A HABER GALERİ
Kanal İstanbul'un maliyeti ne kadar? Çevreye zararı var mı? Kanal İstanbul için vergi alınacak mı? İşte 50 soruda Kanal İstanbul
Türkiye'nin tarihi projelerinden Kanal İstanbul, her projeye karşı çıkan muhalefetin iftiralarıyla karşı karşıya. İletişim Başkanlığı, yaratılan bilgi kirliliğine karşı Kanal İstanbul hakkında en çok sorulan 50 soruya cevap verdi. Kanal İstanbul projesinin kaç yıl süreceği ve maliyetine açıklık getirilirken, tam güzergah ve çevreye etkileri de anlatıldı. 50 soruda Kanal İstanbul projesi ile gemi trafiği ve İstanbul Boğazı'nın geleceği son noktalara da değinildi. İşte tüm merak edilenler...
28- KANAL İSTANBUL'DAN 2 MİLYAR M3 HAFRİYAT MI ÇIKACAK? ÇIKAN HAFRİYAT İSTANBUL'UN 50 YILLIK HAFRİYAT ALANINI MI DOLDURACAK?
Kanal İstanbul inşaatı nedeniyle çıkacak hafriyat miktarı 1,17 milyar m3 tür. Bu hafriyatın depolanacağı yerler İstanbul'un mevcut hafriyat döküm sahalarından bağımsız olarak belirlenmiştir. Kent içinde yapılacak diğer hafriyat alanları ile herhangi bir ilişkisi bulunmayacaktır.
29- KANAL İSTANBUL PROJESİ KAZI ALANINDAN ÇIKAN HAFRİYAT NEREYE DÖKÜLECEKTİR?
Kazıdan çıkan malzemelerin büyük bölümü öncelikle kıyı tahkimatı yapılarak Karadeniz'de kıyı dolgusu olarak kullanılacak ve rekreasyon alanı elde edilecektir. Ayrıca, Kanalın Karadeniz çıkışında, batı tarafta yapılacak kıyı dolgusu ile Terkos Gölü'nün Karadeniz ile etkileşimi asgari düzeye çekilecek ve sızdırmazlığına ilelebet katkı sağlayacaktır. Doğu kısmında yapılacak dolgu ise, İstanbul'un önemli bir ihtiyacı olan Lojistik Merkez'in tüm ulaşım ağlarının en uygun noktasında teşkilini sağlayacak ve ekonomiye de katkı sağlayacaktır.
30- KANAL İSTANBUL HAFRİYATININ İSTANBUL TRAFİĞİNE ETKİSİ OLACAK MI?
Kanal İstanbul hafriyatının İstanbul trafiğine etkisi olmayacaktır. Kanal İstanbul Projesi kapsamında, en yüksek hacimli kazı miktarı 45 km boyundaki güzergâhın Karadeniz çıkışına/girişine 17 km mesafe olan kısımdır. Kazıdan çıkan malzemeler Kanal boyunca kendi çalışma koridoru içinde teşkil edilecek yollar kullanılarak Karadeniz'de belirlenen dolgu alanlarına nakledilecektir. Şehir içi yollar ve çevre yollarının kullanılması söz konusu değildir.
31- KANAL İSTANBUL İNŞAATININ BAŞLAMASIYLA MEVCUT TEM VE D100 (E-5) YOLLARI TRAFİĞE KAPATILACAK MI?
Kanal İstanbul inşaatı sırasında TEM ve E-5 trafiğe kapanmayacaktır. Kanal inşaatına başlanmadan önce mevcut kara ve demiryolu bağlantılarının köprü ve tünelleri yapılarak ulaşımın aksamaması için gereken her türlü tedbir alınacaktır. Söz konusu ulaşım koridorlarının projeleri, ilgili kurumlar ile koordineli olarak hazırlanmış ve gerekli mutabakatlar alınmıştır.
32- KANAL İSTANBUL DEPREM RİSKİNİ ARTIRIR MI?
Deprem, yer kabuğunu oluşturan yüzlerce km kalınlığındaki levhaların tektonik hareketlenmeleri sonucu ortaya çıkmaktadır. 20,75 metre derinliğinde sığ bir inşaatın, yüzlerce km kalınlığındaki bu kütleleri tetiklemesi mümkün değildir. İnsan eliyle yapılan hiçbir proje (metrolar, köprüler, derin bodrumları olan alışveriş merkezleri vb.) bundan farklı değildir. Ayrıca, Kanal İstanbul güzergâhı üzerinde herhangi bir aktif fay hattı bulunmamaktadır. Kanal İstanbul'a 11 kilometre mesafeden Kuzey Anadolu Fay Hattı ve 30 kilometre mesafeden Çınarcık fay hattı geçmektedir. Kanal İstanbul'un gerek kazı/dolgu hacmi gerekse Kanaldaki su hacmi açısından herhangi sismik harekete neden olması söz konusu değildir.
