Zor maçı "şipşak" gollerle elimize aldık ve yönetmeye başladık. İşler kolaylaştı derken, bir gol ardından kırmızı kartla 10 kişi kaldık ve işler yine zora girdi. Yine de kazanmak önemliydi, başardık. Arda Güler'in yönetiminde Hakan ve İsmail'in merkezi sağlam aldığı görüntüde, Kenan-Kerem-Yunus üçlüsünün çabukluğuna bıraktık pozisyonları. Hakkını da verdiler. Transfer dedikodularının ve yıpranmışlığıngölgesi altında oynayanlar var. Kerem Aktürkoğlu bu fırtınanın kurbanı olmak üzereydi ki, maçı kopartan "kahraman" olarak sürdürdü dakikaları. Uğurcan'ın da görüntüsündebenzer heyecanı fark etmemek mümkündeğildi. Tüm defans Uğurcan'ı korumaya aldı, yakınında kaldı, ellerinden gelen yardımı yaptı. Montella'nın "aile olmak" üzerine söylediklerinin haklılığını da gördük bu yapıda. Kerem'in golü sonrasında, ona ilk sarılanlar arasında Yunus'un olmasının da altını çizelim. Fotoğraflardan silinse de, sahada en iyi arkadaşı. İnce bir ofsayt çizgisine takılan Gürcistan golünün arkasında Barış Alper'in kırmızısı gelince, başta söylediğimiz oyun yönetimi, mücadele formatına evrilmek zorunda kaldı. Değişiklikler bu yöndeyapıldı. Rakibin kontrollü şekilde oyun kurmasına izin vermemek için, baskı da sürdürüldü. Vazgeçmeyen, birbirinin arkasında duran "karakterli" oyunculara sahibiz. Elbette hatalar yapıyorlar, yanlış tercihleri de oluyor. Fakat hemen yarayı sarıyorlar. İspanya maçı öncesinde bu galibiyetin getireceği güvene sahip olmaları lazımdı. Dünyadaki her takımı tehdit edecek kalitemiz var. Ne yapacağımız kestirilemez.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.