MEHMET BARLAS

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 13 Kasım'da Washington'da Başkan Trump'la yapacağı görüşme, mümkün olsa da dakika dakika filme alınıp, yayınlansaydı...
Herhalde son yılların en fazla ilgi çeken belgeseli olurdu...

Ağlayacak mı?
Benim tahminim bu görüşmede Trump'ın başını Erdoğan'ın omzuna dayayarak, hıçkıra hıçkıra ağlaması ihtimalinin fazla olacağıdır...
Adeta dört taraftan kuşatılmış ve görevden azledilmesi için tüm rakiplerinin ölesiye uğraş verdikleri Amerikan Başkanı herhalde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Sen olsan bu durumda ne yapardın" diye akıl soracaktır.

Saçma durumlar
Baksanıza... Trump Türkiye'nin "Barış Pınarı Harekâtı"na onay verdiği için, Temsilciler Meclisi'ndeki Demokrat çoğunluk bu harekât dolayısıyla Türkiye'ye yaptırımlar uygulanmasına karar veriyor. Ek olarak Ermeni Soykırımı iddialarına onay verip Türkiye'yi kınıyorlar.

Trump'ın işi zor
Bahtsız Trump bu durumda ne yapsın? O da önümüzdeki yıl yapılacak seçimlerde yeniden Başkan seçilmek için elinden geleni yapıyor.
Bağdadi'nin öldürülmesini bile siyasi bir şova döndürüyor. Amerika'nın kendisine düşman olan merkez medyasının halk düşmanı olduğunu söylüyor. Kadrosunda Amerikan derin devleti ile ilişki içinde olduklarından şüphelendiği isimleri azledip, yerlerine yenilerini atıyor.

Yaraları açılıyor
Sonuçta Amerika'nın içindeki bu zirve kavgası, bu ülkenin müttefikleri ile arasına mesafe koymaktadır. Bunun en son ve en somut örneği, Türk-Amerikan ilişkilerinde onarılması çok zor olacak yaraların açılması değil midir? Bu kavganın bir yansıması da Başkan Trump'ın Türkiye ile ilişkilerine verdiği öneme ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile olan dostluğuna rağmen, birbiri ile çelişen mesajlarla Türkiye'yi öfkelendirmesi değil midir?
Acaba, 13 Kasım'a kadar Amerikan iç siyasetinde kim bilir daha neler olacak?
Biz Türkiye olarak her ihtimale hazırız ama acaba Trump hazır mı?