33- KANAL İSTANBUL İLE 8 MİLYON İSTANBULLU BİR ADAYA MI HAPSEDİLECEK? DEPREM DURUMUNDA BU NÜFUSUN GÜVENLİĞİ NASIL SAĞLANACAK?
Depremdeki ilk eylem, insanların bulunduğu binalardan tahliyesi ve en yakın toplanma alanına intikalidir. Bu ise, her semt/mahalle özelinde planlanır. 8 milyon insanın depremde Küçükçekmece-Durusu hattının Batısına kaçması gibi bir eylem planı mevcut değildir. Bu akla ve bilime aykırıdır.
Bilakis, deprem sonrası insanların özel araç kullanmamaları, acil müdahale için ana arterlerin sadece kurtarma ekiplerince kullanımı ve sivil araç trafiğinin minimize edilmesi can ve mal emniyeti için olmazsa olmaz bir gerekliliktir. "Ada" nitelemesi ile oluşturulmak istenen mahrumiyet algısı art niyetli bir yaklaşımın ürünüdür.
Bu yaklaşım tarzı adalar ve depremler ülkesi Japonya'nın deprem anında ada dışına nasıl kaçacağının bir problem olarak ortaya sürülmesi kadar manasızdır.
34- KANAL İSTANBUL PROJESİ ALANINDA DEPREME BAĞLI ZEMİN SIVILAŞMASI RİSKİNE KARŞI ÖNLEMLER ALINMIŞ MIDIR?
Proje güzergâhı boyunca sıvılaşma analizleri gerçekleştirilmiştir. Sıvılaşma ihtimaline karşı günün teknolojik imkânlarının sağladığı tüm önlemler alınmış ve risksiz durum sağlanmıştır.
35- KANAL İSTANBUL PROJESİ KAPSAMINDA MARMARA DENİZİ VE KARADENİZ'DE OLUŞMASI MUHTEMEL TSUNAMİ İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR NELERDİR?
Marmara Denizi ve Karadeniz'de oluşabilecek tsunami riskinin değerlendirilmesi amacıyla tsunami modelleme çalışmaları yapılmıştır. Yapılan çalışmalar neticesinde, bölgedeki heyelanların ve sismik hareketlerin aynı anda harekete geçmesiyle oluşacak tsunaminin yaratacağı maksimum dalga yüksekliğinin,
Marmara Denizi girişinde 117 cm,
Karadeniz girişinde 68 cm mertebesini aşmayacağı tespit edilmiştir.
Bu da sınırlı bir değer anlamına gelmektedir.
36- KANAL İSTANBUL PROJESİ GÜZERGÂHINDA POTANSİYEL HEYELAN ALANI VAR MIDIR?
1/25.000 ölçekli MTA Heyelan Envanteri Haritaları üzerinde yapılan değerlendirme sonucu, Kanal İstanbul güzergâhı ve çevresinde kanal imalatı ve sonrasında potansiyel tehlike yaratabilecek herhangi bir aktif veya yeni heyelan alanı tespit edilmemiştir.
37- KANAL İSTANBUL PROJESİNİN İÇME SUYU KAYNAKLARINI YOK EDECEĞİ VE İSTANBUL'U SUSUZLUĞA MAHKÛM EDECEĞİ İDDİASI DOĞRU MUDUR?
Kanal İstanbul Projesinin İstanbul'u susuzluğa mahkûm edeceği iddiası doğru değildir. İstanbul'un yıllık su tüketimi yaklaşık 1 milyar 60 milyon m3 tür.
Terkos Gölü'nün mevcut verimi yılda 133,9 milyon metreküptür. Kanal İstanbul'la birlikte gölün verimi yılda 2,7 milyon metreküp düşecektir. Bunun İstanbul geneline etkisi yok denecek kadar azdır ve sadecebinde 2,5'tir. Sazlıdere Barajı'nın mevcut verimi ise, yılda 49 milyon metreküptür. Sazlıdere Barajı'nın yüzde 61'i Kanal içinde kalacak, ancak kalan yüzde 39'luk kısmı korunacaktır. Kanal İstanbul'la birlikte barajın verimi yılda 19 milyon metreküp olacaktır. Verim açısından aradaki fark yılda 30 milyon metreküpü bulacaktır. Buradaki su kaybının İstanbul geneline etkisi yüzde 2,8 seviyesindedir.
