104 yaşında bir destan: İstiklal Marşı! Başkan Erdoğan'dan mesaj: Türk milletinin bağımsızlık iradesi
Mehmet Akif Ersoy'un "Kahraman Ordumuza" ithafıyla yazdığı, Türk milletinin bağımsızlığının sembolü olan İstiklal Marşı, 104 yıl önce kabul edildi. Başkan Erdoğan, İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u anma günü mesajı yayımladı. Erdoğan, "12 Mart 1921 tarihi, sadece bir marşın kabulü değil; aynı zamanda bir ulusun yeniden doğuşunun ve hürriyet mücadelesinin sembolüdür. Merhum Mehmet Akif Ersoy, Türk milletinin duygularını ve özlemlerini kaleme dökerek, bizlere eşsiz bir miras bırakmıştır." ifadelerini kullandı. MHP lideri Bahçeli ise "Tüm emellere karşı diz çökmedik. Emperyalistlerin komplolarını ezildi" dedi.
Anadolu'nun kıyamete kadar İslam toprağı olarak kalacağının tüm dünyaya deklarasyonu olan İstiklal Marşı'mızın kabulünün üzerinden 104 yıl geçti.
Fotoğraf: AA
BAŞKAN ERDOĞAN'DAN "İSTİKLAL MARŞI" MESAJI
Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın mesajları şu şekilde:
Türk milletinin bağımsızlık iradesinin, azminin ve kararlılığının destanı olan İstiklal Marşı'nın kabul edilişinin 104'üncü yıl dönümünü kutluyorum.
12 Mart 1921 tarihi, sadece bir marşın kabulü değil; aynı zamanda bir ulusun yeniden doğuşunun ve hürriyet mücadelesinin sembolüdür.
Fotoğraf: AA
"ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNE DESTANLAR YAZMIŞTIR"
Merhum Mehmet Akif Ersoy, Türk milletinin duygularını ve özlemlerini kaleme dökerek, bizlere eşsiz bir miras bırakmıştır. Sadece bir şair değil, aynı zamanda bağımsızlık aşkıyla yanıp tutuşan yurtsever olan merhum Akif, tarihin en karanlık günlerinde, kalemiyle milletimizin özgürlük mücadelesine destanlar yazmış; milletin cesaretini artırmış, moral kaynağı olmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu metinlerinden ve medeniyet birikimimizin en güzel yazılı ifadelerinden olan İstiklal Marşı, Türk milletinin vatan sevgisi, bağımsızlık tutkusu ve milli bilinç gibi değerlerini en veciz şekilde özetlemektedir.
Bu düşüncelerle dün olduğu gibi bugün de Asım'ın nesli olarak İstiklal Marşı ile ortaya konulan değerlere her zaman sahip çıkacak, İstiklal Marşı'nın ruhunu ve Merhum Akif'in ideallerini yaşatmaya devam edeceğiz.
Fotoğraf: AA
Öte yandan MHP lideri Bahçeli'de sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
"TÜRK MİLLETİNİN KUVVETİNİN SİMGESİ"
"İstiklal Marşımız bağımsızlığımızın manifestosu, milli varlığımızın manzum seslenişidir. Merhum vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un eşsiz duyuş ve hissedişiyle kaleme alınan istiklalimizin dizeleri aziz milletimizin şuur ve inancını simgeleştirmiştir. Büyük Millet Meclisi'nde ilk kez 1 Mart 1921 tarihinde Maarif Vekili Hamdullah Suphi Bey tarafından okunan ve 12 Mart 1921 Cumartesi günü de tezahüratlarla kabul edilen istiklalimizin mısraları, istiklalimizi müjdelemiş, Türk milletinin kudret ve kuvvetinin adeta simgesi olmuştur."
