ERGÜN DİLER

DAHA önce birkaç kez yazdım. Roman Abramovich'i buraya taşıdım.
Önemli isimdir. Önemli ilişkileri vardır. Önemli bir AĞ'ın kritik isimlerindendir.
Londra'ya giremiyordu.
Alınmıyordu.
İsrail pasaportu da çıkartsa giriş yapamadı.
Pentagon'un çok yakından takip ettiği Abramovich 14. KEZ VİZE BAŞVURUSU YAPTI.
Ancak sonuç yine istediği gibi olmadı. Parasının servetinin hatta spor kulübünün bulunduğu İNGİLTERE'ye giremedi.
Bu Buckingham ile Kremlin arasındaki denge açısından çok önemli. Abramovich Putin ile çok yakındır. Rothschildler'in de as adamıdır! Vize verilmiyor oluşu, ajan Skripal cinayeti kadar önemlidir. Not edelim istedim...
Devam...
Kavgadan gidelim...
Rothschild ailesi, doların yerine dijital para Bitcoin'i hazırladığını yıllar öncesinden ilan etmişti.
THE ECONMİST kapak bile yapmıştı. Hatırlayın yazmıştık...
Tabii o zamanlar Amerika Birleşik Devletleri, Rothschild ailesiyle ortaklığın kurallarına uyuyordu.
Elbette bunun yüz yıllar boyunca sürmeyeceğinin iki taraf da farkındaydı.
Ancak kabul edelim ki ortaklık çok uzun zamandır hayattaydı!
Fırtınalara rağmen gemi batmıyor, yüzüyordu! Ailenin, Bitcoin'i güçlendirmesiyle, son yıllarda gizli şekilde süren savaş açık alanlara taştı.
Pek çok neden olsa da DİJİTAL PARA kavganın önemli cephelerindendi! Amerika Birleşik Devletleri hazinesinin yaklaşık 20 trilyon dolar tahvil borcu var. 2 yıl içinde ödemesi gereken rakam ise 5.7 trilyon dolar. Kabaca rakamlar böyle...
FED'in kurulduğu günden bu yana yani ŞUBAT 2019'a kadar değer kaybı yaşayan DOLAR var ortada! 100 yılda yaşanan bu düşüş ve çıkışlara bakıldığında değer kaybı rakamlarla ortada!
Kimilerine göre bu olağan olsa da, finans ajanları doların ömrünü tamamlamaya başladığını söylüyor.
Bu durum ailenin Bitcoin'i hayata geçirme planı için aslında gerekliydi ve belki de Londra bu süreci biraz hızlandırdı.
Ancak doların büyük güç olarak kalmasını sağlayan ve Rothschild ailesiyle karşı karşıya gelen Derin Amerika da şimdi doların yerine Bitcoin'i ya da dünyanın en güçlü dijital parası için 'KRİPTO DOLAR'da karar kıldı. Bunun başarılı bir şekilde piyasada olması ve Derin Amerika'nın buna hükmetmesi için başta petrol olmak üzere tüm yeraltı zenginliklerinin de Washington'a bağlanması gerekiyor. Dile kolay ama yapılması gereken bu! İstenen de bu! PARAYI değerli kılmak için değerli olanlara sahip olman gerekmekte! Çünkü yeraltı zenginlikleri, paranın değerini arttırır. Petrolle dolar evliliği ikisini de büyüttü. Şimdi petrol, doğalgaz, bor, kaya tuzu, uranyum, lityum, pomza, koltan gibi 20 maden yeni dünyanın geleceğini belirleyecek.
Madenleri hep Amerika Birleşik Devletleri ile Britanya yönetiyordu. Fransa, Afrika'daki gücü dolayısıyla bazı madenler konusunda ön çıksa da kullanımı için Washington'ın veya Londra'nın onayını almak zorundaydı. Şimdi Derin Amerika, bugün için dünyanın en güçlü yeraltı zenginliği olarak görünen petrolün peşinde. ARAMCO da Venezuela da artık petrole sahip olmak isteyen güç için bir elmas değerinde. DERİN AMERİKA, ARAMCO, Afrika petrolleri ve Venezuela petrolünü tek güç olarak yönettiği anda, 20 değerli madenin de patronu olacak. Bu da Çin'in ABD'den nefes almak için dahi izin isteyeceği anlamına geliyor. Senaryo gerçekleşirse olacak olan bu! DERİN AMERİKA hem plan yapıyor hem ulaşmak için yollar kuruyor hem de değişime ayak uyduruyor.