Bu rakamlar bağlamında, Kanal İstanbul'un toplam su rezervine etkisi % 3 seviyesindedir.
Bununla birlikte, İstanbul'u geleceğe taşıyacak esas kaynak olan Melen Barajı projesi tamamlandığında İstanbul'a yılda 1,1 milyar metreküp su gelecektir. Bu değer, Kanal İstanbul sebebiyle oluşacak farkın tam 34 katıdır. Melen Projesi İstanbul'un su kaynağını 2 katına çıkaracaktır.
Ayrıca, İstanbul'un su rezervini arttırmaya yönelik olarak DSİ tarafından Hamzalı, Pirinççi, Karamandere Barajlarının planlaması yapılmakta ve tamamlandığında Kanal İstanbul'un etkilediği oranın çok üstünde bir su kaynağı elde edilmiş olacaktır.
Devletimiz dün olduğu gibi İstanbul'un bugününü ve yarınını planlayarak hareket etmekte ve su ihtiyacını güvence altına almaktadır.
38- KANAL İSTANBUL'UN YAPILMASIYLA TERKOS (DURUSU) GÖLÜ'NE TUZLU SU SIZINTISI OLACAK MI?
Terkos gölünün su seviyesi Kanaldan daha yukarıdadır. Kanaldan yukarıya tuzlu su geçişi mümkün değildir. Yapılan Yeraltı Suyu Modeli ve Hidrojeolojik çalışmalar sonucunda, Kanal İstanbul nedeniyle Terkos Gölü'nde veya başka bir alanda tuzlanma olmayacağı anlaşılmıştır.
Kot farkı nedeniyle Terkos'a dair bir sızıntı veya yeraltı suyu şişmesi beklenmemektedir. Bununla birlikte, yer altı su rezervlerinin ve Terkos Gölü'nün deniz suyundan etkilenmemesi için Kanal İstanbul'un yüzeyi geçirimsiz özel bir malzemeyle kaplanacak ve yan yüzeylere özel perdeler, bariyerler ve elastik duvarlar yapılacaktır.
39- SAZLIDERE BARAJININ AKIBETİ NE OLACAK?
Sazlıdere Barajı Kanal İstanbul güzergâhına dâhil olacaktır. Burada oluşan kaybın bir kısmı Yeni Şamlar Bendinin yapımı ile kazanılacaktır. Toplam azalış İstanbul ölçeğinde % 2,8 seviyesindedir. Bununla birlikte, yapımı devam eden Melen Projesi tüm İstanbul rezervinden daha fazlasını İstanbul'a kazandıracaktır.
40- KANAL İSTANBUL PROJESİNİN İSTANBUL'UN TARİHİ 40 ALANLARINA OLUMSUZ ETKİSİ OLACAK MI?
Kanal İstanbul Projesi alanında arkeolojik ve taşınmaz kültürel mirasa ait mevcut durumu saptamak ve proje inşaat faaliyetlerinin proje etki sahasında bulunan arkeolojik ve taşınmaz kültür varlığına olası etkilerini belirlemek amacıyla "Arkeoloji Raporu" hazırlanmıştır. Tarihi, doğal, kültürel kimliği yansıtan ve tarihsel geçmişten gelerek günümüze ulaşan sit alanları, koruma–kullanma dengesi ilkesi benimsenerek, arkeolojik park alanı olarak korunacaktır. Bunlar;
Küçükçekmece İç Dış Kumsal Arkeolojik ve Doğal Sit Alanı (Avcılar Küçükçekmece) Küçükçekmece Gölü ve Çevresi 1. ve 3. Derece Arkeolojik Sit Alanları (AvcılarBaşakşehir) Resneli Çiftliği Arkeolojik ve Tarihi Sit Alanı (Başakşehir) Filiboz Viranlığı 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı (Arnavutköy) Spradon 1. ve 3. Derece Arkeolojik Sit Alanları (Avcılar) Region 1. ve 2. Derece Arkeolojik Sit Alanları (Küçükçekmece) Yarımburgaz Mağarası 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı (Başakşehir)
Kanal İstanbul güzergâhı çevresindeki en yakın tarihi alanlar, Bathenoa Antik Kenti ve Yarımburgaz Mağaralarıdır. Kanal İstanbul Projesi bu iki alanla herhangi bir olumsuz etkileşim içerisinde değildir.
Bathenoa Antik Kenti, Kanal İstanbul çalışma alanının dışındadır.
Yarımburgaz Mağaraları, Kanal İstanbul inşaat çalışma alanının dışındadır.
