Aslında Lyon maçı sinyali vermişti. Defansif dirençte Fransızlara kale göstermemek Mourinho için "ümit vericigelişme" olarak değerlendirilmeseydi, Szymanski orta saha merkezdeki yerinde başlardı oyuna. "Acı çekti, fedakârlıkyaptı" gibi cümlelerden sonra Kostic kararı gelmeliydi bu maçta. Bu aşamada ekibi de kantara çıkar aslında. Göztepe'nin önde baskısını, daha önce bunu yapamayan orta saha ile nasıl çözeceklerdi. Bizimki de "Umut" işte. İtalyan ekibin derdi; "Nasıl ileri gideriz" değil, "Nasıl geride sağlam kalırız" olunca, ellerin havaya kalktığı 45 dakika oynandı. Tek kelime ile rezalet. 9 dakikada gelen üç golün altına imzalarını da attılar. "Birşey yapmamız lazım" dediler. Tekrar dörtlüye döndüler. Szymanski merkezegeldi, Kostic sol beke, Maximinsol öne. Taşlar yerine oturuncabaskı da geldi. En-Nesyri'nin ilk golüyle birlikte, maç atmosferini buldu. Sonrasında kaleyi tutan iki şut da gol oldu. Göztepe'nin yaktığı ateş, bir anda ters yöne dumanlandı. Sonrasında Amrabat'a attılar topu. O da geriye taşıdı sürekli. Çok tecrübeli ya, skoru tutacak, top kendilerinde kalacak. Halbuki istimi yakalamış, tribünleri ayağa kaldırmış oyundan vazgeçiyordu. Tekrar sahalarına çekildiler, skoru korumaya kalktılar, "korkakoyuna" geri döndüler. Bu "korkak futbol aklından" vazgeçmedikleri sürece, şampiyonluk için gereken sinerjiyi yaratamayacaklar. Ve dip not; yarış sıcak,kazanmak her şey… İkinci yarıdaki20 dakika uzadığında, her rakibiyenen bir takım ortaya çıkar. Mourinho ve ekibi izin verirse…
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.