Yeni parti kadroları ve gündelik hayat iktisadı
İdeolojik tutumu halkla muhabbetinden önde giden her siyasetçi bu yanlışa saplanır.
Kolaycılıktır.
Gösterişçiliktir.
Siyasette basamakları tırmanmaya başlayınca insanın üzerine sinen bir seçkinci havadır.
Tamam! İlk ve en hayati nokta bu kadroların FETÖ virüsüne karşı dimdik duracak nitelikte olmalarıdır. Bunu biliyoruz.
Ama bir de git gide sıkıntılı hale gelen "yeni dünya"yı yeni bir zihin ile göğüsleyebilme sorunu var.
O yüzden bütün kolaycı yollardan uzak durup ders çalışmak ve her problemde sorumluluğu halkın üzerine atacak ideolojik kabalıktan uzak durmak gerekiyor.
Hatırlıyorum, 2012 yılıydı...
Bir AK Parti milletvekili halkın maneviyatını düzenleyip koruyacak bir yasa teklifi hazırlamaya kalkışmıştı.
Tabii hemen en kolay yolu seçip tv dizilerine çeki düzen vermeyi istiyor, bunun çözüme giden yol olduğunu düşünüyordu.
Ona bu köşede halkın manevi duruşunda bir sorun yok (nitekim bunu 15 Temmuz'da nasıl da net gördük!) demiştim.
Sorun gündelik hayat iktisadında...
Nitekim (şimdi adı lazım değil) o siyasetçiye önce halkın kredi ve finans düzeninden çektiklerini sorgulayıp düzeltme yollarını ara demiştim...
Ve şunu da eklemiştim...
Konut politikasının geleneksel birikimimiz ve gönül çizgimizle taban tabana zıt gittiğini gör, değiştir.
Beş yıl geçti.
Bu konularda hâlâ aynı yerdeyiz.
Umarım, AK Parti yeni kadrolarını gündelik hayat iktisadını ve halkın boğuştuğu sorunları gören kişilerden oluşturur.
*******************
Deprem uzmanlığı
Ne ilginç, değil mi?
17 Ağustos depreminden hemen sonra gelecek bir başka büyük İstanbul depremini çok konuşmaya başlamış fakat 2011'e kadar sunami'nin (asıl okunuşu budur) pek lafını etmemiştik.
Uzmanların herhalde ya aklına gelmiyordu ya da ciddiye almıyorlardı.
Sonra 2011'de Japonya'da korkunç bir sunami felaketi yaşandı.
Bir sonraki sene Filipinler'deki depremde dev dalgalar kasabaları yuttu.
O zamandan beri biz de İstanbul'u yutacak sunami'yi konuşup duruyoruz.
İnsan içinden soruyor: Uzmanlar gerçekten "uzman" mı, yoksa medya gazcıları mı?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Haftanın notları: Budur! (04.05.2024)
- Eğitime dair tarihsel ve güncel masallar (03.05.2024)
- Geçen yüzyıla bakmak... Ama nasıl? (02.05.2024)
- Çocuklar bizden ne öğreniyor? (30.04.2024)
- Soykırımı değil, kendi baş ağrılarını durdurmak istiyorlar (29.04.2024)
- Güllerin içinden geçmeyen yollar (28.04.2024)
- Haftanın Notları: Uygarlığın köpek dişleri (27.04.2024)
- İktisat değil, insan... (26.04.2024)
- Ana muhalefet için gelecek nasıl gelecek? (25.04.2024)
- Bu ‘ego’larla nereye? (23.04.2024)