DİJİTAL PARA örneğinde olduğu gibi... KRİPTO PARA, yeni hamleleri yani...
Çin'in böyle bir operasyonu sessizce izlemesi de mümkün değil. Çünkü bu sadece Çin'in değil, birçok ülkenin hatta kıtaların çöküşü demek. Bunun için çok denklemli zaman dilimindeyiz. Fransa ile Almanya'nın bir araya gelmesi, Çin ile Rusya'yı sevindirirken bu guruba İran da katıldı. İran petrollerini de göz ardı edemeyiz.
Çünkü bugün Çin için en önemli enerji kaynaklarından biri de İran.
Derin Amerika, İran'da rejim değişikliğinden sonra Venezuela'ya girmeyi düşünüyordu. Ancak Çin'in İran ambargosu dolayısıyla Venezuela'ya yönelmesi, Derin Amerika'nın bu güçlü refleksini bir kez daha görmemize neden oldu. Pentagon güçlerini canlının yaşadığı her yerde üniforma göstermeye bağlıyor. Göstermek için de uğraşıyor... Beyaz Saray'a devlet adamı yetiştiren her okulda, özel ders brifinglerinde dünyanın tek devlet olduğu ve liderinin de ABD olduğu öğretilir.
Bu brifingleri alanlar, gelecekte etkin olurlar. Henry Kissinger, 1954 yılında Harvard Üniversitesi'nde bu brifingi aldı. Henüz 31 yaşında devlete giren Henry Kissinger, 95 yaşında ama hala aklı çok önemli.
Steve Bannon da 31 yaşındayken yine Harvard Üniversitesi'nde bu özel devlet brifingini aldı. O da hala çok etkin. Avrupa'yı, Ortadoğu'yu hatta Asya'yı bile dizayn edecek kadar etkili. Kissinger Yahudi, Bannon Katolik. Amerikan derin devleti, proje çocuklarında hiç yanılmaz. Kissinger ve Bannon, medyatik olanlar. Medyatik olmadan inanılmaz kararlar alan ve aldıran birçok proje genç, onlarca ülkeye servis edildi.
Güçlü olmak kadar güçlü kalmak önemli. ABD, kendisine doğru yaklaşan çok ciddi fırtınadan daha güçlü çıkmak için 4 kıtanın da fırtınanın içinde olmasını istiyor. Bu duruma öfkelenmek olağan ama akıl dışı öfkelenmenin kimseye faydası yok. Etik kararların çok ciddiye alınmadığı dönemdeyiz. O nedenle ülkesini düşünenlerin ülkesi için kararlar alması çok önemli. Bannon'la ilgili bir ilginç not da Brezilya'dan geldi. Steve Bannon'ın iktidara taşıdığı Brezilya Cumhurbaşkanı Bolsonaro, bunu inkar ediyor.
Ancak milletvekili oğlu Eduardo Bolsonaro, "Steve Bannon'ın kurduğu milliyetçi harekete katılmak, benim için büyük onur" dedi. Bannon'ın aldığı brifingi ne kadar iyi dinlediğinin son kanıtı.
Değil mi! ABD derin kısmıyla ya da görünen kısmıyla kafasındaki bu planı hayata geçirmek istiyor.
ÇİN'i ve arkasındaki AİLELERİ bitirmek diz çöktürmek niyetinde! ABD çok kez de başarılı oldu. Olamadığı da çok. Venezuela bir test.
MADURO'nun geleceği, bize önümüzdeki dönem için ışık tutacak. İzleyelim bakalım...
NOT: Önemli bulduğum için aktarmak şart... Geçtiğimiz hafta CIA'nın DEAŞ'ın gerçek lideri Aminullah'ı, 200 milyon dolar vererek TALİBAN'ın elinden aldığını tutuklu olduğu hapishaneden kaçırdığını aktardım. DEAŞ şimdi PAKİSTAN'da ortaya çıktı.
Ve bir grup önemli ÇİN'liyi kaçırdı. Tesadüf derseniz itirazım olmaz. Ama tesadüf mü? Düşünün bakalım... Çinli olmaları tesadüfle açıklanabilir mi? Mümkün mü? Elbette değil...
Bakalım UYGURLAR için nasıl bir plan düşünüyorlar!
Ayrıntılar yarın!