Ayrıca, olası arkeolojik buluntu halinde 2863 sayılı Kültür Varlıklarının Koruma Kanunu kapsamında çalışılacak ve ülkemizin kültür envanterine kazandırılacaktır. Örneğin, Marmaray Projesi kapsamında ülkemiz kültür envanterine binlerce kültür varlığı kazandırılmıştır.
41- KANAL İSTANBUL KAPSAMINDA CANLI HAYATININ KORUNMASINA İLİŞKİN YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMALAR NELERDİR?
Proje kapsamında 4 mevsim boyunca flora ve fauna ile ilgili 18 uzman ile çalışılmıştır.
Bunlar, 2 Flora Uzmanı (Bitki türü uzmanı) 1 Omurgasız Uzmanı 1 Herpetolog (Sürüngenleri inceleyen uzman) 1 Ornitolog (Kuş türlerini inceleyen uzman) 2 Mamalog (Memeli hayvanları inceleyen uzman) 2 İç Su Balıkları Uzmanı 9 Deniz Biyoloğu Çalışmalar kapsamında proje güzergahındaki kritik bölgeler ve bu bölgelerdeki flora ve fauna türleri ve habitatları değerlendirilmiştir. Endemik ve nadir türlerin korunması ile ilgili gerekli önlemler ÇED Raporu'nda sunulmuştur.
42 KANAL İSTANBUL KAPSAMINDA İSTANBUL'UN DOĞASININ KORUNMASI İÇİN NELER YAPILDI?
Kanal İstanbul Projesi çalışmaları kapsamında Proje güzergâhında yer alan hassas alanlar detaylı bir şekilde incelenmiştir. Bu çalışmalar, ÇED Raporu içerisinde değerlendirilmiş ve koruma önerileri getirilmiştir.
Orman arazilerinin korunması için 6831 sayılı Orman Kanununun ilgili maddeleri doğrultusunda hareket edilmiş ve edilecektir. Küçükçekmece Gölü'nün sahillerinde kanal kesiti sebebiyle herhangi bir inşaat söz konusu değildir ve bu alan Doğal Sit Alanı statüsüyle korunmaya devam edecektir. Bölgenin 1/100.000 ölçekli Nazım İmar Planı bu doğrultuda hazırlanarak askıya çıkarılmıştır. Kanal çalışmaları Terkos Gölü su kalitesine etki etmeyecek şekilde planlanmıştır. Kanalın her iki yakasındaki habitatların, doğal hayatın sürekliliği sağlanacak ve arazi hazırlık, inşaat ve işletme süresince sürekli izleme yapılacaktır. İzleme faaliyetleri ÇED Raporu'nda belirtilen "Biyolojik Çeşitlilik Eylem Planı" ile tür bazlı aksiyon ve faaliyetler şeklinde uygulanacaktır.
Kanal İstanbul Projesi kapsamında yapılan teknik çalışmalarda gerek mevcut ölçümler gerekse sahada yapılan ölçümler kullanılarak çevresel etki modelleri yapılmıştır. Günümüze kadar İstanbul Boğazı'ndan geçen gemilerin yol açtığı deniz kirliliği ve Boğaz'da meydana gelen kazalara bakıldığında, İstanbul'un doğası, tarihi ve en önemlisi insanların can ve mal güvenliğinin teminat altına alınması Kanal İstanbul Projesi'nin başlıca amaçlarıdır.
43- KANAL İSTANBUL PROJESİ İLE ORMAN ALANI VE YEŞİL ALANLAR AZALACAK MI?
Bölgeye yeni 4,67 milyon m2 orman alanı ve 86,5 milyon m2 bölgesel yeşil alan ve spor alanı olmak üzere toplam 91,24 milyon m2 alan kazandırılacaktır.
44- KANAL İSTANBUL İLE YERALTI SULARINI KAYBETME RİSKİ OLACAK MI?
Yeraltı suyu modellemesi kapsamında, Kanal İstanbul boyunca 8 adet pompaj ve 17 adet gözlem kuyusu açılarak, yeraltı suyu akım modeline girdi olacak veriler sahadan elde edilmiştir. Üç boyutlu modellerle yeraltı suyu modellenerek, yeraltı su kaynaklarının korunması için geçirimli zemin kesimlerinde sızdırmazlığı sağlayacak mühendislik çözümleri planlanmıştır. Yeraltı suyunda herhangi bir kaçak söz konusu olmayacaktır
45- KANAL İSTANBUL'UN BALIKLARIN YAŞAM ALANLARINA ETKİSİ NE OLACAK?
