İletişim Başkanı Fahrettin Altun yaptığı açıklamada Türkiye'nin tarihi projesi Kanal İstanbul için önemli noktalara değindi.
Günümüzde deniz ticaretinin global hacmi 30 trilyon dolara ulaşmış durumda. Bunu, 150 farklı ülkeye ait yaklaşık 54 bin ticaret gemisi her gün milyonlarca ton yük taşıyarak gerçekleştiriyor. Enerji sektöründeki ilerlemelerle akaryakıt ve tehlikeli madde taşıyan tankerlerin sayısı da gün geçtikçe artıyor.
Güvenlik ve çevre riskleri, günümüzde ülkelerin en önemli sorunu haline gelmiş durumda. Uluslararası deniz ticaretindeki bu gelişmeler ülkeleri daha hızlı, güvenli ve düşük maliyetli yeni deniz yolları arayışına itiyor kuşkusuz. Ülke ekonomilerine katkı sağlayan, global ticaret ağlarını rahatlatan ve böylelikle sahibi olduğu ülkenin uluslararası sisteme daha fazla entegre olmasını sağlayan kanallar artık çok daha stratejik öneme sahip. Dünya deniz ulaştırmasının yüzde 25'inin Türkiye'nin içinde yer aldığı Akdeniz havzasında gerçekleştiğini göz önüne aldığımızda, Türkiye'nin bu gelişmelere kayıtsız kalması da elbette düşünülemez.
Türkiye, bir çok ülkenin geçmişte yaptığı ve halen yapmakta olduğu gibi alternatif ticaret yolları inşa ederek; güvenlik risklerini azaltacak, ekonomisine katkı sağlayacak, uluslararası ticaret sistemine entegre olacak ve coğrafyasının kendisine sunduğu stratejik öneminden hakkıyla yararlanacaktır. İşte tam da bu noktada; Kanal İstanbul projesi 11 milyar dolarlık yatırımla İstanbul'un tüm deniz risklerini ortadan kaldıracak, can ve mal güvenliğini tesis edecek, 10.000 kişilik yeni istihdam sağlayacak ve ülkemize yılda 1 milyar dolar gelir getirecektir. Kanal İstanbul ile İstanbul Boğazı için tehlike arz eden tüm gemi taşımacılığı daha güvenli hale gelecek, boğazın tarihsel dokusu korunacak, kazalar önlenecek, şehir hatlarının yükü hafifleyecek ve seyir emniyeti sağlanacaktır.