"TÜM EMELLERE KARŞI DİZ ÇÖKMEDİK"
"İstiklal Marşımız, yazıldığı ölüm kalım devrinin olduğu kadar, Türk milletine ait ebedi unsurların da bir destanı, sönmeyecek ve eskimeyecek bir şiirsel ifadesi olarak milli vicdanlarda yer etmiştir. Merhum Akif, milletimizin ruhuna, benliğine ve gönlüne hitap ederek, üzeri küllenmiş iddiaları, geriye düşmüş hedefleri, bastırılmış milli arzuları alevlendirmiş ve kendisine has üslup marifetiyle harekete geçirmiştir. Türk milletinin iman dolu varlığının; müstevlilerin silahlarından daha üstün, daha güçlü ve daha muktedir olduğu merhum şairimiz tarafından dile getirilmiştir. Bu imanın zaferi, bu milli şahlanışın eşsiz duruşu en başta Çanakkale'de çeliğe ve tekniğe boyun eğmemiş, ardından da Milli Mücadele'de her türlü mütecaviz emellere rağmen diz çökmemiştir. İstiklal Marşımız milli istiklal ve istikbale duyulan derin sevgi ve bağlılığın sonucunda hayat bulmuş, esas anlamına kavuşmuştur. Merhum şairimizin her deyişi, her beyanı ve her mücadelesi Türk milletini yükseltme, Türk milletini hak ettiği yerlerde görme ülküsü üzerine bina edilmiştir."

"EMPERYALİSTLERİN KOMPLOLARI EZİLDİ"
"Sömürgeci emellerin Türk milletinin iman dolu göğsüne çarparak sönmesi, Türklüğün duvarını aşamadan durdurulması en güzel ve veciz şekilde onun mısralarında özetlenmiştir. Emperyalistlerin namert komplosu, insanlığı boşa çıkaran bozguncu ve işgalci adımları ancak ve ancak, Akif gibi vatan ve milletine derinden bağlanan ahlak kahramanlarının fırın gibi sıcak yürekleriyle ezilmiş ve reddedilmiştir. Bugün de çevremizde dolaşan tek dişi kalmış canavarlar, o günden bugüne vicdan ve insanlık değerlerini barut ve silah yığınağının içinde kaybetmişler, çok şükür ne yaptılarsa amaçlarına ulaşamamışlar, neyi öngördülerse başaramamışlar, hiçbir zaman da sonuç alamamışlardır. Akif, zulme direnen, zalime teslim olmayan, kanlı ellere sırnaşmayı, dalkavukluğu aklından dahi geçirmeyen yüksek bir ahlak timsali olarak gönüllere taht kurmuştur. Akif'in yazdığı İstiklal Marşı, Türk milletinin müşterek iradesi ve beyanı olarak görmesini bildikten sonra herkese önemli sorumluluklar yüklemektedir. İstiklal Marşımızın kabul edilişinin 104'üncü yıldönümünde merhum vatan şairimizi şükran, minnet, hürmet ve rahmetle anıyorum. Dileğim ve niyazım odur ki, Cenab-ı Allah muazzez ve muhterem Türk milletine bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın, bir daha karanlık günler yaşatmasın, bir daha da bağımsızlığımızı risk ve tehlikelere maruz bırakmasın."
12 MART'IN ANLAM VE ÖNEMİ
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından 12 Mart 1921'de onaylanan İstiklal Marşı, 1930'a kadar Ali Rifat Çağatay'ın bestesiyle icra edilirken, 1930'dan itibaren de Osman Zeki Üngör'ün bestesiyle okunmaya başlandı.
Ankara'daki Büyük Millet Meclisi, kuruluşundan bir yıl sonra duyulan ihtiyaç neticesinde "Milli Marş" yazımı için 500 lira ödüllü bir yarışma düzenledi.
Bu ödülün miktarını ve yarışmanın düzenlenmesini yürüten dönemin Maarif Vekaleti (Milli Eğitim Bakanı) Rıza Nur, yarışmaya güfte dışında 500 lira da beste ödülü koydu.
Yarışmaya olabildiğince çok sayıda katılım olması için Meclis tarafından aktif olarak çalışan gazetelere ve ülkede ulaşılabilen her yere bilgi ulaştırılırken, 6 ayda 724 şiir gönderildi.