Mevsimsel değişimler göz önünde bulundurularak, Kanal İstanbul'un öncesi ve sonrası için simülasyonlar ve hesaplamalar yapılmıştır. Bu analizler sonucunda yılın hiçbir döneminde suda canlı yaşamı için gerekli çözünmüş oksijen miktarının kanal sebebiyle değişmediği ve azalmadığı tespit edilmiştir. Başka bir deyişle, Marmara ve Karadeniz'de doğal yaşam koşulları sürekliliğini muhafaza edecektir.
46- KANAL İSTANBUL'UN TARIM ALANLARINA ETKİSİ VAR MIDIR?
Kanal İstanbul güzergâhında yer alan tarım alanları ile ilgili olarak ÇED Raporunda özel çözümlere yer verilmiştir. Kanaldan çıkacak verimli tarım toprağı ile daha büyük ve geniş bir alanda rekreasyon alanı oluşturulması öngörülmektedir. Ayrıca, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından askıya çıkarılan 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında 4,7 milyon m2 orman alanı ve 86,5 milyon m2 bölgesel yeşil alan ve spor alanı olmak üzere toplam 91,2 milyon m2 özel alan ihdas edildiği görülmektedir.
48- KANAL İSTANBUL PROJESİ SEL VE SU BASKINLARINI TETİKLER Mİ?
Sel oluşumunu birçok faktör etkilemektedir. İklim, bitki örtüsü, insan tesirleri, jeolojik yapı ve toprak özellikleri, havzalarda doğal dengenin bozulması, şiddetli ve ani sağanak yağışlar bu faktörler arasında sayılabilir. Bu faktörler göz önüne alındığında; KANAL İSTANBUL PROJESININ DE IÇERISINDE YER ALDIĞI TÜRKIYE SEL SU BASKINLARI HARITASINDA DA GÖSTERILDIĞI GIBI, SEL VE SU BASKINI TEHLİKESİ YOKTUR.
49- KANAL İSTANBUL İLE BOĞAZ'DAKİ İKİ YÖNLÜ AKINTI SİSTEMI ORTADAN KALKACAK, BÖYLECE MARMARA DENİZİ KİRLENECEK MİDİR?
Kanal İstanbul Projesi ile Marmara Denizi'nde kirlilik artmayacaktır. Yapılan çalışmalar ve modellemeler kapsamında mevsimsel ölçümler gerçekleştirilmiştir. Kanal İstanbul'un öncesi ve sonrası için simülasyonlar ve hesaplamalar yapılmıştır. Gerek sahada yapılan ölçümler gerekse mevcut veriler kullanılarak yapılan hidrodinamik modeli ile debi geçişleri ve akıntı hızları belirlenmiş ve buradan çıkan sonuçlar su kalitesi modeline yansıtılmıştır. Su kalitesi modelinde çözünmüş oksijen ile diğer madde geçişleri gözlemlenmiş ve herhangi bir olumsuzluk tespit edilmemiştir. Marmara ve Karadeniz'de doğal yaşam koşulları sürekliliğini muhafaza edecektir.
ANALIZLER SONUCUNDA, YILIN HIÇBIR DÖNEMINDE KANAL SEBEBIYLE ÇÖZÜNMÜŞ OKSIJENIN CANLI YAŞAM IÇIN GEREKLI SINIRIN ALTINA DÜŞMEDIĞI GÖRÜLMÜŞTÜR.
50- KANAL İSTANBUL'UN AÇILMASIYLA MARMARA DENİZİ KOKMAYA BAŞLAR MI?
Kanal İstanbul'un açılmasıyla Marmara Denizi kokmaya başlamayacaktır. Kanal'ın Boğazlar ve Marmara Denizi'ne etkisine dair bilimsel çalışmalar (hidrodinamik, su kalitesi ve sediment model çalışmaları) yapılmış olup, Marmara Denizi'ne olumsuz bir etkinin olmayacağı tespit edilmiştir. Hidrodinamik modelde tüm Boğazlar sistemi, çok yıllık mevcut veriler ve sahada yapılan ölçüm verileri kullanılarak modellenmiştir. Hâlihazırda Karadeniz'den Marmara'ya ve Marmara Denizi'nden Karadeniz'e mevcut bir akım bulunmaktadır. Kanalın yapılması durumunda mevcut durum ile Kanal arasındaki iletişim incelenmiştir. Analiz sonuçları Kanalın oksijen miktarını azaltan etkisinin olmadığını ve deniz yaşamını olumsuz etkilemediğini göstermiştir.
Karadeniz'den Marmara'ya ve Marmara Denizi'nden Karadeniz'e mevcut bir akım bulunmaktadır. Marmara Denizi'ne olumsuz bir etkinin olmayacağı tespit edilmiştir.