç sene zarfında şunu görüyoruz; taraflar tekrardan ilk kez nerdeyse yüz yüze beraber geliyorlar.
Bir noktada bir araya gelmiş olmaları, iletişim kurmaya başlamış olmaları da aslında sorunun çözümünde önemli bir nokta. Taraflar burada niyetlerini, isteklerini, Türkiye'nin, belki burada işte Amerika'nın da araya girmesiyle belli bir noktada uzlaşma çıkartmaya çalışacaklar.
DÜŞÜK İHTİMAL OLSA BİLE ATEŞKES OLABİLİR
Belki en düşük ihtimalle ateşkesin ortaya çıkmasını bekleyebiliriz. Bundan yana aslında hava daha biraz olumlu gibi görünüyor. Kesin bir barışın, yani kalıcı bir barışın ve bir anlaşmanın yapılmasıysa bence biraz daha zaman isteyen durum. Çünkü her iki taraf açısından da kırmızı çizgilerin olduğu bir süreç. Fakat ilk adımın atılmış olması burada bence önemli bir nokta diyebiliriz. Üç yıl gibi bir süre geçti. En son yine İstanbul'da bu müzakere masası kurulmuş hatta tahıl koridoru anlaşmasının da yine imzalandığı adres İstanbul olmuştu. Bugün bunca zaman sonra bir kez daha aslında Türkiye'nin işaret edilmiş olması gerek Putin gerekse Donald Trump'ın tamamının aslında baktığımızda tüm liderlerin Türkiye'yi özellikle işaret etmesi de Türkiye'nin bu noktadaki ağırlığını aslında bir kez daha gözler önüne sermiş oldu.
Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı dönemi itibarıyla Türkiye'nin dış politikada daha özerk bir politika benimsemiş olması bununla beraber güçlü bir liderlik ve güçlü bir devlet yapılanmasının sonrasında bunun yansımalarının dış politikaya yansıdığını görüyoruz. Türkiye kamu diplomasisinden, liderler zirvesinden, lider bazından baktığımızda, onun dışında proaktif bir dış politikayla beraber de aslında bugünlere gelirken bunun yolunu çizmiş oldu.
TÜRKİYE DİPLOMASİNİN MERKEZİ NASIL OLDU?
Sabah gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu: Yılların emeğiyle ve Türkiye'yi merkez ülke haline getirmek için şahsiyetli, adaletli, insan merkezli mesajları ve bunu pratik hayata geçiren tutarlılığı ile oldu. Türkiye küresel sistemde adaleti, barış ve huzur getirmeyen 2. Dünya Savaşı sonrası kurulmuş sistemin artık çöktüğünü dikkate alarak yeniden yapılanmanın gerekliliğini her platformda istikrarlı ve düzenli olarak söyleyen bir lidere sahip.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler zemini başta olmak üzere bulunduğu her uluslararası toplantıda dikkat çektiği bu husus hem uluslararası düzeyde karşılık bulmaya ama daha çok da halklar nezdinde ciddi olarak da sahiplenilmeye başlandı. Rusya-Ukrayna özelinde ise her iki ülkeyle de dengeli, dikkatli ve aynı zamanda yüksek güven telkin eden bir ilişki modeli kuruldu.
Sayın Cumhurbaşkanı'nın liderler diplomasisi ya da lider diplomasisi olarak bilinen resmi ve doğrusal görüşmelerin yanında birbirini tanıyan ve güvenen iki ismin karşılıklı olarak söyledikleri sözlerin senet kabul edildiği farklı ama netice veren bir ilişki modeli de var ki Rusya Devlet Başkanı Putin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu özelliğini her zaman övdü. Yakın zamanda da Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Trump'ın, Cumhurbaşkanı'nın liderliğine, sözlerini yerine getirme kararlılığına ama ülkesinin çıkarlarını mutlak olarak önceleyen özgün tarzına da dikkat çekmişti. Bir dantel gibi dokunan, ilmek ilmek örülüp bugünlere kadar getirilen çabanın güncel sonuçları.
SÜRECE AVRUPA ENGELİ
Askeri stratejist İbrahim Keleş: Buradaki görüşmeler tabi ki oldukça kıymetli. Biz de buradan çıkacak sonucu merakla bekliyoruz. Aslında 20022 yılında burada bir mutabakat sağlanmıştı ancak İngiltere ve Avrupa ülkeleri bunu engelledi. Biz şimdi 3 yıl sonra yine aynı maddeler üzerinden mutabakatı konuşuyoruz.