İstiklal Marşı yazılması için TBMM tarafından gönderilen ilanın orijinal metni şu şekildeydi:
"Şairlerimizin dikkatine; Milletimizin dahili ve harici İstiklal uğruna girişmiş olduğu mücadeleyi ifade ve terennüm için bir İstiklal Marşı, Umur-u Maarif Vekili Celilesi'nce müsabakaya vazedilmiştir. İşbu müsabaka, 23 Kanun-u evvel sene 36 tarihine kadar olup bir heyeti edebiye tarafından, gönderilen eserler arasından intihap edilecektir ve kabul edilen eserin güftesi için beş yüz lira mükafat verilecektir ve yine laakal beş yüz lira tahsis edilecek olan beste için bilahare ayrıca bir müsabaka açılacaktır. Bütün müracaatlar Ankara'da Büyük Millet Meclisi Maarif Vekaleti'ne yapılacaktır."
Fotoğraf: AA
724 ŞİİR ARASINDAN SEÇİLDİ
Bu 724 şiirin değerlendirilmesi için Meclis bünyesinde görev yapan hükümetin Maarif Vekaletince (Milli Eğitim Bakanlığı) oluşturulan komisyonda görevlendirilen uzman kişiler, 724 şiiri tek tek okuyarak değerlendirme yaptı ve arasından 6'sını seçti.
Para ödülü konulduğu için yarışmaya katılmak istemeyen Burdur milletvekili Mehmet Akif Ersoy, daha sonra Hamdullah Suphi'nin ısrarı üzerine Taceddin Dergahı'nda kaleme aldığı ve Türk Ordusu'na hitap ettiği şiiriyle yarışmaya katıldı.
"Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın" diyen Ersoy'u ikna etmek için Hamdullah Suphi, "İstiklal Şairi"ne şu mektubu yazmıştı:
"Pek aziz ve muhterem efendim İstiklal Marşı için açılan müsabakaya, iştirak buyurmamalarındaki sebebin izalesi için pek çok tedbirler vardır. Zat-ı üstadanelerinin matlup şiiri vücuda getirmeleri, maksadın husulü için son çare olarak kalmıştır. Asil endişenizin icap ettirdiği ne varsa hepsini yaparız. Memleketi bu müessir telkin ve tehyiç vasıtasından mahrum bırakmamanızı rica ve bu vesile ile en derin hürmet ve muhabbetimi arz ve tekrar eylerim efendim."
Yapılan elemeler sonucu TBMM'nin 12 Mart 1921 tarihli oturumunda, Mehmet Akif'in yazdığı şiir coşkulu alkışlarla kabul edildi. Meclis'te İstiklal Marşı'nı okuyan ilk kişi de Hamdullah Suphi Tanrıöver oldu.
Mehmet Akif Ersoy, marşın kabulü sonrası bütçeden ayrılan 500 lira ödemeyi kadın ve çocuklara mesleki eğitim veren Darül Mesai Vakfına bağışladı.
Fotoğraf: AA
YARIŞMAYA 24 BESTECİ KATILDI
İstiklal Marşı'nın güftesini, şiirlerini topladığı Safahat'a dahil etmeyen Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı'nın Türk milletinin eseri olduğunu beyan etti.
Şiirin bestelenmesi için açılan ikinci yarışmaya 24 besteci katıldı ve 1924 yılında Ankara'da toplanan seçici kurul, Ali Rıfat Çağatay'ın bestesini kabul etti.
1930'a kadar çalınan beste o yıl değiştirildi ve dönemin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi Osman Zeki Üngör'ün 1922'de hazırladığı bugünkü beste yürürlüğe konuldu ve toplam dokuz dörtlük ile bir beşlikten oluşan marşın armonilemesini Edgar Manas, bando düzenlemesini de İhsan Servet Künçer yaptı.
Üngör'ün yakın dostu Cemal Reşit Rey ile yapılmış bir röportajda belirtildiğine göre, beste aslında başka bir güfte üzerine yapılmıştı ve İstiklal Marşı olması düşünülerek bestelenmemişti.
Söz ve melodide yer yer görülen uyum eksikliğinin (örneğin "Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak" mısrası ezgili okunduğunda "şafaklarda" sözcüğü iki müzikal cümle arasında bölünmüştür) esas sebebi de budur.
Protokol gereği, sadece ilk iki dörtlük beste eşliğinde İstiklal Marşı olarak söyleniyor.
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN