MAHMUT ÖVÜR

CHP bildiğimiz hizipler kavgasını çoktan aştı. Artık "şaibeli kurultayı", "kurtarıcı" diye sarıldığı siyasi aktörün yolsuzluk iddiasıyla tutuklandığı, parti içi suçlamaların "düşmanlık" boyutuna vardığı bambaşka bir partiye dönüştü.
"Niye böyle oldu?" sorusunun cevabını "Post post Kemalist" aydınlar verir mi bilemem ama artık CHP'de birkaç yıl öncenin parti içi "Kemalciler- Ekremciler" kavgası çok geride kaldı ve geri dönülmez bir noktaya geldi.
Ölçüyü kaçıran, açık açık hakaret eden gazetecileri, akademisyenleri bir yana bırakıyorum, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve arkadaşlarının, Kılıçdaroğlu'nu kastederek, "Yüzüne tükürülür" ya da "Alnını karışlarız" demeleri yenilir yutulur gibi değildi.
Kılıçdaroğlu da onlara, kendisine hakaret edenler üzerinden cevap verdi: "Bu partinin düşmanlarını, yine bu partinin harim-i ismetinde boğmaya muktediriz."
Bu da iplerin tamamen koptuğunu, vazonun kırıldığını gösterdi. Ancak bu noktada sürpriz bir şey daha oldu. Kılıçdaroğlu, hançerci ilan ettiği İmamoğlu dâhil tutuklu başkanlarla görüşmek için Silivri'ye gitti.
Şaşırtıcıydı. Kemalcilerin bir kısmı tepki gösterirken, Ekremciler bunun üzerinden bile algı yürütme derdindeydi. Sosyal medyada "Kılıçdaroğlu sıkıştığı için İmamoğlu ile görüşmek istedi" diye algı yaymaya başladılar. Oysa tam tersi, İmamoğlu avukatı aracılığıyla mektup göndermiş ve görüşme talep etmişti. Neler görüşüldü bilinmiyor ama ilk gelen bilgiler, İmamoğlu'nun, "Özgür Özel'e sahip çıkın" dediği biçimindeydi.
Bu görüşme CHP'yi kurtarmaya yeter mi bilemem ama şu sıralarda Ekremciler'in yeni bir parti kurma hazırlığında olduğu çok konuşulmaya başlandı. Aslında bu yeni ortaya atılmış değil, bu köşenin okurları hatırlar, 9 Eylül 2022'de "İmamoğlu parti mi kuruyor?" başlıkla kulis yazımda aynen şunları yazmıştım:

İSMİ TESCİL ETTİRİLDİ
"İlk bakışta bu kulis haberi tebessüm ettirebilir ama 'Ateş olmayan yerden duman çıkmaz' diye de bir atasözümüz var. (...) İmamoğlu ve yakın ekibinde yer alan Necati Özkan, Murat Ongun ve Soner Yalçın'ın yeni bir siyasi strateji oluşturdukları ve adını EKİM koydukları bir partiyle siyasi yolculuğa çıkacakları konuşuluyor. Kibir konusunda ekibi de İmamoğlu'ndan geri kalmış değil. Baksanıza partinin ismi bile Ekrem İmamoğlu imzası taşıyor: EK-İM."
O günlerde bu yazıya burun kıvıranlar, hatta uydurma diyenler bile oldu. Öyle olmadığını biraz geç de olsa önceki gün gazeteci ve eski CHP Milletvekili Barış Yarkadaş zaman ve mekân belirterek doğruladı:
"CHP'ye içeriden operasyon çekildi. 2023 Mayıs seçimlerinden önce, Kılıçdaroğlu aday olmaya hazırlanırken Ekrem İmamoğlu'na yakın bazı kişiler yeni bir parti kurma planı yaptı. Hatta bu parti için 1 milyon 200 bin TL ödenerek 'Ekim Partisi' ismi tescil ettirildi."
Böyle bir hazırlık olduğu, özellikle de Meral Akşener'le "Saraçhane İttifakı" üzerinden Macronvari merkezde bir parti kurma ihtimali B Planı olarak hep vardı ve bunlar yazıldı da. Aslında bugün İBB'de ortaya çıkan "yolsuzluk ve rüşvet" iddiaları da bu hazırlığın bir parçasıydı. Kendi deyimleriyle kurdukları ve büyük paraların toplandığı "sistem"le "davası olmayan aktörler"le CHP dizayn edilmek istendi.
Ama artık bu hazırlığın bir hükmü kalmadı. CHP kurultayıyla ilgili 30 Haziran'da "mutlak butlan" kararı verilse ve Kılıçdaroğlu geri dönse yahut "çağrı heyeti" yolu izlense de bu iki aksın bir arada kalma ihtimali yok. "Yolsuzluk" tutuklusu İmamoğlu'nu savunan Özel'in de direnerek CHP'de kalma veya ayrılıp parti kurarak merkez siyaset yapma şansı çok zor. Bu kadar kirli ve parasal ilişkilerin gölgesinde siyaset yapmak yeni bir "Cem Uzan vakası" olmanın ötesine geçemez.