HDP'li Diyarbakır, Vanve Mardin Belediyelerinekayyım atanması tartışılıyor.
Kamuoyu yine ikiye bölünmüşdurumda:
Bu işe karşı olanlar, seçimleişbaşına gelmişsiyasilerinyerine yargı eliyleatamalar yapılmasınındemokrasiylebağdaşmayanbir uygulama olduğunusöylüyorlar.
İdeal olarak hiçbir demokrat bu teze karşı çıkamaz sanırım.
Bunca yıl halkın seçilmiş siyasi temsilcilerine kasteden askeri vesayete ve darbelere karşı hep birlikte mücadele etmedik mi? Bedel ödemedik mi?
Kayyımları savunanlarsa söz konusu belediyelerin halkın kaynaklarını PKK'ya aktardıklarını hatırlatıp, seçilmişolmanın söz konusu suçakalkan olamayacağını dile getiriyorlar.
Peki, mantıklı, hukuk devletini savunan birisinin bu görüşe itiraz etmesi mümkün mü?
Aramızda hiç kimsenin, kamu kaynaklarının politik ya da şahsi gerekçelerle yasadışı şekilde harcanmasını görmezden geleceğini sanmıyorum. Yolsuzluğun kişisel ya da örgütsel, şahsi ya da siyasi gerekçelerle yapılmış olması fark eder mi?
***
O halde bu gürültünün sebebi ne?
Niçin bir kesim siyah derken öteki beyaz diyor?
Bence bunun en büyük nedeni yine el yordamıyla işgörüyor olmamız.
Oysaki tartışılan, kayyım atanan belediyelerle ilgili ilk kez karşıkarşıya kaldığımızbir durumve ona özgü biryasal tedbir değil.
Çok daha önce tartışıp siyasi ve hukuki olarakçözüme bağlamış olmamız gereken bir ilkeden bahsediyoruz.
Anayasasında "Demokratik, laik ve sosyalbir hukuk devleti" yazan bir ülkede siyasetin sınırları nedir?
***
Bu sorunun net şekilde tüm yönleriyle tartışılması, ilkenin, siyaset yarışının kurallarınınaçık şekilde ilan edilmesi şart.
Örneğin bir siyasi partinin, yönetmeye talip olduğu devlete karşı savaş açmış bir terör örgütleriyle ilişkisinin boyutu ne olmalıdır?
Evet, şaka yapıyorum.
Çünkü ne ABD'de ne Avrupa'da ne de dünyanın başka her hangi bir demokrasisinde bu soruyu ciddi olaraksoramazsınız?
Venedik Kriterleri bellidir.
Bir partinin bırakın terör örgütüyle maddi ilişki içinde olmasını, şiddeti sistematik olarakövmesi kapatılma gerekçesidir.
Ama biz, "resmi hizmete mahsus" belediye kepçeleriyle PKK'ya mayın kuyusu açmaları mahkemelerde dava konusu olan bir partinin kendisinibırakmış, yerel yönetimlerinikonuşuyoruz.
Örnekleri çoğaltmaya gerek yok. İçlerinden biri, çıkıp da "Kandil'e rağmen seçildim" desin, tüm bu sözlerimi geri alacağım söz.
Bu arada kimse sokağa çıkıp tomalardan su yiyenHDP seçmenine kızmasın. Devletin oy pusulasında yerverdiği partiye oy vermeksuç değil. Dolayısıyla iradelerinintakipçisi olmaları da çoknormal.
Daha fazla mağduriyetler üretmeden bu sorunumuzu açıkça masaya yatırmanın, tartışmaya açmanın, gerekirse halka sormanın sizce zamanı gelmedi mi?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.