PUTİN NEDEN MASAYA GELMİYOR?
Siyaset bilimci Doç. Dr. Oğuzhan Bilgin: Aslında burada birbirini muhatap kabul etmeyen aktörlerin barış masasına oturması gibi bir durum var. Bunu yapmak kolay bir şey değildir. Putin, Zelenskiy meşru lider olarak kabul etmiyor. İşte bu durumda Zelenskiy ve hükümeti ile masaya oturmak Putin için geri adım gibi duruyor. Putin yıllardır Ukrayna devleti değil Kiev rejimi olarak halkına olayı anlatıyor. Aynı zamanda Zelenskiy’e suç örgütü lideri muamelesi yaptı.
Dolayısıyla Zelenskiy ile masaya oturmak Putin’in kendi kamuoyunda uzun süredir inşa ettiği imajın yıkılması riskini ortaya çıkarır. Putin böyle konulara çok önem veren bir siyasidir. Putin kendisini adeta bir ÇAR gibi görüyor. Kendisi anti-komünist olmasına rağmen Sovyetlerin yıkılmasını felaket olarak görüyor.
Putin Zelenskiy ile masaya oturmak yerine Trump ile masada olmak istiyor. Zelenskiy’i lider olarak görmediği için onun hamisi olan Trump ile görüşmek istiyor. Trump’ın İstanbul’a geleceği haberini bekledi ve o yüzden açıklamalarını geçe bıraktı. Ve Trump gelmeyince o da masaya gelmedi.
DİPLOMASİ ANLAŞMAZLIĞI VAR!
Uluslararası ilişkiler uzmanı Drç Murat Jane: Rusya bu savaşı başından veri özel operasyon olarak nitelendiriyor ve “savaş” demiyor. Rusya’nın üstündeki en büyük baskı ateşkese yanaşmıyor olmasında kaynaklanıyor. Ukrayna ise burada bir zirve diplomasisi yapmak istiyor. Aslında 2 taraf da diplomasi konusunda anlaşmazlık yaşıyor.
Rusya bir ulus devlet olsa da durumlara imparatorluk olarak yaklaşıyor. Onlara göre diplomatik ilişkiler büyük devletler arasında yürütülür. Buna örnek olarak sorunun muhatabı Ukrayna iken Rusya konuyu ABD ile görüştü. Ancak Rusya tüm bunlara rağmen müzakere mesajı vermek istiyor.
TRUMP’TAN ROL ÇALMA ÇABASI MI?
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Cihan Günyel: Ukrayna’da savaşın çözümünde Türkiye ikinci kez kilit rolü oynayan ülke oldu. Trump Ukrayna savaşını ben 24 saatte bitireceğim dedi. Daha sonrasında koltuğu devraldıktan sonra sadece gelinen süreç içerisinde bir mineral anlaşması yapmış durumda fakat sorunu çözemedi. Kalıcı bir barış anlaşmasının yapılması noktasında tekrar İstanbul ana nokta oldu. Gerçekten sorunu çözümünde İstanbul ve Türkiye öncü rol oynamaya başladığı an bence Trump sanki biraz başaramadığını biraz rol kapma üzerinden değerlendiriyorum. Trump’ın ortak olmaya çalışacağını düşünüyorum. Biraz Sayın Cumhurbaşkanımızdan rol çalacakmış gibi bir his var bende ama bunda da Türkiye’nin ve Sayın Cumhurbaşkanımızın hakkını vermek gerekir.
UKRAYNA’NIN MASADA KARTI YOK
Uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. Canan Tercan: Ukrayna tabi elini büyük açıyor. 2014 Kırım ilhakının da ötesine gidiyor ve topraklarını geri istiyor. Kırım ilhak edileli 10 seneden fazla oluyor. Ukrayna’nın masada Rusya’ya karşı kartı yok.
Rusya savaşmaya devam ediyor ve masaya Türkiye ve ABD’nin ricaları ile geliyor. Putin tarafı savaşı devam ettirmek istiyor. Rusya hem ekonomik hem askeri kayıplar verdi ama savaşa devam ediyor.
