Cumartesi notları: Siz niye çay demlemiyorsunuz?
***
"Futbol kitleleri uyuşturur" dendiğinde kızdığım günleri geride bırakalı çok zaman oldu, biliyorsunuz. Çok şükür. Bu işe artık hizmet etmiyor olmaktan hoşnutum. Ama şu pandemi döneminde kimsenin bir şüphesi kalmamıştır ki, futbol spor mpor değildir. Futbol uyuşturucudur, yatıştırıcıdır, "kandırıcı"dır, yalandan "her şey güzel oluyor"cudur... Bunun için tonla para yatırılıyor bu endüstriye... Baksanıza, bir yandan deniliyor ki, dünyanın her yerinde virüs futbolcuları kırıp geçiriyor. İyi de maçlar da devam ediyor! En son bizim özel milli maçta 45 dakika oynayan Vida'nın pozitif çıkması ayrı bir skandal...***
"Hastalık" deyince, aklıma İbn Arabi'nin hastalıklar tasnifi geldi: Fiil hastalıkları, hal hastalıkları, söz hastalıkları... Söz hastalıkları da neyin nesi mi? Mesela "durmadan sorgulayarak karşısındakini yalana zorlamak" veya "doğruları nefret uyandıracak biçimde dile getirmek." Off ki of! Tedavisi çok zor bu hastalıkların...***
Mızmızlığı hassasiyet, mum ışığını romantizm sanmak. Ne ısrarcı yanılgı! Meşaleyi yak, heyecanla çarpsın kalbin...***
Beyoğlu Belediye Başkanlığı şahane bir iş yaptı. Milli Ağaçlandırma Günü'nde İstanbul'un dört bir yanına binlerce zeytin fidanı dikti. Bu arada Belediye Başkanlığı binasının önüne de Hatay'dan gelen iki zeytin ağacı yerleştirildi. Ömürleri uzun olsun inşallah!Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Güllerin içinden geçmeyen yollar (28.04.2024)
- Haftanın Notları: Uygarlığın köpek dişleri (27.04.2024)
- İktisat değil, insan... (26.04.2024)
- Ana muhalefet için gelecek nasıl gelecek? (25.04.2024)
- Bu ‘ego’larla nereye? (23.04.2024)
- Aynada kendimize bakmaya sıra gelecek mi? (22.04.2024)
- Geçiştirilen geçmiş ve gelecek (19.04.2024)
- Tam o noktadan başlayın! (18.04.2024)
- Sahnedeki denge bozulur mu? (16.04.2024)
- Bayram tatilinde halk dersleri (15.04.2024)