Zelenskiy burada AB ve Trump’ı arkasına alarak toprak bütünlüğünü elde etmek istiyor ama 2014 yılı sınırları çok zor gözüküyor. Ukrayna burada Kırım’ı masadan kaldırılmalı ve ne kadar toprağını geri alabileceğinin derdine düşmelidir. Şu anda Rusya’nın elinde olan 4 bölge talep edilmeli ve ilerleyen süreçlerde Kırım için plan yapılmalıdır.
Devlet lideri olarak tabi ki topraklarının tamamını geri istiyor ve toprak bütünlüğü sağlamak istiyor ancak burada savaşın bitmesi için Kırım çok fazla söz konusu haline gelmemelidir.
TÜRKİYE’NİN ORTAYA KOYDUĞU YENİ KONSEPT
Siyaset Bilimci Doç. Dr. Kemal Olçar: Bu koşullarda masaya oturmak öyle kolay bir şey değil gibi gözüküyor. Dünya ortadan ikiye bölünmüş durumda. Bir kanat Batı kanadı diğer taraf Doğu kanadı olarak düşünebilirsiniz. Arabulucu olmak da çok zor. Ama şu anda İstanbul’da gerçekleşen tarafların masada olduğu ortam Türkiye’nin bana göre yarattığı ortaya koyduğu yeni bir konsept. Yeni bir metodoloji. Türkiye bütün bu süper güçlerin olduğu masada tam ortada duruyor. Bunu başarabilen bir ülke dünya tarihinde çok hatırlamıyorum.
SON NOKTAYI KOYACAK ÜLKE TÜRKİYE
Taraflarının hepsinin kendi kartlarında sert bir takım maddeler var. Türkiye bu kadar sert kartların olduğu ortamda her tarafın her grubun isteklerinin en azından bir kısmını gerçekleştirecek fakat uluslararası barışın kazanacağı son noktayı koyacak bir ülke haline gelmiştir. Bu bizim için çok kıymetli. Tüm taraflar için çok kıymetli. Bu şansı kaçırmamaları gerekiyor tarafların.
TÜRKİYE’NİN BARIŞ DİPLOMASİSİ
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Aylin Ünver Noi: Kurucu lider Atatürk’ten itibaren Türkiye’nin dış politikasının felsefi taşı ‘yurtta sulh, cihanda sulh’ cümlesidir. Sayın Cumhurbaşkanının da bu ilke dışında hareket etmediğini görüyoruz. Sadece Ukrayna-Rusya savaşı üzerinden değil hem etrafımızdaki hem de uzak coğrafyalarda da aynı ilke üzerinden hareket ettiğini görüyoruz. Farklı coğrafyalarda zaten Türkiye arabuluculuk rolünü kolaylaştıracak bir süreçte ciddi boyutta etkisini gösteren bir ülke olmuş vaziyette. Bugün de bu toplantının olması yine Türkiye’nin diplomatik çabalarının sonucu olduğunu görüyoruz.
TÜRKİYE ZORLU SÜRECİN BAŞARILI AKTÖRÜ
Askeri stratejist Dr. Eray Güçlüer: İstanbul’da gerçekten önemli ve tarihi bir gün yaşıyoruz. 2022 yılında İngiltere’nin Ukrayna heyetini masadan kaldırmasıyla son anda bozulan bir anlaşma vardı. İşte o süreç nihayete kavuşacak gibi görünüyor.
Sadece Rusya-Ukrayna değil Orda Doğu’da barış yönünde ilerlemelerin olması çok önemlidir. Donald Trump yarı Türkiye’ye gelirse sadece Ukrayna için gelmeyecek. Suriye, İsrail ve Irak aynı zamanda PKK’nın silah bırakması gibi önemli gelişmeler var. Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çok zor ve karmaşık bir süreci çok başarılı bir şekilde yönetiyor.
BARIŞ UMUDU İSTANBUL’DA YEŞERECEK
Rusya’nın 100 binden Ukrayna’nın 150 binden fazla askeri kaybı var. Burada sivil kayıpları söylemiyorum bile. Bunun yanında Ukrayna’dan göç eden milyonlar var. Ukrayna’da durum oldukça karışık. Rusya’da bu durumdan oldukça fazla etkilendi. Ekonomisi her yıl yüzde 3,5 daraldı. Tablo bu kadar kötü ve biz İstanbul’da bir barışın çıkacağına inanıyoruz. Savaşan tarafları bir araya getirecek tek ülke Türkiye.
Türkiye’nin jeopolitik ağırlığı var ve Trump bu yüzden gelecek. Dikkat edilirse artık masada Avrupa’ya yer yok. Temel aktör olan Rusya ve ABD var bunu en güçlü şekilde idare eden Türkiye var. 2 farklı planla Kiev’i ele geçirmeye çalışan Rusya başarısız olunca kuzeye indi Mariupol hattını ele geçirdi şimdi bu hat üzerinde anlaşmalar ilerleyecek.
TRUMP SÜREÇTEN FAYDALANMAK İSTİYOR
Uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. Yıldırım Deniz: ABD Başkanı Trump’ın vaatlerinden bir tanesi Ukrayna-Rusya savaşını bitirmekti. Bunu yerine getirmek için uğraşıyor. Herkes Nobel Barış Ödülü’nü istediğini söylüyor. Daha önce savaşı bitirip bu ödülü olan ABD başkanları oldu. Hindistan ve Pakistan savaşında da rol oynadı.
Türkiye tüm bu süreçlerin hepsinde çok önemli roller oynadı. Ülkemizin önemi uluslararası arenada her geçen gün artıyor. Evet Trump barış için rol alıyor ama Cumhurbaşkanı Erdoğan da ciddi adımlar attı.
2022 ANLAŞMASI KILAVUZ OLACAK
Uluslararası ilişkiler uzmanı Mete Sohtaoğlu: Daha önce Ukrayna’nın imzaladığı sonra rafa kaldırdığı bir anlaşama vardı. Hem Rusya’nın hem Ukrayna’nın mutabık olduğu maddeler vardı. Bugün Rusya’nın 2022 yılında Dolmabahçe’de paraflanan belge üzerinden ilerleyeceğini düşünüyorum.
ESİR TAKASI VE ATEŞKES HEDEFİ
Ukrayna cephesinde bakıldığında ise çok sayıda esir düşmüş asker ve pilot var. Ciddi kapsamlı bir esir takası isteyeceğini düşünüyorum. Aynı zamanda kalıcı ateşkesi Rus heyetine kabul ettiremeye çalışacaklardır. 2 taraf acı verici bir taviz vermek durumunda değil ortaya niyetlerini koyacaklar. Ben geçici bir ateşkes ve esir takası olacağını düşünüyorum.
KRİZLERİN ÇÖZÜM MERKEZİ TÜRKİYE
Burada önemli olan İstanbul görüşmelerinin Ankara’nın öncülüğünde gerçekleşmesidir. Buna talip olan başka ülkeler de vardı. Türkiye sadece bu olayda değil Mısır, Sudan ve Etiyopya gerginliklerinde birçok krizde devreye giriyor ve barış, diplomasi masası kuruyor. Afrika’da Ankara’nın çabaları savaştan döndürdü.
ABD VE TÜRKİYE TEMASLARI
ABD Başkanı Trump’ın Orta Doğu turunu bitirdikten sonra Türkiye’ye gelme ihtimali olduğunu düşünüyorum. Çünkü son 48 saate bakıldığı zaman Riyad’da 4’lü Suriye zirvesi, ABD’nin silah satışına onat vermesi, Trump ve Erdoğan görüşmelerini arka arkaya koyduğunuz zaman Ankara’ya gelmesini gerektirecek olumlu bir hava var.
PARA VE CAN KAYBI! YENİDEN İSTANBUL
Uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. Murat Genç: 2022’deki masaya geri döndük. Bir süre geçti kan aktı hamleler yapıldı milyar dolarlar kaybedildi ama İstanbul’daki masaya geri dönüldü. 2022’de barış anlaşması imzalanırken İngiltere’nin başını çektiği grup masayı yıktı. Trump’ın seçilmesiyle ABD ile AB arasındaki ciddi fikir ayrılığını görmüş olduk.
Türkiye kardeş kavgasını uzlaştırmak adına masaya arabuluculuk ediyor. Bugün hemen bu masadan bir anlaşma çıkmasını bekleyemeyiz. Çünkü ciddi fikir ayrılıkları var. Rusya ele geçirdiği toprakların tamamında kontrol istiyor.
